Eve vardığımda ise annemi Bay Kim ile konuşurken görmeyi hiç beklemiyordum. Annem oyunu düşman hattına oyluyordu resmen. Yok bu kadın beni kalpten götürmeye çalışıyordu. Umarım anneme bugün derste uyuduğumu ya da benden bir bok olmayacağını demiyordur.____________
—————— TAE ——————
İlk iş günüm biraz garip olsa da toparlamıştım. Derslerim bittiğinde ise üstümden koca bir hız treni geçmiş gibi hissediyordum. Dosyalarımı toplayıp arabaya doğru ilerlerken karşıdan gelen Jeon Jungkook'u görmemle duraksadım. Dün düştüğünden olsa gerek hafif topallayarak yürüyordu. Bir an arabaya davet edecektim fakat ona bugünkü kurduğum cümlelerden sonra bacağı kopsa arabama binmeyeceğine de emindim. Aslında bugün ona o cümleleri kurarken bir an cevap verecek sanmıştım ama beni şaşırtarak susmuştu.
Arabama bindiğimde emniyet kemerimi takıp arabayı çalıştırdım ve evime doğru sürmeye başladım. Sonunda eve vardığımda arabayı park edip cebimden anahtarımı çıkardım.
"Taehyung Bey."
Arkamdan gelen kadın sesi ile dönüp gülümsedim. "Merhaba, buyrun." cevabımla bana aynı şekilde gülümserken konuşmaya başladı. "Ben Jeon Jungkook'un annesiyim. Daha önce sizinle konuşmuştuk. Siz oğlumun yeni matematik öğretmeniymişsiniz sanırım."
Bingo!
Çalıştığım okulu söylediğimde bana oğlunun da orada olduğunu söylediğini hatırlıyordum ancak Jungkook'un annesi olduğunu düşünmemiştim.
"Evet hatırlıyorum. Bir sorununuz mu vardı?" diye sorduğumda aynı naziklikle cevapladı. "Aslında evet, ben sizden bir şey rica edecektim. Oğlumun matematik dersi biraz kötü. Doğruyu söylemek gerekirse bayağı kötü. Ama gerçekten aptal olduğundan değil. Ortaokuldayken matematik öğretmeni tarafından zorbalığa maruz kalınca matematiği bıraktı. Yoksa eskiden en iyi dersi matematikti. Ben sizinle yeni bir başlangıç yapabileceğine inanıyorum. Eğer sizde isterseniz, ücreti neyse öderiz sorun değil, oğluma ek olarak özel ders vermenizi istecektim."
Şaşkınlıkla karşımdaki kadını dinlerken gülümsemeden edemedim. Karşımdaki kişi dünkü yere düşünce canı yanan Jungkook'un aynısıydı. Hatta konuşurkenki mimikleri bile aynıydı. Karşımda bana merakla bakan kadını daha fazla bekletmeyip cevapladım.
"Bakın hanımefendi öncelikle 'matematik yapamayan kişi aptaldır' cümlesine inanan biri değilim. Bu yüzden sizde öyle düşünmeyin lütfen. Ayrıca okulda öğrencim olan birine özel ders vermenin etik olduğunu düşünmüyorum fakat eğer oğlunuz gerçekten düzelmek istiyorsa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım." cümlemin başlarında yüzü düşen kadının, cümlemin sonlarına doğru gülümsemesiyle bende gülümsemiştim.
"Anne?"
İkimizde başımızı sesin geldiği yöne çevirdiğimizde bize merakla bakan Jungkook ile karşılaştık. Gergin olduğu her halinden belliydi. Büyük ihtimalle ne konuştuğumuzu merak ediyordu ki bu hızla inip kalkan göğüsünden, büyük ve güzel olan gözlerini kocaman açmasından anlaşılıyordu. Sanırım son birkaç adımı koşarak gelmişti.
"Oğlum bizde tam senden bahsediyorduk. Taehyung Bey sana özel ders vermeyi kabul etti."
Bize şaşkınlıkla bakan ve gözlerini fal taşı gibi açan Jungkook'a bakıp gülmemek elde değildi fakat kendimi elimden geldiğince tuttum. İstemediği ama annesine itiraz edemediği her halinden belliydi. Bense bu durumla eğleniyordum çünkü garip bir şekilde onu bana çeken bir şey vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snow | taekook
Fiksi PenggemarDudaklarımdan ayrıldığında yavaşça ve mırıltılarla konuştu. "Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar. Ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi." "Romeo ve Juliet." dedim gülümseyerek. Ama bu gülümsememin ağırlığı çoktan k...