Loki²'nin Kızı

orospu çocuğu odin ve güzellik tanrıçası frigga

Öhöm öhöm. Öncelikle bölümden önce söylenecek çok şey var. Size mantıklı bir insan olmadığımı ve kitabımda mantık aramamanızı söylemiştim. Bu bölüm için hazırlıktı o söylediklerim lfsncşenşxbrşf. Hayal gücümün zirve olduğu bir bölümle karşınızdayım. Benim gözümde Ella evrendeki en güçlü varlık falan arkadaşlar. Loki'nin kızı olduğu için mükemmel olmasını istemiştim zaten. Ve uzun zamandır Odin'in kıçını tekmelemek istiyordum.

Bu bölümü Odin orospu olduğu için orospu çocuğu olan Thor'a ithaf ediyorum. Çünkü kendisini biraz fazla zorbaladım:)

Keyifli okumalar<3

''Bu taraftan Leydi Ella.''

Altın saraya ilerlerken halk meraklı bir şekilde bizi izliyordu. Bakın bakın, güzele bakmak sevapmış.

Thor en önde Loki'nin kolunu tutarak ilerliyordu. Biz Clint'le görmemiş gibi sarayı incelerken Tony, Nat ve Bruce gayet cool bir biçimde yürüyorlardı. Yüzbaşı da dede modunda takılıyor öyle.

Diğerleri bizimle gelmek istememişlerdi. Keyifleri bilir aga teklif var ısrar yok.

Saray kapısındaki muhafızlar Thor'u selamlayıp kapıyı açtılar. Biz de Thor'un arkasından içeri girdik. Clint hemen koluma girip konuşmaya başladı;

''Duvarı söküp götürsek kaça satarız sence?''

Duvarda duvardı yani öküz gibi.

''Para işlerinden zerre anlamam Clint. Ben çalarak geçiniyorum.''

''Tamam işte duvarı çalalım.''

Fikri mantıklı bulmuş onaylayacakken Thor araya girdi.

''Yüce Odin sizinle akşam yemeğinde tanışacak dostlarım. O zamana kadar odalarınızda dinlenebilirsiniz.'' diyip Loki'yle ilerlemeye devam etti.

''Havaya bak sanki saray senin.''

Clint anırarak diğerleri normal bir şekilde güldü. Sonra bir kaç kadın geldi ve odalarımızı göstereceklerini söylediler. Hepimiz aynı katta farklı odalarda kalıyorduk.

Yatağa oturup bir süre mal mal duvarları ve tavanı izledim. Sonra sıkılıp Clint'in yanına gitmeye karar verdim. Odasına çat diye girdiğimde duvardaki altın işlemeyi sökmeye çalıştığını görüp gülmeye başladım.

''Gülmesene kızım başımıza üşüşecekler.''

''Sen boşver onları daha iyi bir fikrim var. Mutfağa gidelim bunların çatalları da altındır kesin. Acıktım zaten.''

Clint'in gözleri aydınlanırken koşarak yanıma geldi ve beni çekiştirmeye başladı.

''Umarım mutfağın yerini biliyorsundur burda kaybolmak istemiyorum.''

''Clint ben ışınlanabiliyorum.''

''Selena'daki gibi gözümü kapatmazsam kör olmam dimi?"

"Ne?-"

''Tamam boşver hadi gidelim.''

Clint elimi tuttu ve ışınlanma büyüsü yaptım işte. Ayrıntıya gerek yok gizli bilgi. Saray mutfağı cennet gibiydi. İkimizde altın çatalları unutmuş masada hazır olan yemeklere elle saldırmıştık.

...

Biz tıkınırken mutfak kapısı bi anda açıldı. Büyümüş gözlerle Clint'e dönmemle elindeki garip turşuda olan bakışları bana döndü. Asgard'a gelmişiz, 1001 çeşit yemek var herif hala turşu yiyor abi.