6.Bölüm//Çalıntı

65 11 3
                                    

Bölümün geciktiğinin farkındayım.Sebebini Son Mektup 14. bölüm başında açıkladım.Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.Bu arada o güzel yorumlarıyla yüzümü güldüren insanlar cansınız :*


İyi Okumalar :)


...



''Beni takip et Sıla'' dedi ve az önce Sahra ile kavga ettikleri yere doğru yürümeye başladı. Bacaklarımı sürükleyerek peşinden gittim.

''Yumruk at bana''diye bağırdı.

''Ne diyorsun sen Merve! Yapamam'' dedim ve birkaç adım uzağa gittim.

''Gücünü görmek istiyorum Sıla.Hadi!''

''Yapamam lütfen ısrar etme'' dedim sızlanarak.

Daha fazla üstelemesini istemiyordum. Ben daha önceden kimseye zarar vermemiştim. Tabii ki düşmanlarım olmuştu ama ben her zaman sorunlarımı ilk olarak konuşarak çözmeyi tercih etmiştim.

''Sana yumruk at dedim Sıla!'' Az önceki sevecen Merve'nin yerine sinirli bir Merve gelmişti. Çok şaşkındım.

''Daha fazla üsteleme Merve.Sana yumruk felan atmayacağım. Saçmalama'' dedim ve gözlerimi devirdim.

''Sıla sana son kez söylüyorum. Eğer bana yumruk atmazsan ben sana atacağım.''

''Tamam at ama şunu bil ki ben sana asla yumruk felan atmayacağım.''

Az önce aramızda kalmış olan iki adımlık mesafe şimdi yok olmuştu. Merve bana o kadar yakın duruyordu ki kalbimin bir an korkudan yerinden çıkacağını sandım. Kulağıma doğru yaklaştı ve çok kısık bir sesle ''Bu seferlik göz yumuyorum Sıla. Ama diğer sefere yapmam. Buraya alışman gerekiyor'' dedi. Bir adım geriye çekildi. Sahra hiçbir şey söylemeden köşede durmuş bizi izliyordu.


Kalbimin sesini kulaklarımda hissediyordum. Burası gerçekten tüylerimi diken diken ediyordu. Babamı kaybetmem yetmezmiş gibi birde karşımda bana yumruk at diye çırpınan bir kız vardı. İçim korku doluydu. Bu yolda tek başımaydım. İstediğim ilk şey o lanet olası adamdan intikamımı almaktı. Babamın gözlerini yumuşu aklıma geldikçe deli oluyordum. Kemiklerimin sızladığını hissettim. Kardeşimin güvende olmasını umut ediyordum. Düşünce havuzunda boğulmaya başladım. Sızlanmamalıydım ama. Çaresizlik parmak uçlarımdan başlayarak bedenimi ele geçirirken susup oturamazdım. Durup bekleyemezdim. O adama hayatında yaşayacağı en kötü şeyi ben yaşatmalıydım. En değerli varlığımı gözlerimin önünde yok ettiği için iliklerime kadar pişman edecektim. Koydum kutuya düşüncelerimi, kapattım duygularımın perdelerini..


O adamın cehennemi bendim. Bunu ona gösterecektim.Hücrelerime kadar hissettim nefreti. Ben beynimin içindeki dünyada bir şeyler kurcalarken tekrar asıl dünyaya dönmemi kapının gıcırtısı sağladı.


Başımı kapıya doğru çevirdim. Umudum Doruk'u görmekten yanaydı. Beni bu lanet olası yerden götürmesini istiyordum. Tabii ki götüreceği yer de cehennemden farksız olmayacaktı. Benimle birlikte tüm kafalar kapıya doğru yönelmişti bile. Maalesef ki gelen Doruk değildi.

Yaşlarının en fazla yirmi beş olduğunu tahmin ettiğim iki erkek içeri girdi. İkisinin de kasları tişörtlerinden belli oluyordu. Hemen hemen aynı boyda ve iri yapıdalardı. Birisi kumraldı ve kahverengi gözleri vardı. Diğeri ise esmer ve mavi gözlüydü. Normal standartların oldukça üzerindelerdi.

Beyazdan YoksunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin