Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Back To You- Selena Gomez
Kalbimi ikiye parçalayabilirsin Ama o iyileştiğinde, senin içi atar
🌊
Büyük bir boşluğu özlüyorum. O boşluğun nasıl oluştuğunu biliyorum ya da bildiğimi sanıyorum. Bir yıldızın sönüşünü izlemek onun ne durumlardan geçtiğini bilmek midir ki? Sanmıyorum ama umuyorum.
Birkaç şey tek belirgin bu boşlukta. Kırıklar, acılar, umutsuzluklar ve bol bol dengesizlik. Bazılarının nedenleri bazılarının sonuçları belli.
Bazen ise bulmaca gibi. Benim çözmeye can attığım başkalarının ise kenara fırlattığı. Elimde bir kalem sabahtan akşama kadar onu, o bulmacayı çözmek için kafa patlatabilirim. Kalbim kırılır ama sonrasında tekrar o bulmaca için atmaya başlar.
Tabi bulmacayı çözmek içinde bulmacanın elinizde olması gerekir. Bilin bakalım bende ne eksik?
Bulmacanın ta kendisi.
" Rachel! "
Adımın seslenilmesi ile çevirdiğim pedallardan ayaklarımı çektim. Dönüp arkama baktığımda ise tanıdık bir surat ile karşı karşıya geldim.
Jung Jian.
Bu küçük kasabadaki yakınlarımdan biri. Bazen tatlı bir bela bazen de korku dolu bir hız treni. Sırtına kadar uzanan koyu kahve saçları ve hafifçe yana bırakılmış kahkülleri, ne kısa ne de uzun olan boyu, benim zayıf kuru bedenimin aksine onun iyi bir fiziği vardı. Tabi en güzel özelliği konu ne olursa olsun kafaya takmamasıydı. Söz konusu Hwang Hyunjin olmadığı sürece ama.
Bugün üstünde kot şort bir salopet ve beyaz bir bluz giymişti. Omzundan beline uzanan zincirli küçük bir çanta takmıştı. Saçlarını ise her zamanki gibi salık bırakmıştı. Hoş görünüyordu.
Koşarak aramızdaki mesafeyi hızla kapattı. Yanıma geldiğinde nefes nefes kalmıştı. Bu durum anlık olarak beni endişelendirsede nefesini düzene sokması ile rahatladım. Bazen nefesi sıkışıyordu ve kendini kötü bir durumun içinde buluyordu. Bundan o da nefret ediyordu.
" Size gitmiştim ama annen dışarı çıktığını söyledi. Nereye böyle bakayım?" diye söyleyip bisikletin arkasına atladı. Ben daha cevap veremeden elleri belimi sardı ve " hedef gümüş suyu" diye bağırdı fransızca.
Ayaklarımı pedala koydum ve tekrardan çevirmeye başladım. Yol boyunca her zamanki bilindik boş muhabbetlerimizden yapmaya başladık. Bu muhabbet en çok kasabakilerin dedikodusunu içeriyordu. Küçük bir yerdi burası asıl böyle olmasa şaşılırdı.
