Hayat durdu senden sonra. Yaşanmamaya başladı hayat senden sonra. Senden öncesi yoktu Senden sonrası hiç olamdı.Huzur hiç girmedi şu akcigerime senden sonra.. Sen we senden sonrası... Demem o ki gel artık kurtar beni senden sonrasından.
Çantama Dan Brown Da Vinci'nin Şifresi kitabını attım. En önemlisi bu Dan Brown'du diğerleri önemli değil desemde defterlerimi de attım çantama we odamdan inip mutfağa girdim. Elime annemin yaptığı poğçadan bi tane alıp merdivenlerden annemlere seslendim.
- Ben geç kaldım çıkıyorum.
Ayakkabılarımı giyip ewden çıktım. İki sokak ötemde zaten gittiğim kolej.
Atınark koleji yazısı göründü zaten. Kapıdan girdim. Oo millet çoktan gelmiş. Geç kaldım derken ciddi ciddi geç kalmışım meğer.
-Beren !! Bu ses Gözdeye ait hemen yan tarafımda beliren gölgeye bakmak için kafamı kaldırdım.
- geç kaldın bugün
- uyanasım gelmedi
- neyse boşwer çantalarımızı sınıfa bırakıp istiklal marşı okumak için arka bahçeye gidelim.
- olur. Beraber beyaz mermer merdivenlerden çıkıp koridora girmiş olduk. Koridorda ilerlerken iki kız önümüzde yürüyordu we karşılıklı konuşmalarını Gözdeyle rahat rahat duyuyorduk ama bu kızların pek umurundaymış gibi değildi.
Buğra bugün geliyormuş sınıfını çok merak ediyordum. Bizi tanır herhalde koca yazı beraber geçirdik. Tanır ya bence dedi. Yanındaki kız.
Gözdeyle merdivenlere yöneldik. Gözde bana bakıp:
- Bugün çok duydum bu ismi ben.
-Buğra isminini mi diyorsun?
- ewet
- bence güzel isim dedim gülübmseyerek
İkimizde gülerek merdivenleri terk ettik. Sagda olan sınıfın önüne geldik. Ben Gözdeden önce dawrandım kapınınpl kolunu indirdim. Gözdeyle sınıfa girip pencere kenarından en sondan ikinci sırayda oturduk. Aslında okulun başından beri en sonuncu sıraya tabilbiz ama Orhun sırasını bize hiç wermedi. Çantaları bırakıp arka bahçeye İstiklal marşı için sıraya geçtik.
Bu marşı her söyledigimde içime biseyler oluyor. Gurur duyarak okuyorum. İstiklal marşından sonra sınıfa dogru yürüyorduk. Ben Gözdeye okuduğum Davinci'yi anlatmaya çalışıyordum. Kitab anlatılmıyor çünkü olaylar çok karışık illa okunması gerekiyor. Anlatamıyor ya karıştırıyor yada mutlaka bi yerde tıkanıp eee burayı nası anlatacağım ben diyorsun. Bizim önümüzde Hande we Yasemin yürüyorlardı. Ben bi an kitabı tıkanıp anlatamayıp susunca onların sesi bizim duyacağımız duruma geldi.
Buğra mı? Güzel isim dimi Yasemin dedi Hande.
Ben istemsiz Gözdeye baktım. O da bana bakıyormuş zaten. Güldük ikimizde.
- Handeyle de aynı fikirde olduk ya ben başka hiç bişey demiyorum.
- walla bende demiyorum yani diyemiyorum şaşkınım.
Tekrar güldük. Bu sırada biz sıramıza geçip oturduk.
- ben bu çocugu gerçekten merak ettim ama Beren!
- görürsün görürsün bakalım be Gözde. Bu sırada Orhun arkamıza geçip oturmuş ben hiç fark etmedim. Pencerden dışarı baktığım için olabilir.
-kimi merak ediyorsun ? Diye atladı Orhun sanane be çocuğum sanane Gözde cewap werdi.
-Buğra diye biri sabahtan beri heryerde ismini duyuyoruz da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden sonra
RomanceSen yanımdayken güzeldi şu gökyüzü sen warken başkaydı şu alıp akcigerime gönderdiğim oksijen. sen bi kalp atımlık uzagımda bi adım yanımdayken kokluyordu şu akcigerim huzuru. Huzurunuda senide özledim. "sen bana dışarıya werdigim şu karbondioksiti...