Jungkook:
Kafeden ayrılırken aklım Taehyung'da kaldı. Tekrardan o günlere dönmüş gibiydi, Eunwoo'ya sözüm olmasaydı kesinlikle onun yanında olurdum. Ciddi anlamda onu seviyor olsam da, Jimin'le sevgili olduğum gerçeği acı gibi yüzüme vuruyordu.
Jimin benim için her zaman özel biri kalacak, onun mutlu olması için elimden gelenin her şeyi yapmaya hazırım. Ama Taehyung'u severken zor oluyor. Sadece bir anlık kıskançlık ve öfkeyle Jimin'le sevgiliyim. Bazen kendimi aptalmışım gibi hissediyorum, haksızda sayılmam sanırım.
Her şey mezun olmamıza 2 ay kala yaşandı. Taehyung biliyordu ona olan duygularımı ama sikine bile takmıyordu, sanki benle dalga geçiyor gibiydi, ondan intikam almak istiyordum ama nasıl alacağımı hiç bilmiyordum. Onun o siktiğimin suratına yumruk geçirmek istiyordum.
Bazen sadece keşke ona aşık olmasaydım diyorum, keşke onunla tanışmasaydım diyorum ama kader bir şekilde ağlarını örüyor ve siz fark etmeden bu ağlardaki yem oluyorsunuz. Bazen de iyi ki tanışmışım diyorum. Sonuçta Taehyung'la ve Jimin'le baya eğlenceli, komik ve bir o kadar harika anılarım var. Eğer onlar olmasaydı eminim şuan ki ben, ben olamayacaktı.
Jimin'in bana olan duygularını söylemeden 2 gün önce yaşandı her şey. Ben Taehyung ile takılırken, Taehyung ise yanında ki kızla flörtleşiyordu. Biliyordu ona karşı olan duygularımı ama beni delirtmek için her şeyi yapıyordu. Bogum faciasından sonra hiç bir erkekle birlikte olmak istemediğini söylemişti.
Önümde sarmaş dolaş takılıyorlar, arada Taehyung bana bakıp dil çıkartıyordu. Zevk aldığı o kadar belliydi ki, benim sinir krizi geçirmemi istiyordu. Ama başarılı olamadı o gün. İlk kez girdiği savaşta kaybetti. Hemde bahsine girdiği o savaşı. Yaptığı her hareketine göz yumdum, sineye çektim ve sakinliğimi korudum. Bu onu daha çok delirtti. Üstüme çok yürüdü.
Taehyung asla zorba biri değildi, olmadı ve olamazdı. Babaannesine verdiği sözden ötürüydü. İyi bir çocuk olmaya çalışıyordu, sadece kazanmak için biraz çirkefleşebiliyordu o kadar. Bu da onun çirkef yüzüydü. Hile ve düzenbazlık. Bunları çok iyi kullanabiliyordu Taehyung.
Gözümün önünde o kızın dudağını öptüğü an, elimdeki muzlu süt kutusunu yere düşürdüm ve o an ordan uzaklaşmak istedim. Arkama bakmadan, kime çarptığımı görmeden koşmaya başladım. Okulun çatı katına nasıl geldiğimi ve ne ara geldiğimi hatırlamazken tek hatırladığım, duvara sırtımı vermiş, dizlerimi kendime çekip ağladığımdı.
Tüm gün ordaydım, Taehyung bile merak edip yanıma gelmedi, mesaj bile atmadı. Ciddi anlamda sikinde değildim onun sanırım. Derdi popüler olup, futbol kaptanlığını korumaktı. Aşk böyle bir şey miydi? Hep acıtır mıydı? Hep ağlatır mıydı? Neden aşk böyle bir şey? Sadece ağlamak ve acı çekmekten ibaret miydi aşk? Cidden aşk neydi? Aşk güzel bir duygu değil miydi? Gülüp, mutlu olduğun, sevdiğin insanla vakit geçirince huzurlu hissettiğin bir şey değil miydi? Çünkü Taehyung ile takılırken böyle hissediyordum. Şimdi ise acı çekiyorum.
Okul bitince çatıdan ayrılıp sınıfıma doğru yürümeye başladım. Koridorda Taehyung'ı gördüm ama bana bir şey demeden yoluna devam etti. Sadece arkasından bakmakla kaldım. Kalbim acıyordu, acısı ise öfkeye dönüyordu. İntikam almak istiyordum ama nasıl alacağımı bilmiyordum.
Sınıfıma geçtiğimde herkes çoktan ayrılmıştı, sırama geçip eşyalarımı toparlarken fark ettim, sıramın üstünde muzlu süt vardı. Acaba Taehyung mı koydu oraya? Özür dilemek için miydi yoksa gönlümü almak için miydi? Bu bile beni mutlu etmişti. Gülümseyerek kutuyu elime aldım ve baktım. Taehyung beni önemsiyordu sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Secret || Vminkook
Short StoryPark Jimin, Kim Taehyung ve Jeon Jungkook çok sıkı arkadaşlardır. Hepsi birbirinin ne sevdiğini ve ne sevmediğini biliyor. Taehyung ise bir sır saklamak zorundaydı, olmaması gereken biri olup çıkmıştı. [TEXTİNG] [DÜZ YAZI]