Adım Miray. Daha doğrusu sizin beni tanıyacağınız adım bu. Mal arkadaşlara sahip, kopma meraklısı bir kızım. Lise 1 de ilk günüm. İçimde malca bir heyecan var. Sabah bana" kızım istersen ben bırakırım" diye seslenen babama attığım sikici bakışlar onu susturmaya yetti. İzmir 'in bilinen okullarından birindeyim. Bu okulu elde edebilmek için çok çalıştım. Ve şimdi okulumun önündeyim. Koca okulun bahçesinde tanıdık bir Allah' ın kulu arıyorum. Aklımdan geçen bir numaralı düşünce ay Allah 'ım inş kendime göre birilerini bulurum. Ve iç sesimin tepkisi "Koca okul amk sen buradan birini bulamazsan git at bence kendini." Arka bahçede müdür siktiri boktan bir konuşma yapıyor. O sırada gidip bir iki kişiyle tanıştım ama onların da adını unuttum gitti. Sonunda müdür sustu da bizi sınıfa yolladılar. Dua ediyorum sınıf alt katta olsun diye. Tabi bendeki bu cenabet şansıyla da en üst kattaki sınıflardan birindeyim. Girdim sınıfa sonra bir baktım Bulut. Ciddi anlamda az önceki lafı geri alıyorum. Şans yüzüme güldü, hadi size eyv gençler jajajjaja. Bulut uzaktan akrabamız. Bayağı uzaktan. Benim babamın babasının amcasının dedesinin halasının kızının torununun çocuğunun.... Her ne boksa işte anladınız siz. Kız da beni görünce geldi sarıldı. Pek samimi değiliz ama şu sınıfta tanıdığım biri çıktığı için bir anda kardeş gibi olduk biz anında. Derken içeri sarışın, tek gamzeli bir hoca geldi. Yüzünde çok garip bir gülümseme. Bu yıl sizinle çok eğleneceğim bakışları atıyor. Şimdiden sevmedim, alın beni buradan. - Hepiniz hoşgeldiniz canlarım. Ben sizin ingilizce öğretmeninizim. Aynı zamanda da sınıf öğretmeniniz de benim. Ne kadar güzel bir haber değil mi. Uzun yıllardır bu okulda çalışıyorum. Bu okulda olduğunuz için çok şanslı kişilersiniz. Ama unutmayın benim için disiplin önemlidir. Oje, takı, okulla alakası olmayan kıyafetler istemiyorum. Bunlara kesinlikle karşıyım. Bir de derslerimde konuşmadığınız sürece aramızda hiçbir sorun olamayacağına eminim. Hadi şimdi de sizleri tanıyalım. Ona şimdiden isim taktım bile Tek Gamzeli Yarim. İyi kadına benziyor aslında ya. Neyse sınıf tek tek konuşmaya başladı. Ama çok saçma bir tanışma şekli var . Herkes adını, soyadını söylüyor sonra ailesi falan filan. Ben de arkadaşımı ailesine göre seçeceğim zaten. Şahsen bir doktor çocuğu kanka olarak tercihimdir. Adaylarımı büyük bir merakla bekliyorum. İsimleri de unutuyorum zaten ya. Herkes çok değişik gözüküyor gözüme. Tamamen yabancı bir ortam. Neyse ki yanımda Bulut var. Öğlene kadar her şey aynı sıkıcılıkta geçti. Ezgi ve Zeynep adında iki kızla da iyi geçindik. Öğle yemeğine de onlarla indik. Aşağıda öyle bir sıra var ki, sanki beleşe mal dağıtıyorlar ya. Ezgi 'ye seslendim. - Kanka sıraya girecek şanslı kişi sen olmak ister misin acaba?
-Bana hiç öyle yavru kedi bakışı atma Miray. O sıraya yalnız girmeyi aklımdan bile geçirmem. O bakışlar bana sökmez ya. - Zeynep bari sen sıraya gir diyeceğim. İncecik bir şeysin zaten. Araya kaynar gidersin valla. Sonra bulamayız da seni. Bekledik bir kantinde 20-25 dk. Sırada milletle bir kavga etmediğim kaldı. Sinirlendim geri çıktım yukarıya. Akşama kadar tüm sınıfla da tanıştım. Nakiller olduğu için sınıfta sadece 20 kişi var şu anda. Hepsi de iyi insanlar. Sadece Betül okulu yadırgıyor ve sürekli hocalara ben gideceğim buradan diyip çatışıyor. Geri kalanlar kendi çapında geçirdi gününü. Ben de öyle yaptım. Ve ilk okul günü böylece geçti.
