4. Bölüm

2K 275 3
                                    

Bir saattir, belki daha fazla süredir ekrana boş boş bakıyordu. Yaklaşık üç yıldır tek başına yazmakta olduğu bir senaryosu vardı. Bağımsız bir sanat filmi olacağını umuyordu ama ne kadar mümkündü bilmiyordu. Engin'in uzun süredir yönetmenlik yapmak gibi bir hayali vardı. Onun için altın tepside sunulmuş bir iş olabilirdi. Fakat üç yıldır tıkır tıkır yazdığı senaryoya şimdi tek kelime ekleyemiyordu nedense. Çıldıracaktı. Son on gündür falan böyleydi. Daha önce hiç böyle olmamıştı. Kafası ne kadar dolu olursa olsun, ne kadar fazla sorunu olursa olsun hep yazabilmişti. Üstelik sorun neyse onu çözemiyordu da. Geri kalan tüm abuk subuk işlerini yapabiliyor, bunu yapamıyordu.

Yeni bir sigara yakmak için paketine uzandığında boş olduğunu görünce sinirle paket kağıdını buruşturup fırlattı. Yerinden kalkıp içkisini tazeledi ve odada dolanmaya başladı. Kafasını inanılmaz zorluyordu. İçki dolu kadehini çalışma masasına bırakıp bir anda çalışma masasının yanındaki duvardan destek alarak amuda kalktı.

Arada sırada düşünürken böyle saçma sapan hareketler yapardı.

Aşırı fit ve sportif arkadaşları gibi uzun süre bu pozisyonda duramasa da yine de yirmi saniye kadar ters bir şekilde durdu.

'Kedi mi alsam?' diye düşündü. Birden evi gözüne çok boş ve sakin gözükmüştü. Bitkisi bile yoktu. İnsan bir kaktüs alırdı en azından.

"Kediye bakamam ben. Kuş alayım en iyisi," dedi tekrar iki ayağının üzerine inerken. İçkisini tek seferde bitirdikten sonra cüzdanını ve telefonunu aldığı gibi evden çıktı. En yakın markete gidip sigara aldıktan sonra eve çıkmadan rezidans binasının önünde bir tanesini yaktı. Şiddetli rüzgarın esiri olurken, yaz günü üşüye üşüye sigarasını içti.

Nurdan'ın bugünkü bakışlarını düşünüyordu.

Toplantıya gayet kontrollü bir biçimde girmişti. Olması gerektiği gibi davranmıştı. Nurdan, Yalçın'ın toplantıdaki profesyonel tavrını gördükten sonra bir daha öyle sert mert bakamamıştı. Yalçın'ın da istediği buydu. Ekip lideriydi o. Patrondu. Ona trip atılamazdı. Ama işte Nurdan söz konusu oldu mu ne hikmetse bunu diyemiyordu. Bu kızda nasıl bir otorite varsa gücünü biliyor ve sonuna kadar da kullanıyordu. Neden bu konuyu bu kadar kafasına taktığını da anlamıyordu. Batu'nun neden onunla uğraşmadığı belliydi. Nurdan zor bir kızdı.

Onu bir kere gözüne kestirip sonra geri çekilmek zorunda kaldığı için mi bu kadar kafasına takıyordu acaba? Kerimlerin düğününde Alper'le arasında olan inatlaşma büyüyüp Alper'in iddiasına dönmeseydi, Yalçın sahiden o sıralarda bu yola baş koyup istediğini alabilirdi. Ama sonra ne Nurdan'la beraber çalışma fırsatı elde edebilirdi, ne de bir daha Batu'nun yüzüne bakabilirdi.

Tabii şimdi bunu yapmamış olmak da kendisine ihanet etmiş olmasına neden olmuştu. İlk kez olan bir şey değildi bir kızı gözüne kestirip de vazgeçmek zorunda kalmak. Ama o vazgeçtiği kızları bir daha görmek zorunda kalmadığı için aklından uçup gitmişlerdi. Nurdan'ıysa artık neredeyse her gün görecekti. Bir de üstüne onun dominant karakteriyle baş etmesi gerekecekti. Yalçın her ne kadar özgüvenli bir insan olsa da, egolu ve baskın karakterli bir insan sayılmazdı. Yine de gözden çıkarmak zorunda kaldığı bir kızın, kendisiyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamasına da dayanamazdı.

Sigarası bitince hızlı bir şekilde evine çıkıp kapalı yüzme havuzuna inmek üzere eşyalarını toparladı. Mayosunu, havlusunu, bonesini ve gözlüğünü aldıktan sonra havuza geçti. Sportif bir insan olmadığı aşikardı fakat yüzmeyi severdi. Hatta uğraştığı tek sporumsu şey bu olabilirdi. Seks dışında tabii. Belki yüzerse biraz kafasını toparlardı ve tekrar yazmayı başarabilirdi.

LÜZUMSUZ SAVAŞ (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin