Güldükleri, eğlendikleri çok güzel bi' 5 saat olmuştu onlar için.
Yediler, içtiler ve ödevlerini yaptılar. Tabii bu sırada birbirleri hakkında daha çok bilgi öğrendiler. Daha çok sevdiler birbirlerini.
"Boynun tutulmuş olmalı. Her şeyi sen yazdın. İstersen sahile falan inelim temiz hava iyi gelir"
Minho'du konuşan.. Kendini geriye çekmeye çalışsa da Jisung daha da üstüne gidiyordu. Minho ise buna dayanamıyordu ve ona sürekli uyum sağlıyordu.
"Peki tamam inelim. Dondurma falan yeriz iyi gelir"
Minho sevmişti bu fikri. Her ne kadar tatlı şeyleri sevmiyor olsa da sevmişti. Çünkü bunu öneren kişi Jisung'du...
Sahile inmiş ve uzun bir yürüyüşe başlamışlardı. Jisung ise içinden 'Şimdi yapmazsam bu son şansım' diye geçiriyordu. Öyle olduğuna inanıyordu..
"Minho sana bir şey söylemek istiyorum" Minho durup ona doğru döndüğünde o da yürümeyi bırakmıştı.
"Uzun zamandır söylemek istiyorum ama yapamıyorum çünkü belki sen öyle hissetmiyorsundur diye düşündüm. Hem zaten neden öyle hissedesin ki. Neyim var benim. Özür dilerim çok uzattım tekrar tekrar dediğim gibi rahatsız olacaksan söyleme-"
Susmuştu Jisung.. Daha doğrusu susturulmuştu Minho'nun yumuşak, kıpkırmızı tapılası dudakları tarafından. Çok yoğun bir öpücük değildi bu. Minho'nun amacı cevap vermekti. Jisung'un amacı ise bu cevabı almak. Görünüşe göre ikisi de istediklerini elde etmişti...
Minho yavaşça geriye çekildiğinde gözleri birbirlerini buldu. Minho, Jisung'un hafif üşümüş yüzünü avuçları arasına hapsedip yavaş yavaş okşamaya başlamıştım. Jisung ise hâla yaşadığı şeyin şokunu atlatamamıştı...
"Evet Jisung.. Evet. Sana deli gibi aşığım. Ama hep beni sevmemenden korktum ben. Ama bugün o cafede anladım. Ve seni buraya çağırdım. Ama sen benden önce davrandın...
Jisung hâla gözlerini Minho'nun gözlerinin etkisi altından çıkartamamıştı. Bu sözleri de duyduğunda Minho'nun avuçları arasından kurtulup dudaklarına kenetlenmesi bir olmuştu..
Öpüyordu onu. Güzelce. Sanki müzedeki en nadide, en kırılgan parçaymış gibi. Konuşuyordu Jisung'un öpücüğü. 'Seni asla bırakmayacağım.. Beni bıraksan bile ben hâla seni seveceğim. Sen benim nefesim, dünyam, yaşam kaynağımsın.. Beni bırakıp gitme...'
Anlıyordu bunların her birini Minho. Sadece bu küçük öpücüğünde değil. Jisung'un gözlerinden de okumuştu bunları. Jisung'unki her ne kadar güzel de olsa Minho mutsuz olmuştu. Onun öpücüğü bu kadar güzel değildi çünkü.. 'Seni bırakmak istemiyorum.. Seni bıraksam bile beni hâla sev. Üşürüm.. Korkarım... Sen benim nefesim, dünyam, yaşam kaynağımsın. Seni bırakıp gitmek zorunda olduğum için özür dilerim... Beni affet..'
---
Eeeeeeh Beyz muzurluk peşinde
Lütfen oy vermeyi ve düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impossible love || minsung
RomanceBazı şeyler insanların elindedir. Ama bazı şeyler değildir. Bir hastalık veya vücudunda bulunan bir kusur insanın elinde olan bir şey değildir. Ve bunlar insanlara istemedikleri şeyler yaptırabilirler, kendilerinde olmadıkları için ise hep kaçarlar...