7. aile yemeği - part 1

28 0 0
                                    



İyi okumalar 🌸












Yarkın'a şok içerisinde baktım. Kimin bizim ile ne derdi olurdu. Yarkın sinirliydi. Şimdi ona açıklama yapmam gerekiyordu ve bu duruma düşmekten nefret ediyordum.

"Kardeşimle ne konuşuyordun? Neden söyleme gereği duymadın bana!?" diye sesini yükselttiğinde şaşırdım.

Buradaki konu birisinin beni gizlice çekmesi değil miydi gerçekten?

"Yarkın sen iyi misin? Birisi beni gizlice çekiyor. Ve sana atıyor bunu da. Sorun bu. Sorun kardeşinle ne konuştuğum mu?" dedim ben de sesimi yükselterek.

Ellerini saçlarına götürüp saçlarının arasından parmaklarını geçirdi.

"Kayla. Sabrımı sınama. Bu meseleyi de çözeceğim zaten. Buna kim cesaret eder, göstereceğim ona. Senin Caner ile ne işin var?" dedi gözlerimin içine bakarak.

"Caner ile denk geldik ve o gece için benden özür diledi. Başka da bir şey konuşmadık."

"Tamam. Şimdi kimin olduğunu bulmaya çalışacağım. Bu orospu çocuğu kimmiş bulacağım."

Elimi omzuna götürüp sıvazladım. "Bul sevgilim." dedim gülümseyerek.

Elini belime dolayıp kendine çekti. "Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum."

Parmak uçlarımda yükselip Yarkın ile dudaklarımızı birleştirdim. Belimden kaldırıp bacaklarımı beline dolamamı sağladı. Öpüşleri hızlıydı. Öpüştükçe daha da öpesim geliyordu ve Yarkın'a gittikçe daha da çok çekiliyordum.

Yarkın'ın eli belimde dolanıyordu. Benim elim de saçlarındaydı. Saçlarıyla oynamaya bayılıyordum. Öpüşmemiz bitince beni kucağından indirmedi. Kucağımda yerini korurken kapı çaldı.

Gelen Sude idi.

"Yarkın müsait miydin?" dedi bize bakarak. Yüzündeki kıskançlığı buradan ayırt edebiliyordum.

"Gördüğün gibi müsait değil." dedim yüzümdeki yapmacık gülümsemeyle.

Yarkın belimdeki elindeki sıkılaştırdı.

"Müsait değilim Sude. Asude'ye de söyle, içeri kimseyi almasın." Sude başını sallayıp son kez bize bakış atıp çıktı.

Yarkın'a zafer kazanmış bir gülümsemeyle baktım.

"Seni seviyorum aşkım." dedim mutlulukla. Gülümsedi.

"Sana her geçen gün daha da aşık oluyorum dünyam."

Kucağından indim. Odasındaki koltuğa ilerledim. Bir yandan da elini tutuyordum. Onu da götürüyordum.
Koltuğa oturdu. Ben de kucağına oturdum. Birden böyle bir şey yapacağımı beklemediğinden şaşırdı. Beni kalçamdan tutup kendine bastırdığında inlememe engel olamamıştım. Onu hissediyordum.  Bastırmaya devam etti. Boynuna kafamı gömüp öpmeye başladım. Boynunu her öptüğümde o da inliyordu. Güzel kokusu beni kendimden geçirmeye yetiyordu.
Elleri de sırtımın her yerinde dolanıyordu. Onun yapmasına gerek duymadan ben kendimi ona bastırmaya başladım. Kalçamı hareket ettirdiğim her an onu daha da çok istiyordum. Bu his çok güzeldi. Üzerimde iyi ki eşofman takımı vardı. Elbise olsaydı çoktan üzerimden kaymıştı. Yarkın gözlerime kilitlendi. "Daha da devam edersen o koca kalçanı bana bastırmaya, kendimi tutamam. Durduramam." dedi.

DİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin