Bölüm - 4

85 9 8
                                    

Biraz hüzünlü, biraz ağlamalı ve birazda pişmanlıklı bir bölümle geldim. 💫
Umarım beğenirsiniz ve keyifle okursunuz. 🤍

*************************

Jimin'in aklı dudağının patlamış olduğunu gördüğü sevdiği çocukta kalmıştı. Her ne kadar Jungkook yanına gelmese de Jimin kendini durduramıyordu. Onun nasıl olduğunu öğrenmek istiyordu ancak daha yeni kendisini sevdiği için burnunu kıracak olduğu aklına geldikten sonra vazgeçiyordu. Konuşma arasında Felix üzerinden nasıl olduğunu öğrenebilirdi ama Felix Jimin'in yanına fazla yaklaşmıyordu.

Felix ve Jimin aralarındaki engelleri kaldırsalar mükemmel ikili olabilecek iki arkadaştı. Felix Jimin'in dolgun yanaklarını rahatça sıkabilmek isterdi, Jimin ise Felix'le kahkahalar atabilmeyi. Umuyorlardı ki ileride çok daha yakın arkadaşlığa sahip olabileceklerdi.

Jimin bir sonraki teneffüste Jungkook'la konuşmaya karar verdi. Ona böyle davranmaya hakkının olmadığını yüzüne söylemek istiyordu. O yüzden bir kağıt çıkardı ve üzerine ufak bir not yazdı.

'Öğle arasında okulun arkasındaki bankta buluşalım. Son defa seninle konuşmak istiyorum.'

Jimin son konuşmalarını yapacaklarını düşünerek öğle arasının gelmesini bekliyordu. Herkes yemeğe gideceği için arka bahçe boş olacak ve rahatça konuşabileceklerdi. Jimin kendine hakim olamaz ve sesi yükselirse diye endişeliydi çünkü daha önceden yaşanmışlığı vardı.

Jimin'in notunu alan Jeon oldukça heyecanlanmıştı. Bunca zaman birbirlerinden uzak durmaya çalışan sarışın ne olmuştu da konuşacaktı? Jeon bunun arkadaşlıklarına tekrar başlayabilmeleri için bir oyun olduğunu düşünüyordu. Bu sefer ise kalbi parçalara ayrılacak olan yalnızca Jimin olmayacaktı, onunla birlikte bu sefer Jungkook'ta parçalanacaktı.

Öğle arası geldiği zaman Jimin tedirgin adımlarla banka ulaşmıştı. Jeon henüz ortalarda gözükmüyordu. Jimin teneffüste -neredeyse burnunun kırılacağı teneffüs- kantine gittiklerinde yemişti yemeğini ama Jungkook belki de yeni yiyecekti o yüzden beklemeye karar verdi Jimin.

En sonunda görüş açısına giren Jungkook ile kalbi hızla atmaya başladı sarışının. Yıllardır özlemini çektiği arkadaşı sonunda yanına geliyordu ve ilk defa konuşacaklardı. Jungkook'un da ondan kalır yanı yoktu. Kalbi resmen ağzında atmaya başlamıştı. Eski günlerdeki gibi birbirlerine koşarak sarılmayı hayal etti ikili birbirinden habersiz.

Jungkook geldiği zaman yanına oturup yere bakmaya başlamıştı, Jimin'in konuşmaya nasıl başlayacağı Jungkook'un vereceği cevapları belirleyecekti. İkiside birbirinin gözlerine bakamayacak kadar aşıktı. En sonunda sessizliği bozan Jungkook oldu.

Jungkook: 'Evet, ne için çağırdın beni buraya? Seninle konuşmak istemediğimi söylediğimi hatırlıyorum. Eğer burnun için özür dilememi felan bekleyeceksen çok beklersin kusura bakman için yaptım zaten. Sana benden uzak durman söylemiştim.' Böyle söylemek ne kadar zor olsa da söylemeliydi Jeon.

Jimin gözlerinin dolduğunu hissediyordu. Bir şeyler saplanıyordu sanki kalbine, sıkışıyordu.

Jimin: 'Aramızdaki olayların geçmişte kaldığını zannediyordum Koo- Jungkook. Bunun için hala benimle uğraştığına inanmak istemiyorum aslında. Sen ne zamandan beri seveni sevdiği için yargılar oldun Jeon. Bu yaptıkların sadece aptal kalbime söz geçiremediğim için mi yani?'

Gözleri dolmuştu Jimin'in, karşısında duran bu dünyalar güzeli çocuğun kendisinden nefret ediyor oluşu kalbini acıtıyordu. Kendini gerçekten bu dünyaya fazlalık hissetmişti Jimin.

Love and Hate / 'Jikook' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin