13.bölüm

59 5 2
                                    

Gram uykusuz bir şekilde okula gidiyordum. Gece gözüme uyku girmemişti. Kendimi sebepsiz bir şekilde kötü hissediyordum. Hatta sürekli bay kim'in çocuğuyla olan fotoğrafını açıp bakıyordum.

Okul kapısından içeriye girdiğim gibi bizimkilerin oturduğu banka ilerledim.

"günaydın bebek"

Jin'in sabahki enerjisi beni bitiriyordu.

"günaymadın"

"belli aymadığı bu halin ne olum"

yoongi ayağımı dürtüp sorduğu soruyla omuz silktim.

"gece uyku tutmadı"

"yine o saçma oyunlarını oynadın dimi gguuk"

jimin'in bir anne edasıyla sorduğu soruya hafif gülümseyerek cevap verdim.

"özür dilerim annecim bir daha olmaz"

"aferin oğluşum"

herkes kıkırdadıktan sonra zil çalmış ve topluca sınıfa gitmiştik. İlk dersimiz bay kim'eydi ve bunun aklıma gelmesiyle yüzümün düşmesi bir olmuştu. Sınıfın kapısı açılmış fakar içeri bay kim değil, Sarı saçlı, iri uzun boylu, çok uzun boylu bir çocuk girmişti. Yüzüne yerleştirdiği tatlı bir gülümsemeyle tahtanın önüne geçti. Herkes pür dikkat onu izliyordu.

"Selam gençler. Ben jiwon memnun oldum"

havalı bir şekilde konuşmasıyla bütün kızların salyasının akmasına sebep olduktan sonra oturmak için yer aradı.Bu çocuk büyük ihtimal dönem başında söyledikleri yeni çocuk olmalıydı.

Diğer yerleri beğenmeyecek olacak ki benim yanıma ilerledi.

"oturabilir miyim?"

Sorduğu soruyla kafamı salladıktan sonra hafif gülümsemesiyle yanıma oturmuştu.

"jiwon ben"

diyerek elini uzatmış ben ise

" jeongguk" deyip elini sıkmıştım.

Tekrardan gülüp önüne dönmüştü. Bu çocuk niye herşeye böyle gülüyordu. İçeriye bay kim'in girmesiyle kafamı eğmiştim. Neden diye sormayın bilmiyorum.

Dersi anlatmaya başlamıştı fakat ben yine ve yine sıranın altında telefonumla oynuyordum. Tam maçı kazanacak iken telefonum birden elimden çekilmişti. Kafamı kaldırıp kimin aldığına baktığımda bu kişinin bay kim olduğunu gördüm.

" Benimle dışarı gel jeon"

beni beklemeyip hızlı adımlarla ilerlemişti. Bende arkasından kalkıp ilerledim. Kapıdan çıktığım gibi kolumdan tutup beni duvara yasladı. Diğer elinide duvara koyup beni arasında sıkıştırdı.

" Jeon derslerime ne kadar önem verdiğimi biliyorsun. Buna rağmen telefonunla oynayabiliyorsun."

Yakınlık çok fazla olduğundan kafamı eğmiştim.

" Yüzüme bak"

kafamı kaldırmadığımdan duvara yasladığı elini çeneme koymuş kaldırmıştı.

"bir sorun mu var ? Hasta gibisin"

"ee.. hayır s-sadece gece uyuyamadım o kadar."

O sırada kalbimi durdurucak bir hareket yapmıştı. Göz torbalarımın çıktığı göz altımı parmağıyla okşamıştı

"bir dahakine uykunu iyice almaya dikkat et olur mu?"

Kafamı masum suratımla sallamış onu onaylamıştım.

"elini yüzünü yıkayıp tekrardan derse gel" diyerek sınıfa girmişti.

Ben ise onun hareketlerine anlam yüklememek için kendimi zor tutmuştum. Kalbimin ve nefes alış verişlerimde sorun vardı ve bu canımı sıkmaya başlamıştı.

Evliydi bu adam bana ne diye böyle davranıyordu. Karısına şikayet edecektim onu. Bana böyle şeyler hissetirmemeli.

Öğle arasına girmiştik. Jiwon ile bahçede banka oturmuş oyun oynuyorduk. Benim oynadığım savaş oyununu oda oynuyormuş hatta baya bir yüksek leveldeymiş.

Çok zor bir maça girmiştik. Bu oyunu kazanırsam 5 level direk atlayacaktım. Ve böylelikle istediğim silahı alabilecektim. Oyunun bitmesine az kalmıştı fakat daha öldürmemiz gereken 8 düşman vardı.

Son dakikalar ben iki jiwon ise üç düşman öldürmüş geriye üç  düşman kalmıştı. Son yirmi saniye kala jiwon bir anda atak yapmış iki düşmanı öldürmüş son beş saniyede ise son düşmanıda öldürüp oyunu bitirmişti.

Onun heyecanıyla telefonu fırlatmış ayağı kalkıp zıplamıştım.

"kazandık lan kazandık!"

heyecana kapılıp jiwon'a kocaman sarılmış onla birlikte zıplamıştım. Sonra ise ne yaptığımın farkında olmayan ben jiwon'un yanağını öpmüştüm. Bir süre sonra ne yaptığımı fark edip ensemi kaşımış

" ah.. pardon fazla heyecanlandım."

"Sorun değil"

kıkırdayıp tekrar banklara oturmuştuk. Okulun kapısına gözüm takılınca bay kim'in bize orda kaşları çatılmış, çenesini sıkmış bir şekilde izlediğini gördüm.

" Bay kim ile çok yakınsın galiba"

jiwon'un söylediği şey ile ona döndüm.

"ah şey pek değil"

"sana böyle baktığına göre yakınsınız" anlamayarak yüzüne bakmıştım.

" Bana bence şuan yakınmışız gibi değil düşmanmışız gibi bakıyor"

gülümseyerek kafasını iki yana salladı. Telefonuma gelen bildirim sesi ile jiwon'ı bırakıp fırlattığım telefonu elime aldım. Gelen mesajı görmem ile öksürük krizine girmiş kıpkırmızı olmuştum. Jiwon korkarak sırtıma sertçe vurmuştu.

O sıra gözüm tekrardan bay kime dönünce bana sinsi bir şekilde gülüp içeri girdi. Jiwon yanında ki suyu içirip kendime gelmemi sağlayınca telefona geri dönmüştüm.

______

Daegu sığırı

Bu yaramazlıkların yüzünden
sana güzel bir ceza vereceğim jeon :)

Jeongguk

NE DİYORSUNUZ HOJAAM

___________

Kıskanç tae hrrrr

naughty boy -taekook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin