Üçüncü Bölüm

480 40 3
                                    

"Randevumuz çok iyiydi!" James son zamanlarda çok mutluydu. Sürekli Lily'le olan randevusunu anlatıp yeni randevuların planını yapıyordu.

İçeriye giren Alice elindeki mektubu bana uzattığında kaşlarım çatılmıştı.

"O ne Valeria? Kimden gelmiş?" James merakla sorularını ardı ardına sıralarken ailemden gelmediğine emin olduğum bu mektubu kimin gönderdiğini düşünüyordum.

Sevgili Valeria,

Sevdiğin adamın bir başkasına bu denli sevgi duyması seni rahatsız etmiyor mu? Şahsen ben, o adamın yerinde olmak için Merlin'e yalvardım. Ancak sen asla ondan vazgeçmiyorsun. Gözlerin dalıyor bazen, O kızla alakalı bir şeyler anlattığındaysa kafanı yere eğip buruk bir şekilde gülümsemekten başka bir şey yapamıyorsun. Asla neden seni değil de onu seçtiğini anlayamıyorsun. Sen daha güzel ve belki de en az onun kadar zekiyken seni arkada bırakacak ne gibi bir özelliği olduğunu düşünüp duruyorsun. Kendini bir başkasıyla kıyaslamanın verdiği hüzünle tüm gün mutsuzsun ama herkese iyiyim sorun yok rolü yapmaktan da geri kalmıyorsun. Duygularını gizli saklı yaşamanın seni ne kadar yıprattığını biliyorum. Çünkü sana karşı olan duygularımı açığa çıkaramadığım için en az ben de senin kadar yıpranıyorum. Sırf seni sevmediği için üzülmeni kaldıramıyorum. O kızın yanında kendini küçük hissetmeni anlamdıramıyorum. Lily'i de James'i de seviyorsun ikisiyle de özellikle bir problemin yok ama yine de kendini kötü hissediyorsun, biliyorum. Sen göründüğünden çok daha fazlasısın ve bunları benden başka birinin fark etmesinden ölesiye korkuyorum.

Kimden geldiğini bilemediğim bu mektup beni duygulandırıp gözlerimin sulanmasına sebep olacak kadar etkilemişti de. Kimseden beklemediğim sözler benim için satır satır işlenmişti mektuba. Gözlerimin dolduğunu gören Çapulcular endişeyle bakıyordu.

"O ne Valeria? Bir sorun mu var?" James bir önceki meraklı sesinden çok endişeyle doluvermişti.

"Ver okuyacağım." James elimdeki mektuba uzandığında Sirius onu engelledi.

"Ona özel bir şey gibi. Onun izni olmadan okumaman lazım. Onu bu kadar etkileyen bir şey yani bilmiyorum." Sirius'a minnetle baktım. O bu bakışın sebebini bilmese de beni zor bir durumdan kurtarmıştı.

"Alice, bu mektubu sana kim verdi?" Gözlerimdeki yaşları silip koltuklardan birine oturmuş olan Alice'e çevirdim bakışlarımı.

"Alt sınıflardan bir çocuk, üst sınıflardan birinin ona verdiğini söyledi. Ortak Salon'a girmeye çalışmış ancak şifreyi bilmediği için girememiş dolayısıyla da biraz kapıda beklemiş ben de denk geldim." Anladım anlamında kafamı sallamıştım.

Bu iş garipti ve dahası korkutucu. James'e olan duygularımı bu kadar fark etmesi, James'in de anlayabileceği anlamına geliyordu...

Kırık UmutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin