11.bölüm

61 6 1
                                    








Çocuklarla iyice eğlenmiş oyun salonundan çıkıyorduk. O sırada kapının önündeki arabaya yaslanmış bay kim'i görmem ile olduğum yerde kaldım.

Nereden bulmuştu bu adam beni.

"bu adamın ne işi var lan burada"

"bilmiyorum ki bende"

Yavaş yavaş yanına adımladım. Çocuklar arkada bizi izliyordu.

"hocam merhaba"

"merhaba jeon"

Sinirli gibiydi. Ki çok normaldi dersinden kaçmıştım.

" Seni uyarmıştım jeon. Buna rağmen dersten kaçıyorsun"

"hocam ama beni manipüle ettiler ne yapayım"

Arkadaki çocuklara bakış atıp bana döndü. Ne dediğimi anlamıştı.

" Arabaya bin!"

"Efendim?"

"Arabaya bin ders çalışacağız"

O arabaya binmiş benim binmemi bekliyordu. Ben ise çocuklara gideceğime dair birşeyler geveleyip arabaya atladım.

" Okula dönemem o yüzden bana gideceğiz."

Şaşkın gözlerle ona baktım. O ise beni takmayıp devam etti.

"bu arada annenide aradım. Evde sana bunun hesabını sorar. Senin yüzüne hem sorumsuz olup hemde paramdan olmak istemiyorum"

Evet şimdi boku yemiştim. Bu akşam evde gene boks maçı vardı.

Birşey demeyip yolu izledim. Yaklaşık 20 dakikaya eve varmıştık. Arabadan inip evi bir süzdüm. 2 katlı güzel bir evdi.

"hadi ilerle"

Kapıya doğru ilerleyip onun açmasını bekledim. İçeriye girip etrafı tekrardan süzdüm. Güzel dekore edinmiş tam onluk bir evdi. Birlikte çalışma odasına ilerledik. O masasına oturmuş banada bir sandalye çekmişti. Bende yanına oturduğumda baş işaretiyle kitaplarımı çıkarmamı istedi. Onları da çıkardıktan sonra ders anlatmaya başlamıştı.

Ki benim gene kafam başka işlerdeydi. Acaba bu evde onu sinir edecek bir şeyler yapabilir miydim bunu düşünüyordum.

"jeon odaklan şuraya"

Düşüncelerimi bölen ses tabiki bay kim'di. Kafamı kitaba çevirdim fakat çok yakındık ve bu derse odaklanmamı etkiliyordu. Onun istem dışı bir şekilde biraz daha yakınlaşmasıyla terlemeye başlamıştım.

"anladın mı?"

Sorduğu soruyla kafamı ona çevirince onunda bana dönük olduğunu gördüm ve bu iyi bir şey değildi. Burunlarımız birbirine değiyor ve birbirimize bakıyorduk. Onun yutkunduğunu duyunca kendime gelip önüme döndüm.

"a-anladım" ne diye kekelemiştim ki.

Ve şuanda kalbimin bu kadar hızlı atma sebebi neydi. Delirmiştim. Telefon sesi duymam ile ortam bölünmüş ve o telefonuna bakıp biraz beklememi isteyip odadan çıkmıştı. Benim yanımda konuşamayacak kadar önemli olan şey neydi merak etmiştim.

Etrafa göz gezdirmek için ayağı kalkıp odada turladım. O sırada küçük masanın üstünde duran deneme sınavı kağıtlarını gördüm. Bu bize haftaya yapacağı sınavdı. Hala kapıdan konuşma sesleri gelirken fırsat bu fırsat cevap kağıdını alıp bir göz gezdirdim. Sonra telefonumu çebimden çıkarıp tam fotoğrafını çekeceğim sırada telefon elimden alınmıştı.

" Ne yapıyorsun sen!"

Arkamı dönüp bay kime baktığımda gerçekten sinirlendiğini görmüştüm.

"hocam ben sa-"

"artık yetti jeon kendine gel!"

Bir adım yaklaşıp sinirli yüzünü dibime soktu.

" Derdin ne anlamıyorum ama çocuk çocuk hareketlerini bir kenara bırak artık. Bu sınavları hazırlamak için 2 gün aralıksız çalıştım ve sen benim emeğimi hiç sayıp bunun fotoğrafını çekiyorsun. Gerçekten anlamıyorum seni!"

İçimde oluşan buruklukla yüzümü eğdim. Düşündüğüm zaman gerçekten çocuk gibi hareket ediyordum ama sadece intikam almak istemiştim.

"ö-özür dilerim"

Sesim titremişti, oda fark etmişti. Derin bir soluk verip elini kaldırdı. Çenemden tutup kafamı kaldırdı. Bana dokunuşuyla kızarmaya başlamış ve nefeslerim hızlanmıştı.

"sorun değil jeon. Senden sadece düzelmeni istiyorum. Bu yaptıklarının sebebi eğer 1. Dönem olanlarsa sana sadece dersine odaklanman ve şımarık hareketlerinden vazgeçmen içindi. Senin için çabalarken senin böyle şeyler yapman..."

"Özür dilerim"

Tekrardan kafamı eğecek iken çenemdeki baskısını arttırıp engelledi. Yüzünü yaklaştırdığında nefesimin kesildiğini hissettim.

" Özür dileme, sadece bir daha tekrarlama yeter anlıyor musun?"

Sesi o kadar narin çıkmıştı ki kalbimi eritmişti. Ne yapıyordu bana bu adam. Kafamı hafifçe sallayıp

"tamam" dedim.

"aferin uslu çocuk" deyip saçımı okşadı.

Sonra beni orda bırakıp masaya ilerledi. Ben ise olduğum yerde dona kalmıştım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkamam gerekiyordu.

_________

Eviniz yanıyo aloooo


naughty boy -taekook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin