8

521 38 12
                                    


"Ne komiksin sen öyle Eren?" Dedim gözlerimi devirerek.

Balonları asmaya devam ederken ofisin kapısından biri girdiğinde ikimizde o tarafa odaklanmıştık.

"Yardım lazım mı?"
Porco.

"Porcoo!" Dedim yanına gidip sarıldım.

"Bayadır göremiyorum seni özlemişim." Dediğinde gülümsedim.

Porco, eski flörtüm ve Eren ondan nefret ediyor. Şu an da çok yakın arkadaşım.

Geri çekildim.
"Ve evet yardım edebilirs-"

"Gerek yok." Dedi Eren.

Eren'e kaş göz hareketi yaparken Eren annemin koltuğuna oturdu.

"Eee babam çağırmıştı zaten gideyim ben." Dedi ve gitti.

Sünirle Eren'e döndüm.

"Eren aptal mısın? Bozuldu çocuk."

"Banane."

Önüne geçip masaya yaslandım.

"Ne bu çocuksu hareketler? Bu sıralar normalden fazla sinir bozucusun."

"Sen değilsin sanki."

"Ben bilerek yapıyorum en azından."

"Neden? Beni etkilemek için mi?" Güldü.

"Seni etkilemek isteseydim emin ol çok iyi etk-"

Eren'in beni kolumdan tutup kucağına çekmesiyle sözüm yarım kalmıştı.

"Ne yapıyorsun?"

"Bilmem ne yapıyorum?"

"Oyun oynama benimle Eren."

Kalkmaya çalıştım ama beni geri oturttuğu için yapamadım.

"Tamam, bırak beni yoksa kötü olur."

Dalga geçer bir tavırla düşünür gibi yaptı.

"Bir düşüneyim.. hayır."

"İşte bu hareketlerin aşırı sinir bozucu."

"Ama bunun sinir bozucu olduğunu sanmıyorum."

"Ney-"

Bu sefer sözümü kesen şey Eren'in dudaklarıydı. Ve ben karşılık veriyordum. Kesinlikle rüyada falan olmalıyım.
Ellerini belime koydu ve beni kendine çekti.

Öpüşmemiz daha da derinleşirken beni kendine bastırıp üstümü çıkardı. Boynumdan aşağı doğru öpücükler bırakıyordu.

Ufak inlemelerimi yutarak sakinleşmeye çalıştım.

"Eren."

"Efendim bebeğim."
Dedi hala beni öpücüklere boğarken.

"Yanlış.. yapmayalım."

"Yanlış olan bir şey yok."

Nefes nefese kalmıştım.
"Biri.. biri gelirse biteriz."

Dedim ve üstümü giydim.

Eren'in belimdeki elleri asla sakin durmuyordu. Beni öpmek için yaklaşınca tekrar karşılık verdim.

"Çocuklar süsleri tama-"

Eren'in annesini sesini duyduğum an Eren'i ittirdim ve Hızlıca üstünden kalktım.
Utançtan yüzüm kıp kırmızı olmuştu.

Annesi şaşkınca bize baktı.
"Siz.. sevgili misiniz?"

"Hayır imkansiz" "Hayır" aynı anda konuştuk.

İç çekti.

"Pekala. Olsanız da olmasanızda şirkettesiniz. Biri sizi görse Aisha'nın annesinin başı yanabilir."

"Hmhm" Dedi Eren sessizce.

"Hâlâ süsleri tamamlamamışsınız. 20 dakikaya tamamlanmış olsun."

Dedi ve tuhaf bakışlarla ofisten çıktı.

Kıpkırmızı olmuştum annesinin yüzüne nasıl bakmayı düşünüyorum acaba.

"Ne geliyorsa senin yüzünden başımıza geliyor."
Dedim sinirle.

"Ağzın değil elin çalışsın Aisha."

"Senin dediğin her şeyi fesat anlıyorum bu yüzden kapa çeneni."

"İçin fesat çünkü."
Güldü ve balonları yapıştırmaya devam etti.

______

Dünyanın en berbat günüydü. Annem doğum gününe yeni erkek arkadaşıyla beraber geldi.
Benim tanımadığım biri bana baba rolünü oynuyordu, aptal adam. Bana söylemeliydi.

Herkes annem ile o adamın fotoğrafını çekerken annem poz veriyordu. Sinir bozucu.
Ceketimi aldım ve oturduğum yerden kalkıp çıkışa doğru ilerledim.

Birinin bileğimden tuttuğunu hissettiğimde arkama baktım.

Eren.

"Nereye?"

"Umurunda mı sanki?"

"Hayır ama annenin doğum günü, erkenden nereye?"

"Sanane Eren sanane."

Tam gidecekken tekrar bileğimden tuttu.

"Eren sinirimi bozuyorsun."

"Nereye gideceğini söyle bari sonra başımın etini yemesinler."

"Mikasalara gidiyorum."

Kafasıyla onayladı ve bileğimi bıraktı. Şirketten çıktım ve bir taksi durdurup Mikasa'ların ev adresini söyledim. Mikasa'ya haber vermeme bile gerek yoktu çünkü babası yurt dışında annesi ise başka bir şehirdeydi. Arada eve uğruyorlardı ama şuan uğrayacaklarını sanmıyorum.

love to hate meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin