"Ya yeter bıktım senden! Şu telefonumu karıştırma huyundan giydiğime karışmandan erkek arkadaşım olamamasından bıktım."
Abimin katı kuralları vardı. Erkek bir arkadaşım olamaz, açık giyinemem, bu son dediğimi biraz açayım. Sıfır kollu giyemezsiniz diz kapağınız ve üstünde asla hele göbeği açık giymek. Tabi bunun yanında dar kot pantolonda dahil. Yaş 23 ama zihniyet ve bu katı kurallar 65 yaşında ki dedelerde.
"Gökçe sinir etme beni. Kim o çocuk. Ne zaman buluştun? Ya da üst mahallede ki Enver'in düğününe ne ara gittin? Lan senin öyle kıyafetlerinde yok onları nereden buldun?"
Sabır yarabbi sabır.
"Çık odamdan!"
O çıkmamıştı. İyi madem ben çıkarım. Yanından geçecek iken kolumu tuttu.
"Hesap ver bana!"
" Sal beni. Bıktırdın kendinden. Ölsem de kurtulsam senden. 5 yıldır senin yönettiğin şekilde hayatımı sürdürüyorum. Babam yerine keşke o kazada- "
Cümlenin devamını getiremedim. Çünkü sonradan pişman olacaktım. Sırt çantamı alıp odadan çıktım. Dış kapıya geldiğimde ayakkabılarımı elime alıp evden yalın ayak çıktım. Apartmandan çıktığımda mahalleli yine camlardaydı.
"NE MERAKLI İNSANLARSINIZ BE!"
Hepsinden ayrı nefret ediyordum. Abim ile birbirimizi yediğimizde hiçbiri müdahale etmiyordu. Hele o gün içip içip ağzımı yastıkla kapatıp dövdüğünde. Lan insan polisi falan arar dimi o da yoktu bunlarda. Mahalleden koşarak çıktığımda arkamdan gelmediğine emin olduğumda ayakkabılarımı giydim. O geri zekâlı yüzünden ilk derse geç kalmıştım. Şimdi de gitsem yarım gün yok yazılacaktım. 4. ders okula gitmeyi aklıma koyduktan sonra Bakırköy dolmuşuna bindim. Kulaklığımı takıp yolu izledim. Ezberledik vallahi yolları. 40 dakika sonra dolmuştan inmiş ve Bakırköy meydanına gelmiştim. Coursel avm de ki kafeye geçtim. Geçen yaz burada çalıştığım için arkadaş da edinmiştim.
"Günaydınn!"
Sevda "Günaydın Gökçe . Otur şöyle geliyorum hemen."
Müşteri sabah çok olmuyordu burada müşterisinin kahvesini hazırladıktan sonra ikimize de yapıp yanıma geldi.
"Okuldan mı kaçtın yine?"
"Geç kaldım şimdi de gitsem 4. ders de gitsem yarım gün yok yazılacağım o yüzden geç gideyim dedim."
"Abin yüzünden mi geç kaldın?"
Cevap vermeye bile gerek yoktu. Geçen yaz arada yaptığı baskınlardan dolayı hepsi biliyordu. Adım Gökçe . Gökçe Özgür soyadımın aksiydim. Bundan yaklaşık 5 yıl önce çok mutlu bir ailem vardı. Babam trafik kazasında ölmüştü. Öldükten sonra abim bütün her şeyi kendi sorumluluğunda hissetmişti. Hayatı boyunca hiç çalışmamış ve serseri olarak bilindiğinden iş de bulamamıştı. Daha sonrasında ise birinden gelen güzel teklifle uyuşturucu satmaya başladı. Kullanmaya da başladığında şiddetler de onunla beraber gelmişti. Annem buna dayanamamış ve ben okulda iken buralardan kaçmıştı. Benim suçum neydi? Beni onunla bırakmaya gönlü nasıl elvermişti? Ha sen neden annen gibi aklını kullanıp kaçmadın diye soracak olanlarınız vardır. Denedim lakin sonu kötü bitmişti. Açık açık bana eğer bir daha kaçarsam ya da denersem öldüreceğini belirtmişti.
"Polise gidelim belki bu sefer işe yarar."
Başımı olumsuz anlamda sallayıp kahvemi yudumladım.
"Bu böyle ne kadar devam edecek? "
"İkimizden biri ölene kadar. "
Öyleydi. İçeriye giren Buseyi fark ettiğimde alayla güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korhanlar ve Bulutlar -Abilerim-
Literatura FemininaKlasik karıştırılan çocukların farklı bir versiyonu.