uyari !smut!
yeonjun'un ağzından
şoktan uzun süre konuşamadım. beni kendime getiren şey soobin'in ismimi endişe ile zikretmesi oldu.
"yeonjun?" dedi panikle. "iyi misin?"
iyi miyim? dudaklarımı istemsizce ıslatıp yutkunduktan sonra yavaşça ayaklanıp dibine girdim. benden uzundu.
"buraya neyle geldin?" diye fısıldadım. gözlerim gözlerindeydi. ve kanımın öfkeyle kaynadığını hissediyordum. bu halde evden çıkmış ve bana gelmişti. korkmamıştı. biri fark eder diye korkmamış mıydı hiç? ya ona bir şey yapsalardı? ya taciz etselerdi?
"otobüsle geldim." dedi zayıf bir sesle.
"ya fark edilseydin?" elim, belini sıkıca sardığında göğsü göğsüme çarptı. gözlerime bakamıyordu. elleri omuzlarımdaydı. "ya biri sana bir şey yapsaydı soobin? ne yaptığının farkında mısın sen?"
"ben... sadece seni düşündüğüm için diğer hiçbir şey..." sesinin titremesi yutkunmamı sağladı. üzerine çok gitmiş olmalıydım. fakat elimde değildi. ona bir şey olmasından deli gibi korkuyordum. o kadar da iyi bir dünya'da yaşamıyorduk ne yazık ki.
sol elimi yanağına çıkarıp okşadım. dudaklarını nazikçe öptüm. gözlerinden düşen birkaç damla yaşı acelesizce sildim. "sadece sana bir şey olmasından korktum, bin. seni korkutmak ya da üzmek istemedim. çok üzgünüm."
"ben de..." diye fısıldadı.
dudaklarımı ıslattım. "kuru kuruya dilediğin bu özür pek geçmedi bana." dolu gözlerini gözlerime sabitledi ve şaşkınlıkla kırpıştırdı. "neden bu halde geldin buraya kadar, soobin? söyle bana." nefesim yüzünü okşadığında gözlerini kıstı.
titreyen dudaklarını usulca araladı ve tıpkı dudakları gibi titreyen sesini duymama izin verdi. "ben... sadece seni özledim. hepsi bu."
ondan ayrılıp usulca koltuğa oturdum. arkama yaslandıktan sonra gözlerimle onu davet ettim. "söz uçar," elimi ona uzattım. "icraat kalır, güzelim."
tereddütle elime baktı. elini bana uzattı ve hafifçe kendine çekti. fakat sonra, yavaşça elimi tutup bedenini kucağıma çekmeme izin verdi.
"bu halde buraya gelmeye utanmıyorsun ama seni böyle görmem seni utandırıyor, öyle mi?" elim, ince belini kavrayıp okşarken çenesini hafifçe ısırdım. "tanımadığın insanların arasında bu şekilde durmak seni utandırmıyor ama benim karşımda utanıyorsun, öyle mi?"
başını hızlı hızlı iki yana salladı.
dudaklarımı kulağına yaklaştırdım. "sesini duymak istiyorum." diye fısıldadım. irkildi.
"bana bunu yapma yeonjun." dedi titrek bir sesle. penisi sözlerimden sonra daha da sertleşmişti. onu tahrik ediyordum, ve bunu biliyordum.
"sana bunu yapmamı istiyorsun bin." dedim, titreyen irislerine bakarken. kendisine istemsizce bana bastırdı. kol kaslarımdaki elleri sıkılaşmıştı. hafifçe güldüm. "sözlerimle boşalacaksın resmen, bebeğim."
yüzünü boynuma sakladığında tekrar gülüp ellerimi sırtına çıkardım. fakat dişlerini boynumda hissetmemle gülüşüm soldu. sertçe ısırdığı yeri emdikten sonra geri çekildi. sonra da kuruyan dudaklarımı dudakları ile ıslattı.
alaycı gözleri aşağıya kaydı. "durumu eşitleyeyim o halde." sertleşmemden bahsediyordu. tek bir hareketi ile penisim taş gibi olmuştu.
onu aniden koltuğa yatırdım ve ben de aceleyle üzerine eğildim. ayağım, yere koyduğumuz kupalardan birini devirmişti. "anlaşılan sandığım kadar masum değilsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rude # yeonbin
Fanfictionsoobin'e karşı herkes çok kaba. bir kişi dışında. tw: kisa bolumler ✩ ! orijinal kurgu onlytsum kullanıcısı tarafından yazılmış olan aynı isme sahip kurgudur. kurgudan yalnızca ilham alınmış, son da dahil pek çok şey değiştirilmiştir. FOR ANHELEOS ...