•2•

303 34 9
                                    

"Uyanıyorsun demek."

Gözlerini hafifçe araladı. Etraf bulanıktı ve ne kadar süredir baygın bir halde olduğu hakkında bir fikri de yoktu. Derin bir nefes aldı. Borulardan kurtulmuş olduğunu fark ettiğinde gülümsedi. Yanındaki doktor ile göz göze geldi. O gülümsüyordu ama doktor pek de güleryüzlü durmuyordu.

"Kai Kamal Huening. 20 yaşında. Güzel Sanatlar Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi."
Doktor bilgilerini okurken başında oluşan zonklamalar yüzünden kaşlarını çattı.
"Nasıl hissediyorsun?"

Kendini zorlayarak cevap verdi.
"İ-İyiyim sanırım..."

Doktor elindeki dosyaya bir şeyler yazmaktaydı.
"Neredeyim ben..?"

"XXX Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi."
Cevap netti. Ülkede başka bu tarz hastaneler de vardı ama daha sorunlu hastalar burada tutuluyordu genelde.

"Ben deli değilim ama?"

Doktor bıyık altından sırıtıyordu.
"Bak sen şu işe. Herkes de aynı şeyi söylüyor."

İtiraz etmek için ağzını açtı ancak bunun hiçbir işe yaramayacağını düşündüğünden sustu.
"İntihar girişiminde bulunduğun için buradasın. Biliyorsun değil mi?"

Kafasını salladı. Tahmin edebiliyordu.
"Ne kadar süredir buradayım?"

"Nereden baksak bir buçuk haftadır buradasın."

Gözleri genişledi.
"Ailem. Onlar burada olduğumu-"

"Buraya getirilmeni isteyen onlardı zaten."

Şaşkınlığını belli edermişcesine doktora baktı.

"Kendi çocuklarının intihar girişiminde bulunamayacak kadar neşeli ve hayat dolu biri olduğunu söylediler. Psikolojik yönden iyi durumda olmadığını ve tedavi edilmen gerektiğini de belirttiler. O yüzden buradasın."

"Onlar benim hakkımda neyi biliyor ki?"

"Doktor...ona gerçeği-"
Tüm bu zaman boyunca odada olan ancak varlığından bir haber olduğu hemşirenin sesini duyunca irkildi. Hemşirenin sözü doktorun bakışları tarafından kesilmişti.

"Gerçek? Ne gerçeği?"

Doktor gözlüklerini düzeltip hastasına baktı.

"İntihar ederken kullandığın haplar...maalesef ki kalbinde kalıcı bir hasar bırakmış ve doğruyu söylemek gerekirse durumun pek de iyi değil. Önünde çok da uzun bir ömür kaldığını söyleyemem. Belki yarın belki bu hafta sonu..."

Duydukları hem hüzün hem de rahatlık hissettirmişti. Bir süre sessizce bekledikten sonra
"Anlıyorum." diyebildi sadece.

Doktor ortamı değiştirmek için boğazını temizledi.
"Pekâlâ, birazdan odana götüreceğiz seni. Biraz daha dinlen burada."

Hemşire ve doktor odadan çıkarlarken Kai odada düşünceleri ile baş başa kalmıştı.

{•••♧•••}

"Burası."

Kai odadan içeri girdiğinde odanın oldukça ferah bir havaya sahip olduğunu fark etti. Açık mavi ve beyaz renkleri hakimdi odaya. Odaya gelmeden önce hemşirenin eline tutuşturduğu pijama takımını yatağın üzerine bıraktı.

salty rain / SOOKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin