IV

11 2 0
                                    

Cevher'lerden Kristal

Gözlerimi kırpıştırmadan fuları kaptığım gibi kanın geldiği yönü takip ederek ulaşmam gereken yere ulaştım. Baygın halde yatar gibi suyun içine daha da gömülen kişi Bryden'dı. Hemen içimdeki duygu karmaşasına engel olarak Bryden'ın yanına yüzdüm. Hızla onu su üstüne çıkartarak yanına çıktım. İlk yardım denilen şeyden yapmak için neler yapıldığını aklıma getirmeye çalıştım. Göğsüne bir yerlere baskı uygulayarak yuttuğu suyu çıkartmaya uğraştım. İstediğimi elde ettiğimde gülümsedim. Ama hala uyanmayınca ağzıma hava doldurup ağzından ona üflemeye başladım. Bir kaç defanın ardından öksürerek ağzından çıkarttığı su, derin bir soluk vermemi sağlamıştı. Yerinden doğrularak derin nefesler çekti içine. Ellerini kaldırarak birini göğsüne koydu, diğerini koymak için bir yer aradı sonrasında eli önce kolumu sonra kuyruğumu buldu, tabii dokunduğu yüzeyin değişikliğinden biraz korkmuş olmalı ki hemen çekmişti elini. Gözleri beni bulunca rahat bir nefes bıraktı, sonrasında acıyla yüzünü buruşturdu ve inledi. Omzu ile buluşan eli daha yeni fark ettiğim engel ile karşılaşmıştı. Sopa benzeri bir çubuk omzu ile bir olmuştu.

"Bryden, iyi misin?" Işıldayan harelerin odak noktası olmam ile hızla bana sarıldı. Yardımcı olmak ve ona daha sıkı sarılmak istedim, bir vakit bunu yapamasam da isteğime erişebilmek için kendimi sarstım. Gülümseyerek ona daha sıkı sarıldım, canını acıtmayacak şekilde.

"Asıl sen iyi misin? Çok korktum! Cevap verir misin artık Leydim?!" Omuzlarımdan tutup beni sarsarken kendi omuzu hiç umrunda değil gibi duruyordu. Ama benim için öyleydi. Kendimi dikkatlice ondan ayırdım.

"Beni yakalamalarını sen mi söyledin? Yerimi sadece sen biliyordun." dedim kırgınlıkla.

"Hayır, hayır tabii ki ben söylemedim." dedi hayal kırıklığı ile. Ayaklandı. "Böyle bir şeyi yaptığımı nasıl düşünürsün?!"

"Ama sen, "Sana sürprizim var." demiştin. Bende-" Sözümü kesti.

"Sende benim seni yakalatabileceğimi düşündün demek?! Hem de sana senin kalbinin bedenindeyken seveceğimi söylemişken?!"

Sinirle gitti,

Bir hafta gelmedi...

Her gün bekledim,

Ancak dönmedi...

Bir haftanın ardından tekrar karşıma çıkmış olması gözlerimi doldurmuştu. Sırf onun için annem ile kavga etmiş ve bir süre daha burada kalmak istediğimi söylemiştim. Neticede annem durumu kabullenmiş yaz sonuna kadar daha burada kalacağımıza dair antlaşmıştık. Bu olayın üstünden bir hafta geçmiş olması da ayrıydı tabii. Geriye kalan tek gün yarındı...

"Hala beni beklediğinize inanamıyorum doğrusu." diye kaldırdığı kaşlarıyla giriş yaptı mekanımıza.

"Bryden!" Ona alttan bakmak hoş değildi, ama ayaklarım ve bacakları olmadığı müddetçe onun boyuna erişemeyeceğim de bir gerçekti. O da bunu hissettiğimi anlamış olacak ki yanıma yaklaşıp oturdu.

"Özür dilerim." dedi başını eğip. "Verdiğim tepki fazlasıyla aşırıydı. Seni bırakmamalıydım..." Ellerime uzanan elleri izin ister gibiydi. Küçük bir hareketle ellerine değdim ve beklediği işareti almasıyla ellerimi avuçları arasına hapsetti. "Seni gördüm, dün, evvelsi gün, ondan önceki gün, seninle birlikte hep buradaydım. Ama yanına gelmeye cesaret edemedim." Merakla sordum.

"Şimdi n'için geldin o vakit?"

"Çünkü," Derin bir nefes aldı. "yaz bitiyor." Sertçe yutkundu. "Ve Kaptan bana ceza verse de, gemi temizliği en az bir ay bana kilitlendi," Hüzünlüce güldü. "beni gemiden atmadı... Yaz biter bitmez gemi buradan ayrılacak." Hayal kırıklığının gazabına uğramış olan yüzüm an be an belirginleşiyordu. "Yani yarın... Akşama doğru yola çıkacağız deniyordu..."

YAZ DALGASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin