Bölüm 3. - Geriye Dönüş.

104 2 0
                                    

"Beni buradan çıkar bu gece ve sabah neler olduğunu öğren" dedi Felix. Hastane ortamını kaldırabilecek bir yapısı yoktu."Sana neden bu kadar çok güveneyim?" Dedi Sedat. O bunu basitçe bir kaçma planı olarak görmüştü. "Artık herhangi bir şey yapmak istemiyorum , oturarak ölmeyi beklemek istiyorum sadece, basit ama huzurlu bir hayatım olsun istiyorum, anlatmak istiyorum evet. Cezam ne ise çekip ömrümün geri kalanında geç kaldığım şeyleri yapmak istiyorum!" Dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. Sedat açıkçası üzülmekle inanmamak arasında kalmış bir şekilde karar aşamasına gelmişti. "Saat 12 gibi alırım seni, sabah da tekrar geliriz, doktorunla konuşacağım" diyerek odadan ayrıldı. Açıkçası ne olabilir ki diye senaryolar kurmaktan başka bir şey düşünemedi. En iyisinin evine dönüp birkaç saat dinlenmek ve sonra karar vermek olduğuna karar verdi. Hastaneden ayrıldı.

Sedat'ın hastaneden ayrılmasından sonra odaya Güven girdi. Felix'i hayli üzgün görmüştü, ne konuştuklarını merak ediyordu ama "Ben sadece doktorum" diye hatırlatıyordu kendine. Bu hatırlatma meraklılığını örtemiyordu ama elinden gelenin en iyisiydi bu düşünce. Felixle konuşmak, en azından telkin etmeliydi. Lafa girdi.

-Sanırım sıra sotalol tedavisinde.(bunu söylerken bayağı gülüyordu)
+Ya ritim tamamen durursa ? Ya o kıytırık 2-3 ilacınız etki etmezse ?
-Sorun değil, biz de sıradaki gizemli hastayı getiririz.
+Her gün elinize İsviçreli hastalar geçmez yalnız..
-Sen Finlandiyalı değil misin ?
+Orada yaşamış olmam oralı olduğum anlamına mı gelmeli sence ?
-Neden ve nasıl ? Ilgi çekici bir hayatın var gibi gözüküyor.
+Sizinkiler emin olun ki daha anlamlı ve ilgi çekici. Evli misin ?
-Hayır.
+Bu kadar üzüleceğini bilsem sormazdım. Yok sorun değil diyeceksin ama sorun olduğunu ikimiz de biliyoruz. Tavırlarından ihanete uğradığın gayet açık, hiçbir erkek kolay kolay aşktan bahsedilirken yumruk sıkmaz. Seni bu kadar kızdıracak olan şey de muhtemelen eski bir nişanlı, değil mi ?
+Dinlenmen gerek Felix. Ben gene gelirim.

Odadan çıktığında gözyaşlarına engel olamamıştı. Felix'in tahmin yeteneğine şaşıramayacak kadar üzgündü. Kalbi kırıktı. 3 ay olmamıştı terk edileli. 7 senelik koca birliktelik bir adam yüzünden bitmiş ve silinmişti.

Acil bölümünden çıkarak bir sigara yaktı Güven. Saat 12 ye geliyordu. O sırada kendisine yaklaşan uzun boylu adamı gördü. Sedat "konuşmak için daha iyi bir zamanlama olamaz" diyerek gülümsedi. Bitkindi Güven. Konuşamadı bile. "Iznin olursa şu Finlandiyalıyı bi gezintiye çıkaracağım" dedi Sedat. "İsviçreli" diye düzeltti Güven. Sonra da ekledi "Ben de geliyorum." Biten sigarasını yere attı ve ayakları altında çiğnedi. Bu ayrıca 'içeriye girelim' sinyali oldu ikisine, hızlıca geçmeye başladılar koridorlardan. Aniden karşılarında sapasağlam ayakta zorlanmadan durabilen Felix'i görünce şaşkınlıklarını gizleyemediler."Sen , nasıl?" Dedi Güven. Gerçi demesine gerek yoktu. "1-2 kaburga kırığı, sağ bacakta çatlak ve birkaç Dikiş var, çok da zor olmadı. Bir tek ayağımı kullanamamak üzdü" diyerek sırıttı ve devam etti "Ee Komiser, Başkomiser Sedat. Nereye gidiyoruz? Ha pardon , Başkomiser Sedat ve Doktor Güven demeliydim" dedi sinsi sinsi. "Acil durum çıkışına" dedi Güven ve Felix'i hafiften taşıyarak ters tarafa doğru ilerlediler.

Arabaya bindiklerinde arka koltukta bir suçlu Bulundurdukları için kendilerine kızıyorlardı ama bunun üzerinde çok durmamaya başladılar.

"Isminle kendini yansıtıyorsun. Baksana arkanda bir kaçak, katil ya da hiç değilse şüpheli biri var ve korkunu belli etmiyorsun. Ilginç." Dedi Felix. "2miz de insan hayatlarıyla oynuyoruz , çok rahatsız değilim" dedi Güven. "Tek bir farkı var" dedi Sedat ve devam etti " Biz kurtarmaya uğraşıyoruz, sen yok etmeye" Felix anlamsızca gülümsedi "Ekip çalışması demek, good job boys!" Dedi ve az önceki gergin hava birden bire dağıldı.

Ani bir frenle durdu Sedat. Göl mü deniz mi olduğu bilinemeyen bir su kıyısına gelmişlerdi. Sedat'ın ilk sorusu bu konuşmanın sorgu niteliğinde geçeceğine delaletti. Bir sigara uzattı Felix'e. Sigaralar yandıktan sonra o soru gelmişti ;

-Kimliğinde 38 yazıyor ama ?
+Yaş büyütmenin kimseye bir zararı yoktur.
-Bana Isviçreli olduğundan bahsetmedin ?
+Sormadın ki, kimsenin ağzından Finlandiya düşmüyor.
-Yetimhaneden neden kaçtın ?
+Kaçmış olarak görünmek daha havalıydı.
-Kaçmadım mı demek istiyorsun?
+Teknik olarak hayır. Eğer bölmeyeceksen anlatayım, umarım yeterli sigaranız vardır. Benim için de tabii ki...

Dedi ve anlatmaya başladı...

Zamanda KayboluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin