4.bölüm

7 1 0
                                    

Aklımda o kadar düşüncelerim varki hiç birine duymuyorum hiç birine uymuyorum ne yaptığımı ben bile bilmiyorum. Sahi. Ne yapıyordum ben?

Gördüğüm ne varsa o tarafa koşuyordum.

Koşuyordum koşuyordum. Ama faydası yoktu.

Yakalanmıştım.

İki adam benim kolumu tutup sürüklüyorlardı. Bu nasıl bir şey?

Kapıya bile ulaşmamıştım. Kendimi bir kaplumbağa gibi hissediyorum. En önemlisi bütün herkes bana bakıyordu. İğrenç ve rahatsız bir şey. Ama en çok beni üzen bütün bu olanlardan Rıza amca bana hayal kırıllığıyla bakmasıydı.

İşte, yine o piçin önüne geldim.

"Pardon, sözümü devam ettiremediğim için devam ediyorum. Sizdende özür diliyorum gelin hanım kaçma planlarınızı bozduk" dedi nikah memuru.

Bir sürü kıkırdayan insanları duymuştum bile. Siz benim durumuma gelirseydiniz aynı şeyi yapardınız köpekler!

   Ama az önce gülümseyen adamdan bir eser yoktu. Şimdi dimdik suratı ve kaşlarını çatmış olan adama bakıyordum.

   "Siz, Ela Aktan. Haslalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde. Eşinizi Arda Karaoğlu olarak kabul ediyor musunuz?" dedi nikah memuru.

   Dudaklarından tek kelime çıkmadı gerekti herkes bana merakla barıyordu. Ama tabi baskıyla.

Sanki umrumda.

Ne yaptığımı bir gözden geçirdim. Zihnim aklım her yerim donmuş gibiydi hiç bir şeyi düşünemiyordum aklım almıyordu.

Ve dediğim gibi hiç düşünmedim kaçma planlarım bitti zaten. İyiliğim için de geçirli bu olay yıllardır hayal ettiğim bir şeyi sadece bir imzayla gerçekleşiyor. İstediğim üniversiteye gidebileceğim. Aslında bir iyi acıdanda bakalım. Yakışıklı koca, zengin koca, yani. Kim istemez ki? Ama zorla değil tabi.

Şimdi onun önünde durmuş tek nefeste o kelimeyi söyledim, "evet" dudaklarından sadece bir kelime çıkabilmişti.

    🥀

Allahım nerdeyim ben? Niye burdayım? Bütün gün boyunca dans etmiştim. Çok yorulmuştum.

Ama beni üzen eşim dediğim kişi bana bütün gece boyunca kaşlarını çatmasıydı. Kendimi iğrenç hissediyordum nedensizce.

Benim suçum ne şimdi? Git o torun meraklısı olan babana sor.

   Şimdi odada yalnız ikimiz vardık.

   Aynanın önüne bakıyordum ayna yansımadan onun bana baktığını görebiliyordum. Bana biraz yaklaştı, ben o sırada elbisenin femurunu açmaya çalışıyordum.

   "Dur." dedi boğuk bir sesle. Sesi o kadar kalın çıkmıştı ki ben bile irkildim.

   Sonra yavaşça eli elime gidip elimi çekmişti. Saçlarımı sol omzuma koydu. Eli saçıma gitti ve duvağımı çıkardı. Eli femuruma gitti ve yavaşça aşağıya indirmeye başladı.

   Sonra durdu. Bana ayna yansıdan baktı ve derin bir nefes alıp konuştu. "Biz şimdi evlenmiş olabiliriz ama sen asla benim karım yada eşim herhangi bir şeyim olamazsın." Sesi o kadar iğneyici çıkmıştı ki bende kendimden iğrenecektim. Niye nefret ediyordu? Ne yapmıştım? Benden hoşlanmaya bilirdi. Ama benden nefret edemezdi.

   "O kadar kötü müyüm?" diye soru attım ortaya.

   Bu soruyu sorduğumu beklemiyormuş gibi kaşlarını çattı. Ve tek kelime çıkmıştı dudaklarından. "Evet."

Evlilik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin