1.bölüm

48 0 0
                                    

   Umut bazen insanların yaşama sebebidir. Yada bazıları için bir kaderdir ama ben bu Umutu bir hayat olarak görüyorum. Bu umut benim bütün hayatımı özetler. Eğer umudumu kaybedersem. Hayatımıda kaybederim...

   Şimdi önümde masa, karşımda annem. Ve yine masanın üstünde hayatımı berriliyecek olan bir kağıt parcası.

   "Hadi kızım imzala" dedi annem sahte bir gülümse ile.

   Ben o gülümseyi o kadar çok gördüm ki. O sahte gülümse kalbimde yer aldı o sahte sarılmalar o sahte kokular. Anne kokusu bile sahte, ne zaman içten beni sevdiki annem? Ben yanlışlıkla doğmuşum diye bunun benim suçum olduğunu her zaman yüzüme vurur durur.

   "İmzalamıyorum" dedim net çıkan sesimle. O kağıt parçasının hayatımı değiştirmesine asla izin veremem.

   "Bak kızım insanlar konuşur ne diyeceğiz elaleme" tabi başka ne umrunda ki bu kadının.

"Anne niye? Niye? Ben istemiyorum. Onu sevmiyorum. Hata tanımıyorum, tanımadığım birisiyle evlenmemi mi bekliyorsun?" Dedim bağıra bağıra masaya vurup kalktım kapıya doğru ilerledim sonra yanağımda bir sızı hissetim sonra bir yanma.

Annem tamtamıyla karşımda durmuş bana tokat atmıştı. Ne bekliyordum ki? İlki değil zaten istediğini yapsın. Ama ben bu evliliği kabul etmiyorum!

"Ediceksin! Malum durumuzu biliyorsun!" Dedi. Zaten dünden belli para için olduğunu. İşte beni para için satacak kadar küstah annem.

Para için değilde bu evden ayrılmak için ayrılsam en fazla ne olabilir ki? Zaten her hafta dayak yemekten başka hiç bir şey yapmıyordu annem.

"Tamam." Dedim net çıkan sesimle. Sonra kapıyı açıp defolup gittim. Rüzgar o kadar güzel aydınlattı ki yüzüme, çok güzeldi.

Ve tüm yol boyunca eğer evlenirsem ne olur diye aklımdan çıkmıyordu. O kadar düşüncelere dalmışım ki parka kadar gelmişim. Adım sesleri duydum arkamdan sonra bir gölge hızlı yürümeye başladım ve adım sesleri de hızlandı. Benden daha hızlıydı be omzumu tutup arkama çevirdi. "Dokunma bana!" Diye bağırdım. Ama tanıdık yüzü görünce rahatladım.

"Sen miydin ya! Korkuttun beni öküz!"

"Kızım ne bağırıyorsun yolun ortasında, seni böyle evden çekip giderken görünce yanına gelmek istedim." Dedi Emir.

Evet Emir benim çoçukluk arkadaşımdı ilk okuldan beri beraberdik aynı mahalledeydik hata beraber büyüdük. Ama tabi ben okulladan çıkarılınca mahallede oynamaya başlamıştık. Gerçekten beni o kadar iyi hissettiriyordu ki. Benim en iyi arkadaşım sayılırdı. Ama tabi büyünce elalem diye bir şey olunca pek görüşemedik.

"N'aber, kız gel oturulalım şuraya" diyip banka oturdu yanını kaşıyla işaret edip yanına oturdum.

   "Ne oldu? Niye yüzün asık?" Dedi endişeli bir sesle. Belli etmek istemesemde o zaten beni anlayacaktır yalan söylediğimi.

   "Hiç" yalana baş vurdum.

   "Aynen kanka biz salağız ya," dedi alayla.

   "Bir şey yok dedim ya!" Bunu beklemiyormuş gibi bana şaşkınca baktı.

   Unutmuştum, aslında bu evlilik meselesini kesinlikle duymuştur diye düşünmüştüm, ama o halası hasta diye iki hafta köye gitmişti.

   "Duymadın değil mi?" Dedim. Bu sefer sesim normal ve hüzünlü arasında bir ses çıkmıştı.

   "Kızım, delirtmese adamı. Neyi duymadım?" Bana merakla bakarak.

   "Emir, bir enişten oluyor." Dedim tek nefeste.

   Gözleri kısıldı sonra hemen-hemen açıldı. Bu şok olduğunun kanıtıdır.

    "Ne eniştesi? Kızım neyden bahse diyorsun!?" Kızla banktan kalkarak.

"Yani evleniyorum." Dedim net çıkan sesimle.

"Kim? Niye? Neden? Ne zaman? Nerede?" Diye sordu art arda.

Bende ayağa kalktım ve olayı anlatmakla yetindim. "Annem her zaman bara gidip bir şeyler içiyor ya. Bu yetmedi gidip kumar oynamaya başladı, başta çok para kazandığı için bu bir bağımlılık hale geldi. Oynadığı barda bir adamla karşılaşmış. Orda adam onu yenip parasını almak istemiş. Ama annem parasını her noktasına kadar içkiye harcadığı için hiç bir para kalmadı. O yüzden adam beni ona satmasını emir vermiş annemde kabul etmiş." İç çekerek her şeyi anlattım.

Gözleri önce şok sonra şaşkınlık ardından öfkeye dönüştü.

"Kızım ne diyorsun sen! Neyden bahsediyorsun!" Öfkeyle baktı yüzüme "adresini biliyor musun? Yada borç ne kadar gerekirse öderim ben! Ama nolur onunla gitme." Dedi telaşla.

"Öncelikle adam zengin, biz haklı olsakta o davayı kazanır. Ve zaten biz suçluyuz parayı biz aldık. Hem gidip ne yapacağın gerizekalı? Orda bir sürü koruma vardır."

"Doğru" diye mırıldandı sonra bana dönüm "kaç yaşın ki adam?"

"Gerizekalı sen olayı yanlış anlamışsın. Adam 54 falan ama ben onunla değil oğluyla evleneceğim. 24 diye bahsetti annem" diyip elimi belime koydum boşluğa bakıp ne yapacağıma düşündüm.

"Baştan desene kızım. 54 yaşladaymış diye dayıdır şimdi o kocaman göbeği vardır. Bide oğlu şimdi kirli sakallı kendini bad boy sanan erkeklendendir." Sonra ne dediğini anlamış olacak ki cümlesini düzeltti "yani ne olursa olsun kimse seni zorla evlendiremez"

"Sence bu dediğin ile bir şey düzelir mi?"

"Kızım ne bilim ya benimde kafam karıştı halediceğim ben"

🥀

Haletmeni gördük allahın cezası!

Üstümde olan dar gelinlik nefes alış verişimi zorluyordu. Pek çok Dar değildi ama ben rahat şeylerden hoşlanırım.

Gelinliği anlatacak kadar üşen genim kusurumuza bakmayın sizde böyle hayal edin gelinliği;

   Gelinliği anlatacak kadar üşen genim kusurumuza bakmayın sizde böyle hayal edin gelinliği;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kumaşı çok garipti galiba ipek böceğinden yapılmış.

Ne bekliyorsun Ela? Kaçta kurtar kendini.

Nikah salonun annemin koluna girmiş yürüyordum damadı göremiyoruz tabi çünkü kafamı kaldırmıyordum.

Nikah memurun önüne geldiğimizde nikah masanın bir kaç adım önde bir çıkış kapısı gördüm. Sonra nikah memurun sesini duydum. "Siz Arda Karaoğlu, Ela Aktanı hastalıkta sağlıkta-" diye devam etmeden elbisemin ucunu tutup kapıya doğru koşmaya başladım.

Bölümün sonu.

Bazılarından linç yiyebilirim ama unutmayın asla ama asla şiddet yada cinsellik falan olmayacaktır ilişkilerinde. Bir aşk hikayesi. Ve tabiki kötü karakterler olucaktır iyi okumalar.

Başladığınız tarih👉👉

Evlilik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin