Ⅳ.

52 6 51
                                    

Ayağımızın altındaki karlar gidip yerini simsiyah bir toprak almıştı. Etrafıma baktığımda işkence gören melekleri görmemle ağzım açık kalmıştı. Britanya' ya döndüğümde o beni yukarı çekiyordu. Toprağa geri baktığımda içine çekildiğimi fark ettim. Dört kanadımın tüm gücünü kullanarak topraktan kurtulup havada durmaya başladım. Cehennemde bu bile imkansızdı ama bu kısmı sanırım tüm gücümle geçebiliyordum, melez olduğumdan olmalıydı. Britanya' ya kızgın gözlerle baktığımda o benim ilk başta yaptığım gibi beni ve kanatlarımı inceliyordu. 

Meleklere geri döndüğümde kalbimde kuvvetli bir acı hissederken öfkeyle dişlerimi sıktım. Geçmiş yeniden peşimden geliyordu, aman ne mükemmel(!)

Her melek tamamen iyi kalpli olacaklarına ve asla yalan söylemeyeceklerine yemin ederlerdi. Çünkü bizim var olma amacımız doğruyu göstermekti. Ama ben yemini etmem gereken gün kaçmış ve yeminin kurallarını bozmuştum. İyi kalpli bir ahmak olmak istemiyordum bu yanlıştı!  Çok kötü ceza alacağımı düşünsem de fikrimde kararlıydım. 

Yine de "Tamamen Arınma" dediğimiz törenden kaçsam da Morality ve Scruple' dan kaçamamıştım; ahlak ve vicdandan.

Morality bir Garuda' dır, bir kartalın gagası, pençeleri ve başına sahipti. Gövdesi, kol ve bacakları ise insan görünümündeydi. Normalde insan dünyasından gelenleri korkutmamak için insan görünümünü kullanıyordu, ahlaktan sorumluydu. Scruple' de insanlar tarafından oldukça sevilen Pegasustu, kanatlı bir attı. Onun görevi de vicdandı. İlk başta bembeyaz tüyleri ve kocaman kanatları vardı ama zamanla dünya değiştikçe tüyleri kirlendi ve kanatları yolundu. Şimdi simsiyah tüylü ve yaralı kanatlı olsa da vicdanlı kişiler tarafından yaşatılmaya çalışıyordu.

Onlarla karşılaştığımda ilk başta savaşmayı düşünmüştüm ama ben hem cennet hem de cehennemin gücüne sahip olduğumdan ve onlar her geçen gün zayıflarken bunun olmayacağı çok açıktı. Beni cezaya götürmeyeceklerini, bunun yerine Angel' ın -iyiliklerden sorumlu baş meleğin- beni görmek istediğini söylediler.

Angel bana bir şans verdi; ben diğerleri gibi melez olup casusluk yapmamıştım. Onun yerine kendi doğrumu bulmak için kuralları çiğniyordum. Bana ölümüme kadar zaman verdi, o zamana kadar eğer düzeltilemez kötülere ağır cezalar verip bırakma yöntemim işe yararsa beni cehenneme göndermeyecek ve tüm melekler bunu uygulamaya başlayacaktı.

Şu anda cehennemde bulunduğumuz yer benim aksime casus olan melezlerin işkence gördüğü kısımdı. Kapkara toprağın üstüne dikilmiş kazıklara bağlanıyor ve her türlü işkenceyi çekiyorlardı. İçlerinde hem cennet doğumlu hem de cehennem doğumlu olanlar vardı. 

Ortak özelliklerinden biri de benden nefret etmeleriydi. Benim de acı çekmem gerektiğini düşünüyorlardı. Şimdi hepsi acıdan konuşamaz olduklarından mutluydum, sersem sözleri sinirimi bozuyordu. Onlara kesinlikle acımıyordum ama Scruple' ı susturmak mümkün değildi ve bu acıtıyordu.

"Burada ne işimiz var kalın kafa?" dedim öfkeyle Britanya' ya bakarak. "Amacın ne senin?"

"Sadece hazır cehennemi gezerken en sonunda bağlanacağın yeri de görmeni istedim." dedi Britanya ve acı çeken melezlere bakmaya başladı. "Bu acıları çektiğini görmektense bana çektirmen daha çok hoşuma giderdi ama anlaşılan bu pek olası değil. Eh, elimdeki ile yetinmeliyim."

 "Saçma sapan konuşmayı kes!" dedim Britanya' nın yakasını toplayıp havada olduğumdan onu da kaldırarak. "Buraya düşmeyeceğim ve adaletim işe yarayacak."

Britanya "Ben sadece gerçeği söylüyorum Melek." dedi ellerini ellerime koyarak. "Alışmaya çalış dedi ve birden bileklerimden tutup beni ittirerek elimden kurtuldu.

Siyah Kanatlı Melek -Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin