7

397 44 22
                                    

I need an alibi to justify, somebody to blame.

--


"Sakusa, konuşabilir miyiz?"

"Ah, tabii ki."

Ona "Sakusa" diye seslendiğim için kafası karışmış gibi görünüyordu ama umursamadım.

"Pek vaktini almayı düşünmüyorum, sadece yaptığım şeyler için özür dileyeceğim."

"Ne özürü?"

"Seni çok sıkboğaz ettim, beni sevmen için seni çok zorladım sanırım. Sevgimi sana göstermeye çalıştım ama gereğinden fazlaydı. Rahatsız olmuş olmalısın. Beni sevmek zorunda değilsin, seni zorladığım için özür dilerim. Hayatından çıkmayı planlıyorum."

"Miya, ne saçmalıyorsun sen?"

"Saçmalamıyorum. Olması gerekeni yapıyorum. Sen de bunu istiyorsun, biliyorum."

"Miya, sen benim arkadaşımsı..."

"Ya gerçekten, bu muhabbeti yapmak istiyor musun? Arkadaş kalalım falan filan. Saçmalık. Arkadaş kalacağız, eskisi kadar yakın olmayacağız ama seni her gördüğümde canım yanacak. Gerçekten gerek yok."

"Seni kaybetmek istemiyorum."

"Bu sefer kararlıyım, hayatımı düzene sokacağım ve diğerlerininkine burnumu sokmayacağım. Benimki mahvoldu diye onlarınki de mahvolacak değil."

"Hayır, mahvetmiyorsu..."

"Hepsi o izler yüzünden, değil mi? Onları gördüğün için bana acıyorsun. Kimsenin acımasına ihtiyacım yok."

"Acımıyorum. İkimiz de birbirimize değer veriyoruz, neden arkadaşlığımızı bozalım ki?"

"Bak, son kez özrümü dileyip sonra hayatından defolacağım. Beni iyi dinle. Haklı çıkmak için bir mazerete, suçlayacak birine ihtiyacım vardı. Beni sevmediğin için seni suçladım ama bu yanlıştı. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Özür dilerim, Sakusa. Hoşça kal."

"Hayır, lütfen yapm..."

Onu daha fazla dinlemeden arkamı dönüp koşmaya başladım çünkü dinlersem vazgeçerdim, biliyordum.

Arkamdan gelen adım seslerini duyduğumda daha çok hızlandım. Karşıma Osamu çıkınca bir oh çekip kolumu omzuna attım.

"Selam."

"Ha? Selam."

O günden sonra konuşmamıştık, o yüzden bu garip konuşma onu germiş olmalıydı. Sakusa'nın uzaklaştığını gördüğümde ondan ayrılıp gitmem gerektiğini söyledim ve eve döndüm.

Her türlü zarar görüyordum zaten ama sadece kendim zarar görmem diğerlerinin de zarar görmesinden daha iyiydi.

Kafamdaki sesler susmuyordu, aptal olduğumu söyleyip duruyorlardı.

Lütfen susun artık.

Kafayı yemek üzereydim.

Yine yere çöküp nefes almaya çalışırken ne yaptığıma hâlâ inanamıyordum.

Onunla olan iletişimimi kesmiştim. Bu benim için çok büyük bir şeydi. Hayatımın merkezi haline gelen biriydi çünkü. Bağımlı gibiydim. O olmazsa eksiktim ben. Ne yapacaktım şimdi? Onsuz ne halt yiyecektim?

Onun için en iyisini yapmıştım ama peki ya ben?

Ben bile kendimi düşünmüyorken başkalarının düşünmesini beklemek başından beri aptallıktı zaten.

Elime bir makas alıp çizik atacakken biri kolumu tuttu. Tutana kadar titrediğimi fark etmemiştim bile.

"Samu?"

"Tsumu, ne bok yiyorsun sen?"

"B-Ben..."

"Sanırım konuşmamızın vakti geldi."

alien blues - sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin