Tanışma

578 21 0
                                    

Veee sonunda ben geldimm sınavdan çıkar çıkmaz ilk işim buraya gelmek oldu.Sınavım bittiğine göre artık hergün burada sizlerleyim yeni bölümlerle.Şimdiden sizi, burayı ve yazmayı çok özlediğimi fark ettim.Evet dün Oge elenmiş olabilir çok üzülmüş olabiliriz ama buraya ognis hikayesini devam ettirmek için geldim.Umarım okuyan kalmıştır.Hadi o zaman başlayalım iyi okumalar💜


Nisa'yla her yakınlaştığımda kendimi bulmanın mutluluğunu yaşıyordum.Sanki oraya aitmişim onun teni benim evimmiş gibi.Şimdiye kadar benliğimi kimseye ait hissetmedim.Boş sokakların yalnız sahibiydim ben.Koca boşlukta kalmış tek varlık.Ve o sokağın sonunda hep bir karanlık karşılıyordu vücudumu.Şimdi başından beri bulunduğum sokağın sonunda bir aydınlık vardı oraya gidersem,karanlığın etkisini unutmak mümkündü benim için ama bunu yapamazdım.Çünkü o sokakta yalnız olmaya aittim ben ve aydınlığın kölesi olamazdım.Her adımım da geriye doğru çekiliyordu sanki bacaklarım bana gitme dermişçesine.O aydınlığın karanlığa çevrilmesi beni korkutmuyor değildi.Ama mecbur olduğum yer beni içine hapsetmişti...

“Nisa böyle iyi mi?”

Kendini çekerek:

“İyi tamam teşekkür ederim.”

Yüz ifadesi birden değişmişti.Sanki beni istemiyor gibi.

Yerime oturdum ve ortalığı kaplayan sessizlikle kapının tıklanması bir oldu.

“Gel”

Kapının açılmasıyla içeri giren Atakan ve Gökhan'dı.Onları görür görmez biraz şaşkınlığa uğradım iyi de onların nasıl haberi olmuştu.

“Sizin burada ne işiniz var nasıl öğrendiniz burayı?”

Atakan:

“Pek memnun olmadın sanırım bizi gördüğüne.”

Gökhan:

“Sabah haber vermeden çekip gitmişsin biz de merak ettik-”

Atakan:

“Napacaksın nereden öğrendiğimizi biz yenge hanımın hasta olduğunu öğrendik geldik geçmiş olsuna iyi misin nasılsın yenge.”

Atakan'nın yenge demesiyle yanıma oturması bir oldu tabi benim omzuna sertçe hafif gülerek vurmam.

“Ne yengesi kardeşim Nisa demi kızın adı Nisa.”

Atakan elimi çekip:

“Öyle olsun bakalım.Sen normalde başkası için sabahın köründe hastaneye gelip burada kalmazsında ondan dedim.”

“Geçmiş olsuna geldim abisinin de işi çıkıp gidince kalmak zorunda kaldım.”

“Kalmak zorunda kaldın!Sen istemiştin ogeday istemiyorsan gidebilirsin.”

“Hayır hayır öyle demek istemedim Nisa  yani burada kaldım kalmalıydım yani”

Gökhan:

“Tamam ya neyse Nisa merhaba ben Gökhan oge'nin arkadaşıyım nasılsın iyi misin?”

“Tanıştığıma memnun oldum Gökhan iyiyim ya sadece ufak tefek şeyler.”

“Başına neler gelmiş hala gülüyo bu kız aynı sen Gökhan”

“Pozitif biriyiz ne güzel işte demi Atakan,oge'yle sana da tavsiye ederim.

“Niye gülüyorsun Nisa hoşuna mı gitti?”

“İyi de Ogeday ama haklı çocuk asla gülmüyorsun.”

“Gülmüyorum demeyelim de mizacım bu diyelim.”

“Tamam tamam öyle diyelim.”

“Oğlum ayrıca ben gülüyorum”

“Doğru ama Atakan sen oge'ye göre iyisin.”

“Beni gömme işleminiz bittiyse hadi gidin artık.”

“Ogeday napıyorsun ya öyle kovar gibi.”

“Yürü be ye- ee Nisa”

“Yok yok onlar alınmaz hadi hadi gidin artık.”

“İyi tamam hem ziyaretin kısası makbuldür biz gidelim.”

“Tekrardan geçmiş olsun Nisa.”

“Çok teşekkür ederim bu sayılmasın o zaman bir yemek yeriz beraber.Hem ogeday'da beni sizinle tanıştıracaktı.”

“Vay konu oralara geldi demek.”

“Atakan hadi oğlum hadi hadi.”

Kapıyı kapatıp odadan çıktık.

“Lan sen kızın yanında ne saçmalıyorsun deminden beri yenge falan.”

“Oğlum sen hiç bir kıza böyle ilgi göstermemiştin yenge demeyelim de ne diyelim.”

“Ya ne ilgisi kardeşim iş bu iş, işimi yapıyorum o kadar.Hem amacımın farklı olduğunu biliyorsun.”

“Hakkaten o iş nasıl gidiyor?”

“Bilmiyorum,bilmiyorum henüz bir şey yok.”

“Olsun olsun canını sıkma illa ki bir şeyler bulacağız.”

Gülümseyip onlar giderken arkalarından baktım onlar gittikten hemen sonra arkasından Nisa'nın abisinin geldiğini fark ettim bu çocuktan hiç haz etmemiştim.Adımları bana yaklaşınca bitti.

“Nisa nerede odada mı?”

“Evet evet oda da.”

“Tamam sağol kardeşim sen artık gidebilirsin sana da zahmet olduk, fazladan paranı yatırırız merak etme.”

Bunu demesiyle aşırı sinir olmuştum ben bu işi para için değil Nisa için yapmıştım ona iyilik yapabilmek için.Bu bile para olarak algılanmıştı.Hayatımda bir kere iyilik yapmak istedim o da bununla sonuçlandı.

“Yalnız para için yapmadım ben bunu teşekkür ederim.”

Deyip orayı terk ettim.

“Alo Atakan neredesiniz ben geliyorum.”

“Eve geçtik kardeşim gel istersen de Nisa nolacak?”

“Abisi geldi ben de geliyorum.”

Arabayla giderken telefonumdan gelen bildirimle ekranı açtım gelen mesaj Nisa'dandı.

“Her şey için teşekkür ederim çok güzel bir kalbe sahipsin🦋”

Bu mesajla yüzümde kocaman bir tebessüm oluşmuştu ona olan küçücük bir yardımımla güzel kalpli olduğuma inanmıştı.Ama ben öyle değildim.Senin gibi masum olamazdım.Bana inanmanı hem istiyorum hem de istemiyorum güzel kalpli kelebek.Çünkü benim kalbimde ömrün bir gün olacak...

“Bu arada yemek sözünü unutmadım🦋”

Diğer mesajıyla yine gülümsemiştim ve gönderdiği kelebek emojisine takılıp onu bu emojiyle kaydetmeye karar verdim.

Evet o gerçekten bir kelebekti kalbimdeki ömrü ne kadar kısa olsa da güzelliği hep aklımda yer edecekti.🦋


Acaba kelebek denizin dalgalarıyla boğuşabilecek miydi yoksa denizin içinde ölüme mi hapis olacaktı...

Arabanın önündeki küçük oyuncak karavana bakıp gülümsedim, benden hayallerimi anlatmamı istedi ama ona hayallerimi anlatmadım çünkü hayalimi hayalimdeki kişiyi bulunca gerçekleştirecektim.Karavanla koskoca Dünya'nın içinde kaybolup gidecektik.Sağ koltuktaki kişi hayallerimin baş kahramanıydı.

SOĞUK SICAK #OGNİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin