"Merak ediyorsun öyle değil mi?Aslında kim olduğunu bile bilmiyorsun Ib.Sen bizsin bize seniz.Bunu unutma."
Ib sabah gene korkunç kabuslarla uyanmıştı.Günlerden pazartesiydi.Gece yağan yağmurdan dolayı hava kapalı,yerler ıslak ve heryer toprak kokuyordu.Evde gene ailesinin olmadığını hatırladı.Yalnızlığa alışıktı hemencecik okul formasını giyip aşağı kata indi.Gene annesinden kalma bir "Seni seviyoruz" notu vardı sehpanın üstünde.Artık onların tamamını okumaya gerek duymadan çöpe atıyordu.Kahvaltısını yaptıktan sonra camdan havaya baktı.Şemsiye alıp almamak konusunda kararsız kalmıştı.Bir süre sonra havanın açtığını düşünerek şemsiyesiz evden çıktı.Okula 20 dakika geç kalmıştı.Merdivenleri koşarak çıktı ve laboratuvara geldiğinde öğretmeninden özür dileyerek boş olan bir sıraya oturdu.Herkes proje falan filan konuşuyordu.Birinden bir cevap bekliyordu.Öğretmen: "Ah 1 hafta sonra için bir proje hazırlamanız gerekiyor,konular dışarıdaki panoda asılı.Ib sen Garry ile partnersin bir sorun var mı?" dedi.O sırada Garry bana bakarak kocaman gülümsedi."Hayır bir sorun yok."
Teneffüs zili çaldığında yanıma gelerek "Projeyi nasıl yapmayı düşünüyoruz?Bence bugün okul çıkışı malzemeleri alıp hazırlamaya başlayalım.İşimi sona bırakmayı sevmiyorum." dedi ve ekledi: "Evim marketin oraya yakın istersen yani...orada yapabiliriz(!)" "Peki olur zaten bir işim yoktu." dedim.Açıkçası yoktu.Evde tek yaptığım ödevlerden sonra yemek yiyip yatmaktı.Garry şaşırmış gibiydi."Ek derslerden sonra kapıda bekleyeceğim o zaman." dedi.Ben tabiki gene kütüphanede geçirecektim o zamanı.Acaba bugün ne dersi vardı?Neyse çokta önemli değildi.Pencereden dışarı baktım.Sabahkine göre bulutlar seyrelmişti.Derste not tutarken arkamdan iki kızın fısıldaştığını duydum. "Demek bugün ona söyleyeceksin!Bence çok kibar olduğu için seni reddetmez." diğer kız konuşmaya başladı: "Çok heyecanlıyım ek dersimiz aynı ama sevgilisi yoktur değil mi?" Sesini çok alçalttığı için duyamadım.Neyse buda çok önemli değildi.Sevgi denen şey benim için çok önemli değildi.İnsanlar hiç sevmemişken sevdiklerini nasıl anlayabiliyorlar ki?Soyut birşeyi bu kadar somutlaştırmaları bile saçma.
Saat 11.38.Kütüphaneye girdiğimde aldığım kitap kokusu ile birlikte bundan hoşnut bir şekilde köşeme kuruldum.Sanırım bazı sınıfların araştırması vardı çünkü kütüphane olduğundan kalabalıktı.Canım nedense kitap okumak istemiyordu.Açık pencereden dışarıyı izliyordum.Yüzümü okşayan hafif rüzgar hoşuma gidiyordu.Bu sırada arka bahçeye bir kızın geldiğini gördüm.Pek umurum değildi.Fakat daha sonra Garry kızın yanına geldi.Garry?Ne konuştuklarını duyabiliyordum.Kızın sesi sabahki kızın sesi ile aynıydı.Garry'e aşkı ilan etmişti.Fakat Garry "Üzgünüm ama sevdiğim başka biri var." demişti.Acaba insanlar bu kadar rahat birbirlerine duygu besleyebiliyorlar mı?Garry ile ben neyiz?Başından beri anlamadığım bir takım şeyler olduğunu düşünüyorum.Bu sırada Garry oradan ayrıldı ve kızın arkadaşı geldi.
Okul çıkışı Garry tek koluna taktığı çantası ile duvara yaslanmış beni bekliyordu.Beni görünce yüzüne bir gülümseme yerleştirip "Gidelim mi?" dedi.Yol boyunca konuşacak bir şey bulamadım.Ona kimi sevdiğini falan sormak istiyordum.Oysaki beni ilgilendirmezdi."Aç mısın Ib?Burada mı yiyelim evde mi?" "Benim için farketmez ama burada yesek daha iyi olur gibi." dedim.Evde bulaşık falan çıkacak sonra.İnsanların evinde onlara yük olmayı hiç sevmem.Yemeğimizi yedikten sonra üst kata çıktık.Alacağımız malzemeleri 2 kez eksik mi diye kontrol ettikten sonra gidecektik.Garry bir yere daha gitmesi gerektiğini söyledi ve bir pastahaneye uğradık."Evde biraz bitki çayı olacaktı.Tatlı ile iyi gider diye düşündüm." dedi.Satıcı bize ne istediğimizi sorarken ekledi "Siz sevgili misiniz?Çok yakışıyorsunuz." diye.Garry ortada utanılacak birşey yokken yüzünü kapayarak "Hayır" dedi.Sesi o kadar garip çıkmıştı ki.Aldığımız keklerle birlikte marketten çıktık.Hava bulanıklaşmıştı.Umarım biz eve gidene kadar yağmur başlamaz.Hem evinin yakın olduğunu söyledi."Yağmur yağacağa benziyor.Şemsiyen var mı?" "Hayır yok.Evin yakın değil mi?" dedim. "Yakın ama gidene kadar yağmur yağar büyük ihtimal." dedi.Bunu söyledikten 3 dakika sonra yağmur bastırdı.Şom ağızlı.O kadar şiddetli yağıyordu ki evine gidene kadar sırılsıklam olmuştuk.Evi 5 katlı bir apartmanın 3. Katıydı.Başta çok sıcak bir yuva beklemiştim.(Mecazi anlamda.) Annesinin falan bizi karşılayacağını düşünmüştüm.Evde kimse yoktu.Ve sanırım hiçbir zaman kimse yoktu.Garry'nin tek başına yaşadığını bilmiyordum.İçeri girerken Garry "İçerisi biraz dağınık özür dilerim." dedi.Oysaki aşırı düzenliydi.Sadece sehpanın üzerinde dağılmış kitaplar duruyordu."Otursana Ib" dedi.Doğru böyle evin ortasında dikilmemeliydim.Beş dakikaya kadar geleceğini söyleyip salondan ayrıldı.O sırada bende aldığımız malzemeleri çıkartıp ders kitabından konumuzu arıyordum.Saçlarımdan yağmur suları damlıyordu.Garry'den havlu istemeliydim.Belkide havlu getirmeye gitmiştir diyerek biraz bekledim. Salondan hole doğru ilerledim ve kapalı olan bir kapıyı açtım.Büyük ihtimalle yüzüm domatese döndü.Garry üstünü değiştirmeye gitmişti ve yarıçıplak bir haldeydi.Altında bir eşofman üstünde ise boynuna attığı bir havlu vardı.O öyle utanmamıştı nedense."Ö-Özür dilerim ben...havlu isteyecektim ama-" Arkasındaki dolaptan bir tişört çıkardı ve üstüne geçirdi."Özür dilerim.Benim yüzümden üşütmesen bari."bana bir havlu ve tişört uzattı."İstersen tişörtünü de değiş.Hasta olmanı istemem." Teşekkür ederek elindekileri aldım."Lavabo nerede?" dedim ve bana neresi olduğunu gösterdi. Tişört bol gelmişti ve Garry gibi kokuyordu.Havlu ilede en azından saçlarımı kurulayabilmiştim.Salona gittiğimde Garry deftere ders kitabından notlar yazıyordu.Salona girdim ve tam Garry'nin yanına giderken ayağım birşeye takıldı ve Garry'nin üstüne düştüm.Kalkmak isterken Garry beni kolumdan tuttu ve bana sarıldı.Kulağıma şu sözleri fısıldadı: "Kendini çok savunmasız bırakmıyor musun sencede?" ve devam etti: "Özelliklede sana başka duygular besleyen bir insana karşı?" Daha sonra kolumu bıraktı ve odadan ayrıldı.Ne demek istemişti?Başka duygular derken nasıl duygulardı?Garry bana aşık olamazdı o kıza ben başka birini seviyorum demişti.Acaba kimi seviyor?Belkide benden pek hoşlanmıyordur bu yüzden üstüne düştüğümde sinirlenmiştir?Bir yandan bunları düşündüm ve bir yandan da notları yazıyordum.O sırada göz kapaklarım ağırlaştı ve kafamı notları geçirdiğim kitaba koydum.Uyumamalıydım ama çokta uykum gelmişti.
(Garry'nin ağzından yazıyorum.)
Duygularımı bu kıza anlamak için yüzüne "Seni seviyorum Ib!" diye bağırmam gerekiyor belkide.Nasıl bu kadar duygusuz olabilir ki?Yada işine mi gelmiyor?Belkide hoşlandığı başka birisi vardır.Hazırladığım çayları fincanlara doldurdum.Aldığım tatlılarıda bir tabağa koydum ve salona yöneldim.Salondan girdiğimde "Ib ıhlamur çay-" Uyuyordu.O zamandan beri özlediğim hayalini kurduğum kızla aynı sınıftaydık.Ve o kız benim evimin salonunda üstünde benim tişörtümle uyuyordu.Bir elinde kalemi kalmıştı.Tepsiyi masaya bıraktım.Ona "Çok savunmasızsın." dedikten sonra böyle bir durumda olması...Bir süre onu izledim.Dudaklarının arası hafif aralıktı ve yüzü bebek gibiydi.Çok masum ve saftı.Sanırım onu uyandırmalı ve koltukta uyumasını söylemeliydim ama bu çok kaba olurdu herhalde.Aynı zamanda koltukta beli tutulabilirdi.Sonunda cesaretimi toplayarak onu kucağıma aldım ve kendi yatağıma yatırdım.Üstünü örterken uykusunda tebessüm ettiğini gördüm.Onu uyandırmamak için sessizce odadan çıktım ve salona gittim.Hava yağmurluydu ve cama vuran yağmur damlaları ninni gibiydi.Belkide bu yüzden uyumuştu.Ihlamurumu ve kitabımı alarak pencerenin yanındaki koltuğa oturdum.Yağmur çok bastırmıştı.1 saat sonra içeriden ağlama sesleri geldiğini duydum.Kitabı bıraktım ve odama koşar adımlarla gittim.Odaya girdiğim gibi Ib'e sarıldım.Neden ağladığı önemli değildi.Ağlıyordu.Önemli olan buydu.Genellikle Ib ona sarıldığımda bana karşılık vermezdi ama kollarını sırtıma doladı.İşler neden daha garip olmuştu ki?Ib'e bakarak "Ağlama Ib lütfen." dedim."Ağlamamı durduramıyorum üzgünüm bir şeyleri farketmem çok uzun sürdü.Çok özür dilerim b-ben-" Çenesinden tuttum ve onu nazikçe öptüm.Dudakları kadife kadar yumuşaktı.Bu kadarı fazlaydı.Kendi suçuydu.Onu uyarmıştım.Ib'in gözleri kapandı ve ağlaması durmuştu.Kısa süren öpücükten sonra Ib'e "Ağlamayı bıraktığına sevindim." dedim ve güldüm.Yanaklarım kızarmıştı aslında.Onunkileride kıpkırmızıydı.Saat 17.49."Ib istersen seni eve bırakabilirim.Ailen merak etmiştir belki haber vermiş miydin?" Ib kekeleyerek "A-ailem evde de-ğil.Olsalarda merak-etmezlerdi" dedi.Belkide bunu sormamalıydım.20.00'a kadar çok az konuşma ile projemizi bitirdik.Birşey demek istiyordum ama onu öptükten sonra cesaretimi toplayamamıştım ve zaten bir konu bulamamıştım.Sonunda bir konu buldum!Karnım acıkmıştı eh akşam yemeği yemeliydik değil mi? "Ib aç mısın?" Uzun sessizliği bozmamdan rahatsız olmamış gibiydi hatta bir konu başlatmamı bekliyormuş gibiydi."Evet bir yere mi gitsek?" dedi.Camdan baktım.Hava hala berbattı ve Ib'in kalın bir şeyi yoktu.Hastalanırdı."İstersen ne istediğini söyle ben alıp geleyim?" dedim.Sonunda eve söylemeye karar verdik.Şimdi gidemiyorduk ama Ib eve nasıl gidecekti peki?"Ib bu yağmurda eve gidemezsin istersen bugün burada kalabilirsin." dedim.Dediğim anda yanmaya başladım.Yahu sen kimsin kıza burada kal diyorsun?!Birde onu öptükten sonra(!)Ib bir süre düşündükten sonra: "Sana rahatsızlık vermek istemem taksi çağırabilirim belki." dedi ve yemeğimizi yedikten sonra onu uğurladım.Gitmişti.Büyük ihtimalle onu korkutup kaçırdım işte.Belkide öpmem onu hiç ırgalamadı.Belkide hala duygularımı anlamamıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ib-Promise of Reunion
RomanceIb adlı RPG oyununun hikayesi çok hoşuma gittiği için mutlu sondan sonra ne olduğunun fanfictionunu yazmak istedim.Yani okumadan önce oyunun gameplaylerine bakabilir veya oyunu indirip oynayabilirsiniz.Ay reklam yapmış gibi oldu t.t Herneyse iyi oku...