1. mavi

82 2 0
                                    

7 ay önce

"Yeni komşularımızın adı ne?" Abim oturduğu yerden dışarıya çevirdi kafasını. Yeni komşularımız vardı ve eşyaları indiriyorlardı arabadan. Bizim üst katımızı tutmuşlardı. Çatı katı benim en sevdiğim daireydi binadaki. Önceki oturanlar yaşlı bir çiftti ve dünya tatlısıydı ikisi de. Evlerine ne zaman gitsem çatıya çıkıyordum. Umarım yeni komşularımızla iyi geçinebiliriz. Yoksa çatısız bir hayat düşünemiyorum.

Ve bu taşınma işleri nedeniyle yaklaşık iki haftadır çıkamıyordum da çatıya. Oraya çıkıp sadece yatsam yetiyordu. Gökyüzünü izlemek, hayaller kurmak ve uyumak bana çok iyi geliyordu. Terapi gibiydi.

"Turuncu tişörtlü olan Ulaş. Yanındaki kıvırcık Egemen. Diğerinin adından emin değilim. Hepsi başka bir şey diyor."

İnanamayarak baktım.

"Yuh ne ara tanıştın?"

Bana kısa bir bakış atıp yerinden kalktı. Mutfağa doğru ilerledi. Ben de camdan gözlerimi çekip peşinden gittim. Mutfağa girdik. Yemeğin kapağını açıp bir tur karıştırdı ve geri kapatıp ocağın altını kıstı. Dolaptan dört tane tabak çıkardı.

"Dört tabak ne alaka?" dedim çekmeceden çatal ve kaşıkları çıkarırken. "İkizler gelecek." Ona alayla baktım. "Ne kadar erken haber veriyorsun öyle."

"Misafir mi kızım onlar?" diye söylendi.
İkizler abimin en yakın arkadaşlarıydı ve neredeyse beraber büyüdüler diyebilirim. Abimle yaşıtlar ve aynı ilkokuldan olmak üzere aynı üniversiteye kadar beraber okudular.
Barlas ve Barış. Aslında anlaşabiliyoruz ama bana abilik taslamaları dışında.
Tek abim beni delirtme noktasına getirirken artı olarak iki abim daha var denebilir.

Ve kapı çaldı.

Elimdeki bardakları da masaya koyduktan sonra kapıya gittim. İkizlerin geldiğini düşündüğümden bakmadan direkt açtım.

Yanılmıştım.

Gelen yeni komşularımızdan, abimin söylediği turuncu tişörtlü Ulaş'tı.

"Rahatsız ettiysem özür dilerim. Biz üst katınıza taşındık ve çatının anahtarı sanırım sizdeymiş. Alabilir miyim?"

Sempatik bir şekilde gülümsedi. Tatlıymış.
Çatının anahtarı ise evet bizdeydi. Çünkü çatıya biz dışında kimse çıkmıyordu bile ve canım yaşlı teyzem, yani önceki ev sahibi bana emanet etmişti orayı.

Ayakkabılıkta asılı duran anahtarı alıp uzattım. "Yedek anahtarı da orada." deyip gülümsedim. "Ve bu arada hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk. Ben Ulaş." deyip elini uzattı. Tuttum. "Kayla."

"Aslında biliyorum adını. Abinle sabah tanıştık. Memnun oldum Kayla."

Şimdi anlaşıldı abimin ne ara tanıştığı.

"Ben de memnun oldum. Eğer bir şeye ihtiyacınız olursa mutlaka bize gelebilirsiniz." dedim.

"Tamamdır. Teşekkürler."

O yukarı çıkarken gelen adım sesleriyle kafamı çevirdim yan tarafa. İkizler geliyordu.
Barlas eliyle saçlarımı karıştırdı. "Selam bücür." Yüzümü ekşitip omzuna vurdum.

Barış ise elindeki poşeti uzattı. "Barkın liste tutuşturdu da gelmeden." deyip içeri girdi.

Poşeti incelerken kapıyı kapatıp mutfağa geçtim. Barkın kurmuştu masayı. Hepimiz oturduk ve yemeye başladık.

DİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin