2

729 49 10
                                    

"Bir daha Eren ve Aisha sarıldı oha dersen seni parçalara ayırırım." Dedi Eren sinirle.

Annemler için sarıldığımız bir gün daha. Bu daha ne kadar gidecek bilmiyordum ama Eren'den nefret ediyordum be o da benden nefret ediyordu.

Jean kahkaha attı.
"E yalan mı?"

"Annemler için sarıldık keyfimizden değil, ha o keyfinden sarıldıysa bilemem." Dedi Eren.

Ne?

"Siktir git Eren. Seninle isteyerek sarılacak kişiler tam liste o dolaştığın fahişel-."

Sinirle sözümü kesti.

"Sen kimsin de böyle konuşuyorsun?"

Armin panikle araya girdi.
"Ya tamam sakin kavga yok."

"Ne? Yalan mı?" Dedim alay edercesine. Onu sinirlendirmek çok eğlenceliydi.

Eren sinirle gözlerimin içine bakıyordu.

"Boşuna öyle bakma Eren, anlıyorum sana aşık
olmamı istiyorsun ama imkansız."

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken, Eren'in yüz ifadesine baktıkça daha da gülesim geliyordu.

"AİSHA VURDU VE GOL"
Diye bağırdı Hange.

Eren sinirle kalktığında arkasından Armin ve Jean'da gitmişti.

"Aisha söylediklerin ağır olmadı mı? Eren bizim arkadaşımız." Dedi Historia.

"Ama o benim değil, bende onun değilim."

Öyleydi. Açıkçası Eren umurumda değildi.

Mikasa iç çekerek konuştu.

"Neyse tamam ortam zaten yeterince gerildi, eve gidiyorum yapacak ödevlerim var.
Size iyi eğlenceler."

Onunla vedalaştıktan sonra Mikasa çantasını alıp eve gitti.

"Nereye gitti bu aptal Yeager?" Dedim sinirle.

"Niye merak ettin?" Dedi Connie.

"Anneme sözümüz var akşam bizim evde yemek yiyeceğiz."

"Nefretle büyüyen aşk olacak bunların sonu demedi demeyin." Dedi Hange.

Hange'ye göz devirdim ve telefondan Eren'i aradım.

Telefonu ilk çalışta açtı.

"Ne var yine?"

"Anneme verdiğimiz sözü unuttum deme Eren."

Sessizce "Siktir." Dediğinde otoparka doğru giderek konuştum.

"3 dakikaya otoparkta ol. Olmazsan ne yapacağımı çok iyi biliyorsun Yeager."

"Senden nefret ediyorum."

"Yaa bende senden aşkım." Alaycı bir tavırla gülümsedim ve telefonu kapattım.

Otoparka geldiğimde yorulduğu belli olan Eren'i gördüm. Koşmuştu belli ki.

"Ne bu göt korkusu Eren? Blöf yapmıştım."

"Kes sesini."

Arabaya bindiğinde onunla beraber bende bindim. Yan koltuğa oturdum, her zamanki gibi.

"Dinle gerizekalı. Dün olduğu gibi rol yaptığını açıkça belli edersen seni mahvederim."

"Annemler umursamadı. Emin ol nasıl mahvedeceğini görmek için tekrar yaparım. Beni tehdit etmekten vazgec. Sinirimi bozuyorsun."

Daha hızlı sürmeye başladı.
"Annem umursamış. Sen gittikten sonra aramızda bir sorun olup olmadığını sordu."

"Var deseydin."
Göz devirdiğinde devam ettim.

"Birbirimizden nefret ediyoruz deseydin. Bulduğum fahişeler onun yüzünden bana atarlanıyor de-"

"Kapa çeneni Aisha."
Güldüm.

Sinirini bozmuştum ve bu beni keyiflendiriyordu.

"Her şeyi annem ve annen için yapıyoruz En yakın arkadaşının kızı ve kendi oğlunun aralarının kötü olduğunu öğrense kötü hisseder. Kanseri her gün daha da kötüleşiyor buna eminim. Aynısı senin annen için de geçerli. Abin karnında öldüğü için beni kendi oğlu olarak görüyor."

Haklıydı. Onu sevmesemde onlar için bunu kesinlikle yapardım.

"Haklısın Eren. Şaka yapmıştım sadece biliyorsun."

"Biliyorum, bilgilendirme yaptım. Beynin unutuyor bazen."

"Sakin kalacağım, sana yumruk atmamak için sakince yolu izleyeceğim."

"Afferin güzelim." Dedi ve sırıttı.

"Hatırlatma, aptal. Eğer beni yatağa atmak istiyorsan bunu başaramayacaksın."

Eren tam bir pezevenkti. Nerde kız orda Eren. Evet benden nefret ediyor olabilirdi ama sonuçta bende bir kızım öyle değil mi?

"Hadi ama sadece şaka yapıyorum biliyorsun. Fazla fesatsın Aisha."

love to hate meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin