rude # yeonbin

25

kai
soobin
beomgyu'dan haber var mı?

soobin
evet evet
taehyun bulmuş, taksiyle eve dönüyorlarmış.
neyse ki ikisi de ailesiyle kalmıyor, çok endişelenirlerdi yoksa.

kai
yeonjun'dan rica eder misin bana adresini atsın.

soobin
neden?

kai
ondan dilemem gereken bir özür var.

soobin
peki, hemen soruyorum.

ー

(kai'in agzindan.)

soğuktan buz tutan ellerimi birbirine sürtüp öfkeli bekleyişimi sürdürdüm. mart ayına da, beni burada tir tir titreten o lanet herife de sövüyordum. zile kaç kez bastığımı saymamıştım bile. açan yoktu.

"taksiden önce gelmiş olmam imkansız. acaba adres mi yanlış?" soobin'i bir kez daha arayıp adresi doğru verip vermediğinden emin oldum.

"hava çok soğuk kai, bekleme daha fazla."

"yok, o gelene kadar buradayım. bu iş artık farklı bir boyut aldı. beni bu soğukta burada beklettiği için ağzına sıçacağım onun. bir gelsin de, bir gelsin..."

ben ayağımla ritim tutarken apartmanın önünde bir taksi durdu. ilk önce taehyun indi araçtan. beklemeden ona doğru ilerledim. arka koltuktaki beomgyu'yu sırtına aldığında az da olsa yavaşlamıştım.

"ne oldu?" diye sordum endişeyle. "iyi mi o?"

taehyun bana hoş olmayan bir bakış attı. "kai..." diye mırıldandı. "onu daha fazla üzmeni istemiyorum. beomgyu ile konuşmayı kesmeni istesem çok mu ileri gitmiş olurum?" gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım. söylediklerini kavramak birkaç saniyemi aldı. "içi dışına çıkana kadar ağladı." dedi alçak bir sesle. bana bakmıyordu. "ben onu hiç böyle görmemiştim. ve bir daha da görmek istemiyorum. lütfen şimdi git ve bir daha hiç gözükme ona. seni unutmak ona iyi gelecektir."

yanımdan geçip gittiğinde yerimden bir süre daha ayrılamadım. ayak parmaklarım soğuk yüzünden sızlıyordu artık. gözlerim de yanıyordu.

yüzümü buruşturup kolumla gözlerimi sildim. sinirden mi titriyordum soğuktan mı bilmiyorum ama dişlerime kadar titriyordum. öfkeli adımlarımı otobüs durağına yönelttim.

"bu saatte otobüs bile yok ki adam akıllı." dedim titrek bir sesle. "soğuktan tir tir titreyen birini eve almak yerine kovmak da ne ayrıca?" bir kez daha koluma sildim gözlerimi. burun direğim deli gibi sızlıyordu. "hem... beni bu kadar çok beklettiği için beomgyu'ya hesap sormam lazım. sanki ona bunu ödetmeden peşini bırakırım da... rüyanda görürsün. bu taehyun hep kıskanıyordu zaten beomgyu'yu benden. güzelim sonuçta. ondan daha güzelim..." sesim titremeye başladığında yutkunmak zorunda kaldım. "lanet olsun..."

-

sakin uzulmeyin surunsun biraz