8. Bölüm

2.1K 269 6
                                    

Nurdan fazlasıyla gürültülü jetin içinde otururken pür dikkat görüş alanındaki Yalçın'a bakıyordu. Jetin içindeki insan sayısı sadece on ikiydi ama normal uçaklarda, hatta çocuklu uçaklarda bile bu kadar ses olmuyordu. Selen gerçekten aşırı şamatacı bir insandı. Milleti de kendisiyle beraber goy goy yapmaya sürüklüyordu. Fakat Nurdan bu yaşam temposuna alışkın olmadığı için enerjisi pek yoktu. Neyse ki hemen yanında oturan Elif de bitik bir şekilde uyukluyordu.

Mikanos'a gitmek bir saatten kısa sürmüştü. Nurdan camın yanından bir saniye ayrılmamıştı. Hava o kadar, o kadar güzeldi ki ağlamak istiyordu. Sonunda bugün hayallerinin gerçekleştiği gündü. İner inmez her şeyi yapası vardı. Keşke yirmiye bölünmesi mümkün olsaydı.

Jetten ilk inen o oldu. Gümrükten ilk geçen de. Kiralanan araçlara binip otele giderken içi kıpır kıpırdı. Arda'nın kullandığı arabada, arkada abisiyle beraber oturuyordu. Kafasını sincap gibi camdan dışarı çıkarmıştı. Rüzgardan saçları uçuşurken, aslında Türkiye'den çok da farklı bir görüntüye sahip olmayan Yunanistan kırsalındaydı gözleri hep. Önde oturan Elif'in de camı açıktı. Nurdan kadar olmasa da başını dışarı çıkarmıştı.

"Çok güzel gözüküyor etraf değil mi ya?" diye sordu bağırarak.

"Eveeet!" dedi Nurdan da neşeyle.

"Özellikle şu küçük kilisemsi harabeler çok değişik ya. Gelip fotoğraflamak lazım buraları."

"Galiba sen tam benim kafadasın Elif. Fotoğraf çekmeyi sevmen beni çok mutlu ediyor."

"Sonuna kadar yanındayım, merak etme."

Otellerine gitmeleri on beş dakikalarını almıştı. En son Kerimlerin arabası geldiği için onları kısa bir süre beklemişlerdi. Nurdan dakikalarca ağzı açık bir halde bakmıştı gördüklerine. Neyse ki bu defa yalnız değildi. Herkes Kerim'in bu aşırı lüks seçimine en kaba tepkileri vererek Nurdan'ın hislerine tercüman oluyordu. Alper bile "Abi bu sefer şov yaparken beni bile büyülemeyi başardın tebrik ederim," demişti. Nurdan'ın gördüğü kadarıyla Alper altın klozete sıçan bir insandı normalde. Onu dahi hayret ettirecek seviyedeydi gördükleri

"Ya en düzgün küçük butik otel burasıydı arkadaşlar. Burada hiç Türk olmayacağını varsayarak gönül rahatlığıyla size; bu yaptığınıza amını bulup, kılını da bulup, bir de üstüne söylenmek denir diyeceğim."

Herkes Kerim'in sözlerine kahkahayı patlatırken Kerim sessizce gülerek Selen'in elini tutup beyaz renklerin ağırlıkla hakim olduğu otelin çiçeklerle süslü yolundan resepsiyon kısmına geldi.

Anahtar kart pay süreci devam ederken, Nurdan odasında tek başına kalacağını öğrendiğinde şok geçirdi. Çiftler dışında herkesin kendi odası vardı. O her zamanki fakir zihniyetiyle odasını Naira ya da Batu'yla paylaşacağını sanmıştı. Fakat sonuç mantıklıydı. Elalem buraya alem yapmaya gelmişti. Kendisi gibi yatak odasını sadece uyumak için bir araç olarak kullanmayacaklardı. Tek gelenlerin hepsi yalnızlığa ihtiyaç duyuyordu. Kendisi hariç...

Batu, Alper, Engin, hatta Naira... Yalçın. Bunların hepsi Mikanos'taki turistlerin tadını çıkaracaklardı. Nurdan'sa artık o gün çektiği fotoğraflara bakar bakar uyurdu.

Kalacakları odalar birbirine bitişik evlerden oluşuyordu sıra sıra. Hepsinin önü havuza ve sahile bakıyordu. Özellikle Ardaların, Kerimlerin ve Yalçın'ın odası efsaneydi. Kendilerine özel manzaraya açılan havuzlardan vardı odalarında. Yalçın'ın odası hemen Nurdan'ınkinin yanıydı. Kendi balkonuna çıktığı an Yalçın'ın muhteşem havuzunu görebiliyordu.

Görevli Yalçın'ın ve onun eşyalarını beraber getirdiğinde Yalçın hızlı davranıp adama ikisi adına da bahşiş vererek incelik yaptı. Nurdan bu davranışı için ona teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

LÜZUMSUZ SAVAŞ (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin