⠀
Sabah hava yeni aydınlanmaya başlarken uyanmıştım. Her yerim tutulmuştu ve sabah olduğu için serindi. Banka oturup kendime gelmeye çalıştım. Bir süre sonra ayağa kalkıp, yavaşça eve doğru yürüdüm ama sanki birisi ve ya birileri beni izliyor gibi hissediyordum.
Eve gelince derin bir nefes aldım, saksının altındaki anahtarı çıkarıp kapıyı yavaşça açtım. Sessiz olmalıydım sabah sabah bir kavga istemiyordum. Kapıyı sessizce açıp, içeri girdiğimde gördüğüm şeyleri beklemiyordum...
Ev darmadağındı, çerçeveler, süs eşyaları, vazo, televizyon, koltuklar herşey kırılmış ve darmadağın. İşin aslı ailem üçlü koltukta oturuyordu, sessizce sanki birilerinden bir şeyden korkmuş gibilerdi titriyorlardı.
Beni fark etmemişlerdi, donmuş bir şekilde yere bakıyorlardı. Korku ile kitlenmiş gibi. Zorla yutkunup anneme sesledim ; anne?
Konuşmamla bana dönen çift gözlerle yerimden biraz geri gittim ama hiç bir şey demeden geri önlerine döndüler, garipti ve korkutucu.
Sessizce odama çıktım, saat erkendi ve haftasonuydu biraz daha uyumak istiyordum. Odama geldiğimde üstümü değiştirmeye bile uğraşmadan yatağa uzandım, uykuya dalmadan önce yine hissettim, saçımda gezen nazik bir el ve minik öpücük...
-
14:27Yerimde hafif kıpırdanarak uyandım. Kendime geldiğimde ev çok sessizdi, yataktan kalkıp salona doğru giderken evi toplayan anne ve babamı gördüm.
Yavaşça yanlarına gittiğimde babam birden bana dönüp hızlı ve sinirli bir şekilde yanıma geldi.
Yanağıma attığı o sert tokatla yere düşmüştüm, daha ne olduğunu anlayamadan saçımdan tutup sürükleyerek kaldırdığı gibi suratıma bir tokat daha attı, saçımdaki tutuşunu sertçe bırakıp beni yere ittiğinde karnıma ve ya yüzüme gelecek şekilde tekme atmaya başladı. Tek yapabildiğim acı ile inleyerek ağlamak ve Tanrı'ya yalvarmak ama yalvarışlarımı kimse duymuyordu...
Babam hıncını aldığında, derin nefesler alarak odayı terk etti. Bir süre annem beni acıyan gözleri ile izleyip babamın peşinden gitti.
Acı ile yerde kıvrandım, zorlukla ayağa kalkıp yavaş adımlarla o keskin acıya dayanarak odama gittim. Kapımı kitleyip yavaşça yatağa uzandım, gözlerimdeki yaşlar yanağımdan yastığıma düşerken acı içinde ağladım.
Acıyla gözlerimi kapatırken, ağrıyan yerlerimde narin öpücükler hissettim. Nefesimi kesen acılar yavaşça kayboluyordu bilincim kapanırken.
-
01:30Kuruyan boğazımın verdiği rahatsızlıkla uyandım, güneş batmış hava kararmıştı, dijital saate baktığımda gece olduğunu gördüm.
Yataktan kalkıp masamın üzerindeki bardaktan su içerken aklıma birden ağrılarım olmadığı geldi, şaşkınlıkla nasıl geçtiğini düşünürken, içtiğim bardağı masaya bırakıp duvara doğru yöneldim, lambayı yakıp geri odama doğru döndüğümde gördüğüm şeyle kalbim korku ile atarken dilim tutulmuştu...
Siyah, simsiyah kanatlarını bir kaç kez çırpıp ayaklarını yavaşça yere indirdi. Kırmızı gözleri ve alaycı gülüşü ile yavaş adımlarla yanıma geldi, adım sesleri odamda yankı yaparken korku ile titredim.
Yanıma geldiğinde ince uzun parmakları çenemi tutarak hafifçe kaldırdı başımı.
Siyah gece gibi karanlık saçları vardı, esmer bir teni ve kırmızı gözleri cehennemi barındırıyordu.
Alayacı gülüşü ve derin sesiyle konuştu :
Korkma küçüğüm , sesini duydum ...