AŞK HERŞEYİ KABUL EDER

26 1 1
                                    

Aşk aslında affetmiyor herşeyi sadece herşeyiyle kabulleniyor sevgiliyi.
Cumartesi dersaneden koşarak çıktım. Resmen koşarak. Hemen eve gidip omzu ve sırtı açık ince mavi kazağı altıma koyu lacivert kotu ve kahverengi botları geçirdim. Tabi bunları seçmek yazdığım kadar kolay olmadı. Tam üç saat boyunca bunları ayarladım. Birde pembe atkı doladım boyuma böyle anlatınca iğrenç gibi durdu. Ama tonları çok hoş duruyordu. Neyse gittik bir kebapçıya. Çok ciddiyim tam üç saat kebapçıya hazırlanmıştım. Böyle kapıdan girerken bi havalı girdim yalan değil yani. Yanımda düşman falan. Ama oturacağımız yeri seçerken gerçekten söndüm. Neyse çok berbat bi yer sayılmazdı. En azından Dedemanda bi mekandı ve genel olarak bu çevre türünün en iyilerini barındırırdı. Neyse öyle gelişigüzel konuştuk bir zaman. Sonra düşman dinliyorum dedi. Bana bir inme indi gerçekten. Günlerdir her ayrıntısıyla kurduğumuz, her türlü soruya cevap olan metnimiz silindi aklımdan. Derin bir nefes aldım. Aslına bakarsan ne anlatacağını tahmin ediyorum yeterince etiket olduk millete dedi. Ama hala anlatmamı bekliyordu. Biliyorsun madem demeye çalışırken tekrar anlat dedi. Ben böyle bir kararlılık görmedim. Nasıl kendinden bu kadar emin olabiliyordu ki. Tamam dedim ve başlattım anlatmaya. Ben inanmadım ve bunlar sadece bir dedikodu mu yoksa gerçek mi senden başka kimseye inanamazdım dedim. Ve biraz kıvrana kıvrana duyduklarımı anlatıp doğru mu dedim. Doğru dedi. Ben hiç bu kadar güçsüz kalmamıştım. Daha sonraları hiç güçlü olamadım şayet ona karşı. Böyle bazen duyduklarınız sarhoş eder ya insanı işte aynı öyle bir haldeydim. Ne mantıklı bi hareket ne de tek kelime edebiliyordum. Hayır diyecekti yok öyle bişey kim uyduruyor bunları diyip sinirlenecekti. Bende sakinleştirecektim. Bilinçaltım kabul edemiyordu. İşte o gün hayatımın hatasını yaptım. Kaçıp giderim diye kurarken beynimde, o masadan kalkıp gitmem gerekirken daha çok sarıldım o gün. Bir banka oturduk karşı karşıya dizlerimiz birbirine değiyordu. gülüyorduk saçma sapan şeyler konuşup. Öyle bir haldeydimki gitmek istiyor gidemiyordum. Onu sinitlendirerek alıyordum hıncımı. Yüzüne tokat atılmasını sevmez ya bile bile yüzüne vuruyordum sanki bana atılan Tokatı hafifletir gibi. Sonra bi ara bacağıma yattı. Kalbim sıkıştı. İnsan hem uzaklaşmak isterken hem nasıl yakınında dururdu ki. Aşk derlerdi hani buna hep. Bu aşk değildi. Bu kadar zaman yeterli değildi aşk için. Daha ne halini bilmiştim ki senin. Gitmek istedim ama sadece elimi yüzüne koydum. Bugün hala iki kelime var ağzımda "o gün gitseydim "

YİNE Mİ AŞIK OLUYORUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin