1. BÖLÜM

3.5K 111 22
                                    


Ben kimmiyim ben Deniz Asaf on yedi yaşındayım on sekiz yaşıma girecem bir kaç ay sonra bana "Akrep" diye seslenirler ama heryerde değil mekanlarda, olay çıktığında, acil bir durum olduğunda. Deniz yada Asaf kim nasıl sesleniyorsa seslensin saygı çerçevesi içinde, on bir yaşıma kadar ezik, inek öğrenci diye seslenirlerdi annem ve babam sürekli beni döverlerdi abim ise daha çok piskolojik şiddet gösterirdi tam on bir yaşımda bir karar verdim evet daha erkendi ama yapmam gerekiyordu on bir yaşıma girdiğim günün gecesi evden annem babam ve abime haber verip çıktım gerçi onların pek umrunda değildi ya.

Bizimkilerle de o gün tanışmıştım sokakta kalmıştım gidecek yerim yoktu bir saat yürüdüm park gördüğüm gibi gitdim çimlere oturdum saat on bire yaklaşıyordu az ötede beş kişilik grup genç vardı beni gördüler tam yanıma gelecekken bir kol bana sarılmıştı EGE

Ege - Abicim burda ne arıyorsun bir vişne suyu almadık diye evden gitmek nedir demişti ben ne olduğunu anlamadan beni kaldırıp yürütmeye başlamıştı üşüdüğümü farkettiğinde çeketini çıkarıp bana vermişti.

Benle yaşıttı ama zaten herkes yaşıttı bizimkilerden ne kadar yaşıtta olsak en olgunumuz Egeydi biz ise yerine göre davranırdık.

Neyse o gün Ege beni alıp evine götürmüştü annesi Yeliz teyze ve babası Murat amca beni sevmişlerdi zaten Selim , Ege ve Özgürün anne ve babaları arkadaştı Selim'in babası Serkan amcanın dövüş mekanı vardı banada eğitim vermeye başladı eğitimlerim on dört yaşımda bitirmiştim ama hala devam ediyordum ne kadar bitirmiş olursam olsun halla kendimi tam eğitimli gibi hissetmiyordum bu yüzden daha çok arttırdım dövüş saatlerimi. Ben, Selim , Özgür ve Ege'nin elimizin içinde iz vardı avucumuzu kaplayacak şekilde bir çizgi bıçakla kesmiştik on iki yaşında, bu sayede birbirimizi ne kadar kardeş görürsek görelim o gün kan kardeşi olmuştuk.
Selim'in annesi Hazal teyze eski öğretmen Özgürün annesi Ayşe teyzenin bir pastanesi var Rıza amca ise yani Özgürün babası amir onu çok sık ziyaret ederiz bizi çok sever kendisi herzaman bu karakol sizin ikinci eviniz yavrum istediğiniz kadar kullanın der.
Ege'nin ise annesi eski doktor babası ise özel hastanenin başhekimi.

Hayatım böyle işte anne ve baba demeye utandığım kişiler ise arada bir arayıp sorarlar sırf ölüp başlarına kalmayim diye.

Uyanmış yatağımda uzanıyorken odayı telefonumun sesi doldurdu telefonumun zil sesi efsane Bana aşktan bahsetme sen aşktan ne anlarsın sen ben- ne kadar Fenerbahçeli olursam olayım bu beste bir harika kardeşim Yeliz teyzeler uyanmasın diye kimin aradığına bakmadan telefonu açtım ve ses kime ayit dersiniz Çıkarcı Şerefsiz yani babam

- Niye açılmıyor bu telefon

- Seni ilgilendirmiyor bilmem anlatabiliyor muyum

- Kes laf kalabalığını Özel Taner Hastenisine gel diyip kapattı.

O hastane Murat amcanın başhekim olduğu hastane noldu kim bilir.

Evden Ege ve Yeliz teyzeye haber verip çıktım Yeliz teyze bana saklama kabında sarma verdi Murat amcaya götüreyim diye ama içinden bir tane akşam birşey olmaz dimi dış kapıdan çıktım kapağını açtım birden Yeliz teyze bağırmaya başladı

- Kız Asaf içinde limon var onun dedi limona alarjim yok ama yiyemiyorum nedense sarmayı geri yerine koyup görüşürüz diye bağırıp durağa gittim durakta Ahmet abi vardı.

- Ahmet abi beni Murat amcanın yanına atsana sana zahmet

- Olur kızım gel

On beş dakika sonra varmıştık on beş dakikalık yolu neden yürüyerek gelmedin diye sormayın bugün mahallelerin çocukları ful dışarda gören selam veriyor iki saat konuşur dururlardı sonra hiç uğraşamazdım belki size ergence gelir ama gerçekten uğraşamam

Kısaca AkrepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin