Kai o gece oldukça huzurlu bir uyku geçirmişti. Öyle ki saat on bire gelmesine rağmen hala yatağında oyalanıyordu. Kalkmayı pek istediği söylenemezdi. Ayaklarına gelen esinti ile ikisini de tekrardan yorganın altına çekti. Göz ucuyla duvardaki saate baktı."Neredeyse öğlen olmuş..."
Yatağında uzunca bir süre gerindikten sonra kalkıp üzerini giyindi.
Saçlarına eliyle ufak bir şekil verdikten sonra kapısını açtı. Dışarıya adımını atıp geri kapattığı sırada önünde bir anda beliren ekmek ile ürperdi.
"Korkuttum mu?"
Kai sesin sahibini tanımıştı.
"Biraz, Soobin. Bir anda belirmeni beklemiyordum."Soobin sırıtarak tek elini ensesine götürdü.
"Kusura bakma."Kai Soobin'in elindeki ekmeğe baktı. Sadece bir ekmek değil, bir sandviç olduğunu ancak o zaman fark etmişti. Onun ne olduğunu soracağı sırada Soobin düşüncelerini okumuş gibi konuşmaya başladı.
"Geç kalktığın için kahvaltı saatini kaçırdın. Ben de aç kalmanı istemediğim için hızlıca bir şeyler hazırladım. Pek büyük değil biliyorum. Yemekhaneden bir şey götürmemiz yasak normalde o yüzden taşıması ve saklaması kolay bir şey hazırlamalıydım ama yeter diye düşünüyorum."
Kai gülümseyerek teşekkür etti sandviçi Soobin'in elinden aldı.
"Acıkmaya başlamıştım.""Bahçeye gidiyorum, gelecek misin?"
Kai ağzına büyük bir lokma alırken başını olumlu manada salladı. Kai'nin yanaklarının ağzına palamut dolduran bir sincap misali büyüdüğünü görmek Soobin'in fazla hoşuna gitmiş olacak ki bir süre kıkırdadı.
Beraber koridorda yürürken bir görevli koridorun diğer ucundan ikiliyi fark etti.
"Choi Soobin! Yine yemekhaneden ekmek mi çaldın sen!"Soobin başını çevirip ona seslenen hizmetliye baktı.
"Kai."Kai bir hizmetliye bir Soobin'e bakıyordu.
"Ne yapacağız?"Soobin Kai'nin boşta olan elini kavradı.
"O da soru mu? Kaçacağız."Kai daha ne olduğunu anlayamadan Soobin koşmaya başlamıştı. Ayak sesleri koridorda yankılanırken Kai bir yandan Soobin'in adımlarına ayak uydurmaya bir yandan da ağzındaki lokmaları yutmaya çalışıyordu.
İkili bahçeye vardıklarında Kai nefes nefese kalmıştı. Ama bu durum keyfini garip bir şekilde daha da bir yerine getirmişti.
"Daha öncesinde de mi ekmek çalmıştın?"Soobin mahcup bir gülümsemeyle konuştu.
"Yani, bazen diyelim. Ekmeğe karşı zaafım var."Kai gülümsedi.
"Biliyorum. Eskiden de böyleydin. Tüm yemekler bir yana ekmek bir yanaydı senin için."Soobin aldığı cevap karşısında sırıttı. Kai'nin ona dair şeyleri hatırlaması o kadar hoşuna gidiyordu ki. Özellikle hâlâ kendisine karşı boş olmadığını bilmek onu resmen mest ediyordu. Soobin tatlı tatlı gülümserken Kai hâlâ el ele tutuştuklarını yeni fark etmişti. Ellerine baktı.
"Soobin..."
Oysaki Soobin durumu hâlâ idrak edememişti.
"Evet?""Şey, bıraksak mı artık?"
Soobin tek kaşını kaldırarak Kai'ye baktı. Nereye baktığını fark ettiğinde elini geri çekti.
"Pardon. Farkında değildim.""Olsan tutmazdın zaten..." diye mırıldandı Kai.
"Anlamadım?"
"Yok bir şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salty rain / SOOKAI
Hayran KurguBaşarısız bir intihar girişimi sonucu akıl hastanesine yatırılan Kai, orada hiç beklemediği biriyle karşılaşır.