IV. Bölüm

221 24 9
                                    

Kütüphane sessiz ve ıssızdı.Sadece pencere açık olduğundan dolayı dışarıdan gelen rüzgar uğultusu ve yaprak hışırtıları duyuluyordu.Okul açılalı bir hafta geçmişti.Koca bir hafta!Ve Ib okulda sadece Garry ile konuşuyordu.Okulda ona buz prenses diyorlardı.Neden bilmez ama aslında konuşmayı sevmeyen bir tip değildi.Hepsi utangaç olduğundan dolayıydı.Neden utandığını kendide bilmiyordu yapısında vardı işte.Kütüphanede Guertena ile ilgili bir kitabı karıştırıyordu.Garry ona daha önceden korkularının üstüne gitmesini söylemişti.Yada bu olay rüyasında olmuştu tam olarak hatırlamıyordu.Galeride gördüğü resimler şimdi elinde bir kitabın içindeydi.Eh hala korkuyor muydu?Evet kim olsa korkardı sonuçta.Guertena'nın hayatı korkunçtu aslında,adam başlı başına korkunçluk abidesiydi.Ailesi zengindi fakat bir gün ailesi trajedik bir kazada ölmüştü.Kendisinin ise kitapta intihar ettiği yazıyordu.Elinde bir bıçak olduğunu ve son eserini -Mary- yaparken öldüğünü söylüyorlardı.Bir dakika ne?Ib,ayağa kalktı ve kütüphanede başka Guertena ile ilgili kitap var mı diye bakınmaya başladı.Sonunda bir kitap buldu.Kitap Guertena'nın eserleriyle ilgiliydi ve alfabetik olarak sıralanmıştı.Tıpkı bu...tıpkı galerideki gibi.Hızlıca sayfaları çevirerek M harfine geldi.Ma-Mary.Bulduğunda hızlıca satırları okumaya başladı:
"Mary,Guertena'nın ölmeden önce yaptığı son eseridir.Guertena'nın gerçek bir insanı veya hayalinden bir kızı mı yaptığı bilinmemektedir.Mary adlı portrenin tam adı "The Curse of the Mary" (Mary'nin laneti) dir. Bazı iddaalara göre Guertena'nın ölümü,intihar değil bir cinayettir."
Ib bunları okurken ona doğru yaklaşan ayak sesleri duyar.Geri geri giderken ayak sesleri dahada yakınlaşır.Artık neredeyse çığlık atacak duruma gelmiştir ki..arkadan biri ona sarılır.Ib anın etkisiyle küçük bir çığlık atar ve arkasını dönüp tam kitabı -o her kimse farketmemiştir- kafasına geçirir.Garry kafasını ovuşturarak "Sadece sarıldım özür dilerim sen iyi misin?" Ib derin bir oh çeker.Sadece Garry'miş."Özür dilerim b-ben biraz-" Garry elindeki kitabı alır."Guertena ha?Sanırım seni korkuttum gerçekten üzgünüm.Sadece aktivitelere katılmadığın için seni merak ettim."Hah.Doğru ya hiçbir aktiviteyi kendime göre görmediğim için bu zamanları kütüphanede geçiriyordum.Garry her bir aktiviteye hoplaya zıplaya katılmıştı.Benim aksime Garry aşırı sosyal ve çok sevilen biriydi.Okulun başından beri ne zaman onu koridorda görsem sürekli yanında birileri oluyordu.
"B-ben iyiyim sadece biraz korktum şey özür dilerim...kitap için" Garry yüzüne bir tebessüm yerleştirdi."Ehe önemli değil!Asıl önemli olan şey senin burada daha fazla tek başına oturmaman.Hadi benimle gel!Derse katılmak zorunda değilsin ve sınıfın bir modele ihtiyacı vardı zaten." Benden de muhteşem bir model olur zaten.Gülümsemeyi bile düzgün beceremiyorum ki(!) Garry elini bana doğru uzattı yamuk bir şekilde gülerek:"Hadi Ib!" dedi.Daha sonra şunları ekledi:"Hem dersler sen olmayınca çok sıkıcı geçiyor.Sen yanımda olunca daha eğlenceli olacaktır eminim!" Bu manyak ne dediğinin farkında mı?!Gözlerinin içine içine baktım.Garry bir süre sonra ne dediğini farketti ki eliyle ağzını kapayarak:"Yani ııı yani tam olarak öyle değil!Yani sensiz eğlenceli olmadığı doğru ama şey ya!Aslın-"
Sözünü kesti ve bana bakmaya başladı.Onun bu şapşallığına gülüyordum.Kütüphanenin kapısından çıkarak bağırdım:"Sen gelmiyor musun hadisene!"Aslında atölyenin nerede olduğunu bile bilmiyordum denebilir.Garry koşarak yanıma geldi.Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.Atölyeye doğru ilerledik.Oraya geldiğimizde Garry neşeli bir sesle:"Aradığımız portre modelini buldum!" dedi.Resim öğretmenini ilk kez görüyordum.Genç biriydi.Kızıl ve dalgalı saçları yumuşak yüz hatları vardı."Ah peki Garry bu küçük hanımda kim?" dedi.Sensin küçük hanım.Bana doğru yaklaştı."İsmini öğrenebilir miyim?"dedi."Ben Ib.Tanıştığıma memnun oldum."dedim.Gülümsedi."Hoşgeldin Ib.Evet arkadaşlar portre modelini dediğim gibi hazırlayın.Haydi!" dedi ve ellerini çırptı.İki kız beni sürükleyerek lavaboya götürdü.Saçlarımı düzeltip yüzüme birşeyler yaptılar.Benim süper tatlı birşey olduğumu neden bu kadar soğuk davrandığımı eğer sosyal olsaydım çok popüler olabileceğimi söylediler.Beni geri sınıfa götürdüklerinde öğretmen alkışlayarak "Ah işte bundan bahsediyordum!Bu saf bir güzellik!Haydi oyalanmadan başlayalım!Ib, sen şu sandalyeye otur."Garry ağzı açık bana bakıyordu.Aslında sınıftaki herkes birşeyler fısıldaşıp bana bakıyordu.Kesin maymuna döndürdüler beni gh.Biraz kulak kabarttığımda benim saçlarımı yapan kızlara diğer arkadaşları "İyi iş çıkarmışsınız!Bu kız o kız mıydı yani?O kadar güzel olmuş ki onu kıskandım şu an." Öğretmen kimsenin resim çizmeyip bana baktığını farkedince "Öyle bakmayında bir yandanda çizmeye başlayın!" diyerek bana doğru yaklaştı."Senden küçük bir tebessüm etmeni rica edebilir miyim acaba?" dedi ve daha sonra elindeki kırmızı gülü saçımın arasına yerleştirdi.Gülümsemeye çalıştım."İşte bu evet." dedi ve kendi resmine geri döndü.Dersin sonunda öğretmen şövaleleri ondan -aynı zamanda benden- tarafa çevirmelerini istedi.Çizilen resimlerimi görünce resimlerin ben olduğuna inanamadım.Hemen yerimden kalkarak kapıya yakın olan duvardaki boy aynasından kendime baktım.Görünüşüm hakkında bişey düşünemedim açıkçası.Ben...alımlı gözüküyordum.Öğretmen "Hepinize teşekkürler bugünlük dersimiz bitmiştir!" dedi.Herkes malzemeleri toplarken Garry yanıma doğru geliyordu.O sırada biri arkadan omzumu dürttü."Seni burada daha çok görmeyi isterim.Ib." dedi öğretmen.Ve arkasında tuttuğu elinden bir kırmızı gül uzattı bana."Her kız bir çiçektir ama sen bir gülsün Ib." Ne?Güller sanki çiçek değil. Devam etti: "Güller zariftir ve güzel kokarlar.Fakat eğer bir güle nasıl yaklaşacağını bilemezsen sana dikenlerini batırır.Her rengin bir anlamı vardır.Fakat anlamsız bütün renkler sana yakışır Ib." Sanırım bu öğretmenin fangirlleri falanda vardı.Atölyedeki bütün kızlar -ki çoğunluk kızdı- işini bırakmış hayranlıkla öğretmeni izliyorlardı.Elinden uzattığı gülü aldım."Teşekkür ederim." dedim.Garry yanımda duruyordu ve kızgın gibiydi.Bana:"Hadi Ib işimi bitirdim sana daha çok gül verilmeden önce buradan çıkalım.Zaten havasız olmaya başladı burası."dedi."Görüşürüz Garry herşey için teşekkürler özelliklede Ib için!" neşeli bir sesle bağırmıştı.Garry ile birlikte oradan ayrıldık.Çok sinirliydi.Koridorda yürürken çantamdan hızlıca ıslak mendil çıkararak yüzümdeki hafif makyajı sildim.Aslında bunun için lavaboya gitmem gerekiyordu ama Garry beklemeyeceğe benziyordu.Hemen okuldan çıkmak istiyor gibiydi.Bir süre sonra durdu ve bana baktı."Nasıl kızsın sen makyajını bile düzgün çıkaramamışsın." Daha önce makyaj yapmamıştım ki! "Elimden mendili alarak özenle dudağımdaki ruju sildi."Ah işte şimdi oldu!" Bu çocuk düşünmeden bir şeyler yapıp daha sonra ölümüne utanıyor."Hey Ib bir şeyler yemek ister misin?Ben biraz acıktımda boş zamanın da varsa birlikte bir yerlere gidelim mi?" Aslında bende acıkmıştım.Sadece "Olur." diyebildim.Okuldan çıkarken hafif bir lodos esiyordu.Kuş cıvıltıları duyuluyordu.Ve ben o an birazda olsa yüreğimin ısındığını hissettim.Tıpkı yeni doğan bir güneş gibi.

Ib-Promise of ReunionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin