GİRİŞ

48 14 3
                                    

Sadece bir kişinin altında kaldığı bir enkaz, bir yıkım.

Hayal kırıklığının bedensel tanımıydı. Her yaşında ve anında hayal kırıklığını tatmış her seferinde biraz daha parçalanmış.
Ne o toplayabilmiş o parçalarını ne de birileri toplamak için yardım etmiş. O bu yola çıktığında yalnızdı.
Ve sonunda kendine bir yoldaş bulmuştu bu yıkıma yardımcı olmak isteyen.

Onu hayata ilk defa güldüren, yüzünde gamzesi olduğunu öğreten. Sevginin sıcaklığını anlayıp hissettiğini ilk andı onun için o gün.

Ve şimdi o ilk anların asla son bulmaması adına gelmişti kliniğe.
İçinde bilmediği ve tanımadığı bir his. Gökyüzünde arsız gürüldemeler ve şimşekler. Bugün her şey değişecekti. Hissediyordu.

Belki de bugün her şey daha da kötü olacaktı? Nereden bilsindi, ama hissediyordu bugün onun hayatı değişecekti ya da o hayatı değişecek sanacaktı.

Arabasının direksiyonunu artık bıraktığında avuçları terden sırılsıklamdı. Alnı da avuçlarına eşlik edercesine ıslandığında elinin tersi ile sildi.

İlk defa bir şeyi düşünmeden yapacaktı ve buna pişman olmak istemiyordu. Hızla arabasından indi.

Büyük binanın üzerinde yazan Menekşe Klinik yazısında gözleri biraz oyalandığında, içeriden bir erkek sesi geldi. "Buyurun?"  Bakışlarını tabeladan çekip, genç adama baktı. "Merhaba, ben Feyza Hanım'la olan randevum için geldim."  Genç adam elindeki sigarasının son dumanını da içine çektiğinde sigarayı yere fırlatıp, ayağı ile ezdi ardından içeri girdi. Genç adamı takip edip O da içeriye girdiğinde, "İsminiz nedir?" diye sordu genç adam.

Yutkundu.

"Cihangir." Dedi.

"Cihangir Hancıoğlu."

Yanından uzaklaşan genç  adam  masasına doğru ilerleyip telefonunu eline alıp bir kaç tuşa bastı ardından  kulağına götürdü. "Feyza Hanım Cihangir Bey geldi." Dikkatle genç adamı izledi Cihangir. "Tamam gönderiyorum." Telefonu kapatıp Cihangir'e doğru geldi ve "Sizi bekliyor." Dedi.

Başını uzun merdivenlere çevirip yutkundu. Atacağı ilk adım her şeyin başlangıcı olacaktı.

Merdivenleri tırmanmaya başladığında ise içinde tarifsiz bir his vardı. Bugün her şey değişecekti,hissedebiliyordu. Ancak o bunun farkında değildi. O bugün ölecekti ancak toprağı üzerinde, hayatın çiçekli kokusu sinince anlayacaktı.

Büyük konutun ilk katında eskimiş duvarlara baktı. Eski bir binaydı ve otantik bir hava katıyordu ortama. Birkaç adım atıp karşısına baktığında onu karşılayan yazıyı gördü.

Psikiyatrist Feyza Şimşek.

Derin bir nefes aldı tekrar. Sanki bugün başkasının alamadığı nefesleri kendi içine hapsediyor gibiydi. Kalbi göğüs kafesini hızla ve sertçe dövüyordu. Bugün değişecek hayatının ilk günüydü.

Bugün Cihangir'in karanlık hayatına girecek ilk ışığın günüydü.

Tahta kapıyı dövüp içeriden bir ses bekledi. Kapı içeriden açıldığında,üzerinde kırmızı ceketi ve altına giydiği siyah dar pantolonuyla uzun boylu kumral kadına baktı. "Hoşgeldin Cihangir." diyen orta yaşlardaki kadın tüm sıcaklığıyla Cihangir'e gülümsedi.

Bir Beyaz OrkideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin