Hayat we getirdikleri kadar hayat we götürdükleri war. Hayat kadar çok hayat kadar dolu acı we sevinçler war.
Bu mümkün degil dedi. Ne demek istedi. Benden uzak dur dedim. Karşılık olarak bu mümkün değil dedi. Nasıl oluyor o. Ben istemedim mi biter. Uzak.durursun durmak zorunda kalırsın ama ben zaten ben onu şaka mahiyetli söylemistim. Benden uzak durmasını yada yakın durmasını gerektiren bi durum yok ki. Nerde durursa dursun. Ama bugün beni şaşırttı. Gözde degil o yanımda oldu. Çok da iyi dawrandığımı söyleyemeyeceğim Buğraya ama o sırada ne yaşadığımı bile kestiremiyorken Buğrada iyimisin falan filan diye sorunca kızlar tuwaletinde ne işi war onunda. İki kez sarıldı bide. Buda normal degil niye sarılıyorsun durduk yerde sanki bana. Benim icin normal seyler değil bunlar onun içim sıradan olabilir de benim için degil iste bana hergün bi erkek sarılmıyor yani.Orhun bile bana sarılmada teredüt eder. Neyse diyeceğim çünkü iyiki orda tuwalette yanımdaydı. Sarıldığı an unuttum zaten ne oldugunu yoksa hemen çekilirdim ama biraz kaldık öyle o elini saçıma götürmeye kalkınca çekildim ben. İyi geldi sarılması ilk defa yardıma ihtiyaç duydum güçlü olan ben bugün tökezledim we yanımda biri wardı. Bu sefer yanlız degildim birinin kolları arasındaydım ama yanlız degildim. Ewet tanımadığı birinin kolları arasındaydı ama yanlız olmaktan iyiydi şahsen. Hep yanlız olurum anlatmam konuşmam susarım ama bu kez biri tökezlememe şahit oldu. Hatta tuttu kolumdan düşmemem için. İlk kez birinin benim icin korktugunu öğrendim. Susmayıda zor öğrendim sorarsanız. Eskiden anlatmaya çalışırdım düşüncelerimi hislerimi ama baktım anlayan zaten yok susmayı öğrendim bende. Düşündüm hisettim çogu kez hissizleştim 'his' nedir unuttum ama herhalukarda sustum. Susmak da zor geldi başlarda ama sonra yazmayı keşfettim. Yazmaya başladım kağıtlar we kalemler dostum oldu we herkesten daha iyi anladılar beni. Bi müdet sonra kağıt we kalem oldu hayatı.. Mürekkeple doldu hayatım mürekkep koktu hayat benim için.
Bu düşünceler eşliginde ewin önüne gelmistim bile. Apartmandan içeri girdim. Ewde babam yada Fatih wardır belki diye zile bastım. Haksız degilim babam kapıyı açtı. İçeri girdim.
- hoşgeldin kızım.bu adamın hala neşesi yerinde benim olsa dakikada ruh halim degişir. Ama babam sabahtan beri neşeli.
- hoşbulduk baba Fatih geldi mi ? Portmantoya çantamı koydum. Kendi terliklerimi çıkardım dolaptan bu esnada babam bana cewap werdi.
- yok hayır gelmedi ama gelir herhalde birazdan.
- tamam ben odamdayım üzerimi değiştircem.
- tamam Beren. Oturma odasına giderken arkası dönük söylemisti bunu.
Kendi odama girdim. Kapıyı kapattım. Çalışma masamın üzerine baktım ama aradığım şey yani laptop orda degildi. Kendi odamdan çıkıp Fatih'in odasına girdim. Aha orda iste. Fatih'in çalışma masasının üzerinde laptopu alıp odadan çıktım. Yavaş adımlarda kendi odama girdim. Bu isi oldukça çok uzatmak istiyorum. Öğrenmek istemiyorum hastalık mastalık falan hele ki birde bende oldugu söylenen.bi hastalığı öğrenmek zaten istemiyorum.
Çalışma masama laptobu koydum. Sandalyeme bi ayağımı içe dogru kıvırıp onun üstüne oturacak sekilde kuruldum. Windows yazısı ekrandan sesli.bir bicimde gecip gitti. Göz göre göre hasatalığımı araştırıcam işte. Günün birinde bu noktaya gelecegimi biliyordum. Gerçekten bi gün ya merak ettigim icin yada gerçekten kendimden şüpe duydugum icin şu masanın başına oturacağımı şu hastalıgı araştıracağımı biliyordum. Kendimden şüpe duydum öyle mi ? Helal bana bravo ! Herkesin karşısında dikilerek iyiydi ama hasta falan degilim ben diye ahkam keserken iyiydi. Herkesin karşısında dururken onlar benim kişiligim özüm derken çok iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden sonra
RomanceSen yanımdayken güzeldi şu gökyüzü sen warken başkaydı şu alıp akcigerime gönderdiğim oksijen. sen bi kalp atımlık uzagımda bi adım yanımdayken kokluyordu şu akcigerim huzuru. Huzurunuda senide özledim. "sen bana dışarıya werdigim şu karbondioksiti...