oy sınırı: 15
Jungkook'tan
Evden çıkmadan önce Namjoon hyung'u arayıp arabasını getirmesini istemiştim, Lisa'yı eğer o evden çıkartmam gerekirse bunu motorumla yapamayacağımı biliyordum. Evimin önüne geldiğinde sorgulamasına müsaade etmeden ona attığım konuma sürmesini söyledim. Mekanını mahvettiğim zamandan beridir konuşmadığımız için bana hâlâ kırgındı fakat sesimdeki endişeli tınıdan bir şeyler olduğunu anlamış olacak ki bu konunun üzerinde çok fazla durmadı. Yine de kendimi kötü hissediyordum ve bir şeyler söyleme gereği duymuştum.
"Biliyorum hyung, bana kırgınsın. Mekanını öylece mahvettiğim ve sana sorun çıkardığım için üzgünüm ama buna ayıracak vaktimiz yok. Sonra istersen beni mekanında köle gibi çalıştır, sesim çıkmaz. Şu an önemli olan tek kişi Lisa, ona bir şey oldu ve ben onu bulup bana o gün yardımcı olduğu gibi yardımcı olmak istiyorum." Hyung'un çatık kaşları yumuşadığında herhangi bir şey demesini bekledim fakat o elini bacağıma yöneltip destek verici bir şekilde vurdu. Yüzünde yarım yamalak bir sırıtış vardı, her an kahkaha atabilecekmiş gibi duruyordu.
"Neden öyle gülüyorsun? Yanlış bir şey mi dedim?" Komik bir şey söylemişim gibi gülerken bacağıma vuran elini dudaklarına götürdü ve sevinç dolu sırıtışını saklamaya çalıştı. Pek başarılı olamadığında elini saçlarından geçirdi ve son zamanlarda herkesin dilinde dolaşan o cümleyi söyledi, "Sen aşık olmuşsun Jeongguk, o kız'a karşı büyük bir sevgin var." Bunu söylemesiyle bende güldüm ve kafamı camdan taraf doğru çevirdim, kendi yansımama bakarken Lisa'nın gördüğü o küçük yaralı Jungkook ile karşılaştım.
"Evet hyung, ben ona aşık oldum." Dürüstlüğümü takdir etmiş, elini her daim dağınık olan saçlarıma atarak iyice mahvettikten sonra omzundan ittirmişti. İkimizde kahkaha atarak birbirimizden zıt taraflara döndük, o elinden geldiği kadar hızlı Lisa'nın evine sürerken bende camdaki yansımamı izliyordum. Küçük Jungkook, ilk hasar aldığı o bahçede koşuştururken arkadaşı onu öylece izliyordu. Arkadaşının yanına giden küçük Jungkook onun kendisine tiksinerek baktığını fark etti.
Ona ne olduğunu sordu, son zamanlarda kendisinden hep uzak duruyor ve hep bu şekilde tiksinti dolu gözlerle bakıyordu. Anlayamıyordu küçük Jungkook, o ufacık aklı ve kalbi bunu algılayamıyordu, hep saf bir çocuk olmuş ve kendisini itenlere bile kucak açmıştı. Şimdi o açtığı kucaktan içeri kötülük sızıyordu, yaralar kanıyor ve çığlıklar yükseliyordu. Geceler zorlu ve ıslaktı, göz yaşları her tarafını çevrelerken herkes tarafından itilip kakılmaya başlanmıştı. O küçük Jungkook yavaş yavaş büyürken yediği tokatların haddi hesabı yoktu; itilmişlikler, yaralar, geçmişindeki insanlar, o ölüm.. hiçbiri silinmemişti fakat büyük Jungkook, yani ben onları örtmeyi tercih etmiştim.
Yaralarını kimseye göstermeyen o Jungkook, geçtiği günlerde Lisa'nın bunu görmesini ve kendisini kurtarmasını istemişti. Bazıları haklıydı, büyümüş de olsam bulduğum ilk yardım eline sıkıca sarılır ve beni çekip kurtarmasını beklerdim. Kendim ayağa kalkamayacak kadar aciz, yediği darbeleri saklayacak kadar korkak, insanlardan umudu kesmeyecek kadar aptal biriydim. Yine de Lisa herkes değildi, o çok farklıydı. Ona yaralı küçük Jungkook'u göstermekten geri durmamış, ona kendimi açabilmiştim ve o da beni hissetmiş, beni bu şekilde kabul etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
o kız • liskook
Fanfictionjeongguk: hey lisa, tatilde eğlence düzenliyormuş okul. gelecek misin?? lisa: üzgünüm ama hayır. ders çalışmam gerek. jeongguk: hadi ama! 'o kız' olmaktan ne zaman vazgeçecek ve etrafındaki eğlencelerle ilgilenmeye başlayacaksın? lisa: öldüğümde...