SIR

11 3 0
                                    

Mutfaktan çıkmak oldukça zorlaştı,elimdeki tepsiyi pür dikkat taşıma çabasındaydım ,masalarına yaklaşıp kahveleri tek tek önlerine koyduğum da orta yaşlardaki adam yeni sipariş veriyordu,kahveleri indirip arka cebimden çıkardığım tablete adamın siparişini not ettikten sonra "afiyet olsun"diyip uzaklaştım.

Cafe'nin arka kısmında çöpleri atıyordum.
"Sedef biri seninle konuşmak istiyor bir bakar mısın?"

Mehmet'in sesiyle irkildim ,arkamı dönüp "kimmiş" dedim yüzümdeki soğuk bir tavırla.

"Valla bilmiyorum ama kasadayken beyaz gömlekli bir adam geldi seni sordu ,git bir bak istersen"

Beyaz gömlek?

Heyecandan bacaklarım titriyor ,kassıklarımda uyuşmalar oluyordu , üzerimi çırpıp cafeye girdim.





(Ahh salak sedef ,çöpleri unuttun paranı kesmezler inş)






Kasa'nın önünde, bir eli cebinde diğer eliyle de kasanın önünde duran küçük süslerle ilgileniyordu,

"Buyrun?"dedim alaycı bir tavırla

"Vayy küçük şeytaan ,iyileşmişsin "

"Ne istiyorsunuz ,işlerim var"

"Burda mı çalışıyosun sen"

"Yok müşteri olarak geldim de sıkılınca önlük takıp garsonluk yapim dedim ,kör müsün garson olduğumu görüpte alay etmek için mi soruyorsun "

"Yok , sakin ol ,kimsenin işiyle de alay etmem ayrıca "kolundaki pahalımsı saati göstererek "ben buralara kolay gelmedim" dedi
"Nasıl olduğunu merak ettim,iyisin iyi"

Arkadan seslenen sarı çiyanın sesini duymak tüylerimi diken diken etmişti bile . " BARTUĞĞ neden orda durmuş garsonla konuşuyosun , bişey falan mı istedin"

Kalbim de bir sızı hissettim...

Bu durumu anlamış olmalı ki ,sıkılmış bir ses koydu "Yelda daha sonra ,ayrıca küçük kızla tanışığız" gözlerimle yerde kaybolmuş birşeyler arar gibi deşiyordum ortalığı, kafamı kaldırıp yüzüne baktığım da yüzüme bakıyordu, utanmış bir kız çocuğu misali ...

"Bekletmeyin Yelda hanımı, işlerim var benim teşekkürler merak edip sorduğunuz için " topuzumdan kaçmış bir kaç tutam saçımı kulağımın arkasına alarak arkamı döndüm,gitmek için attığım adımı kalmam için geri çekmişti kendine ,"şimdi gerçekten gitmem gerek ama yine gelicem ve seni görmek için "dedi ve hızla uzaklaştı ordan ,kokusu burnumun direğine yayılmış , sanki aşık olduğum bir tat gibiydi ,sigara ile harmanlanmış acı kahveye eklenmiş sert çikolata...

~Bazı dallar çiçekleri yüzünden kırılır ~



Günler geçmek bilmiyor , aklımdaki sözler beni rahat bırakmıyordu "gene gelicem ve seni görmek için"... Ogünden sonra tam iki hafta geçmişti ve ben tekrar sınava girmiştim , herşey nedensiz bir şekilde çok güzel ilerliyordu , sınavdan beklentilerimi karşıladığım için kısa süreliğine ailemin yanına dönecektim ,o gün son kez cafeye gittim ,çalıştığım işin meyvesini yeme zamanıydı ,miktarımı alıp çıkıcatım yola oyalanmadan , cafeye girdiğim de iki kişilik masalardan birine oturduğunu gördüm. Siyah gölmleğini kusursuz bedenine geçirmii kollarını katlayıp anlına düşen taneleri umursamadan tüm soğukluğu ile masa da oturuyordu belki de ona "buz tanrısı demeliydim" doğru düzgün güldüğünü görmemiştim eve işten başka bişeylerle ilgilenmiyordu,söylediklerinde ciddiyse eğer buraya benim için gelmişti, daha önceki gibi kalbim de atan kelebekler yoktu belki de hissettiklerim geçici bir hevesti. Bişey olmamış gibi kapıyı açıp içeri girdim, kapının açılıp kapanma yerinde küçük bir çan vardı,kapı hareket ettiğinde narin sesler çıkartıyordu . Beni gördüğün de yüzündeki tüm soğukluğu tutmuş gözlerini gözlerime dikmişti,daha sonra gözleri yavaşça bedenime kaydığın da bacaklarımda oyalandı, bundan memnun kalmış gibi dudağının tek tarafını yukarı kaldırıp sinsi gülüşler atıyordu. Ayağa kalkıp gömleğin katlı kısımlarını düzelltti ."Küçük şeytan?"

KİRAZIN VERDİĞİ SIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin