~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
'odamda dinlenirken tek yapabildiğim olan her şeyi acımasızca düşünmek ve zavallı barnes için acımak çünkü aşağıdaki adamlar kesinlikle ona acımıyor kim bilir ona şuan ne sorular soruyorlardı kendi kendime kıkırdadım ve odamın içinde gezdim burayı..onları hiç özlemem sanıyordum ama garip bir şekilde bu odada sadece durmayı bile özlemiştim o igrenc pansiyonlarda kalmaktan mikrop kapacağıma emindim ama tek sorun burda aile diyebileceğim birilerinin olmasaydı beni korktuktan bu kalbimi korkuyla kesiyordu onlara gereksiz bağlanmak ama düşüncelerim bir anda barnes ile sokakta bize saldıran sarı saçlı widow'a kaydı o kız dövüş tarzı bıcak kullanma tarzı her şeyiyle natasha ile bağlantılı gibiydi bunu red room ile bağdaştırmaya çalışsamda bu kadar benzerlik aynı yetiştirme tarzı ile doğmazdı' lina bunları düşünürken asagıya inmeye karar verdi ama o an odasına fake flash o mutlu suratıyla girdi
'Vay be hala yaşıyorsun lina etkiliyeci'
Sahte dramının aksine onu sağlıklı görmesinin mutluluğu anlaşılıyordu
'Ölmüş olmamı mı dilerdin?' Güler ve yatağında bağdaş kurarken onu izler pietro ona yaklaşır ve sanki vücudunda herhangi bir yara ararmışcısına onu izler 'aptal olma. Yara alıcak kadar güçsüz değilim çırpı bacak' pietro suçlu gibi ellerini kaldırınca kahkaha atar
'Tamam ya senin için endişelenmekte suç olmuş ayrıca ben çırpı bacak değilim kas çalışıyorum görmek ister misin?~' goz kırpar
'Kalsın saol yeterince igrenc şey gördüm son zamanlarda'
'Kaba..'
Onun boyuna gelebilmek için o yatakta otururken centilmen bir şekilde yere diz çöker ve linanın omzuna dokunur gözleri parlayarak onu izler 'sana birsey söylemem gerek'
'Hm?' Ciddi birsey olduğunu hisseder ve yerinde dikleşir gözlerini ondan ayırmaz
'Ben...sen yokken'
Ayağa hızlıca kalkar
'Sen yokken tüm o benim giymeme izin vermediğin tshirtleri giydim'
Lina kufur ederken onu kucağına alıp tüm hızıyla asagı indirir
'Vay be bende az daha yukarda o kadar süre tek başınıza kalınca birbirinizi oldurdugunuze emindim'
'Emin ol Stark birileri birazdan olucek' Lina tshirtleri adına çakma sarı seye saldırırken
barnes köşede tek başına duruyordu sanki dünyadan kendini soyutlamıştı linayı..tanıdık bir suratı görünce yüzünde soluk bir gülümseme oluştu onunla konuşmak istiyordu aslında konuşmak için bir nedenleri yoktu barnes kendi düşüncesine kafasını saladı ve yüzü buruştu ve tekrar düşencelerine daldı zaten niye konuşsunlar ki ?
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
herkes birseyler ile uğraşırken pietro ve lina akşam yemeği ile uğraşıyordu ama herkes farkındaydı suan mutfakta en olmaması gereken ikili vardı ve suan 3 seçenekleri vardı o iki manyak düzgünce yemek yaparlar,yada zehirlenirler..yadası ölüm herkes birinci seçeneğin olması için dua ediyordu
'Sen mal mısın çakma beyaz'
'Seni kaçırdıkları zaman kafana falan mı vurdular be çakma sarı değilim ben ayrıca'
'Dibini boya öyle konuş'
'Kes bıdık'
Wanda gülümseyerek yemek tezgahından o ikisini izliyordu hic kimse bu ikisinin bu tartışmalarını bile ozliyeceklerini düşünmemiştiler
Lina yemeği tatmaya çalışırken pietro mızmızlayarak kendide tadına bakmak istediği hakkında ağlayarak bebek gibi kollarını linanın eline sarmıştı
Bunlar olurken Stark bir tek 'kızını' ve bunun gerçek olup olamayacağını düşünüyorduarkadaşlar merhaba olmedim ama yakında bolum var diyip 1 yıldır gelmediğim doğrudur valla söz artık düzenli atıyorum zaten ülkece gerginiz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polina Lena Mikaelson/ Stark Daughter
FanfictionTony stark kendi kızı olduğunu bilmeden bir kızı yenilmezlere alsa