keyifli okumalar🤍
bölüm sonuna açıklamamı bıraktım..O günün üzerinden iki hafta geçmişti. Bu iki haftada komşularımızla daha da yakın olmuştuk. Yarkın'ı iki gündür görmüyordum. Ulaş iş için başka bir şehirde olduğunu söylemişti.
O değişik konuşmasını ise ona sorduğumda cevap alamamıştım. Sürekli başından atıyordu bunu sorduğumda.
Kaçamak oynuyordu.
O kaçtıkça ben de kaçmıştım. Şimdi ise o iki gündür yoktu. Bize birkaç kez yemeğe gelmişlerdi, biz de birkaç kez onlara yemeğe gitmiştik. Annemin adeta üç tane daha oğlu oldu diyebilirim.
Onlarla ilgili yeni şeyler öğrenmiştim ve onları tanımaya başlamıştım.
Aileleri konusunda bir fikrim yoktu. Hiç konusunu açmamışlardı annemler sorduğunda da uzaktalar diyerek geçiştirmişlerdi. Üçü uzun yıllardır arkadaşlardı ve şimdi ise ev arkadaşı olmuşlardı. Ulaş ve Egemen'in ortak restoranları varmış. Yarkın'ın barının bir sokak üstünde. Yarkın'ın barı ise genelde gündüzleri restoran, akşamları bar olarak işliyormuş.
Yarkın'daki paranın kaynağı ne sorusunun cevabını da bilmiyordum hala. Sadece bir tane barı yokmuş. Birkaç restoranı ve bir aile şirketi varmış. Yarkın 28 yaşına rağmen birçok başarısı bulunan bir işletmeciydi.
Ulaş ve Egemen 26 yaşındalar. Yani Barkın ile yaşıtlar.
Beni bu düşüncelerimden alan, dakikalardır çalan ama açmadığım telefonuma çevirdim kafamı. Annem arıyordu. Kim bilir ne diyecekti.
Yine de açmasam daha suçlu olurum diye açtım aramasını. Telefonu hoparlöre alıp yataktan kalktım. Dolaptan kıyafet seçmeye başladım.
"Efendim anneciğim?" dedim bıkkınlıkla.
"Hayatım bugün bir işin var mı?"
İşte beklediğim o soru.
"Evet. Can ile yemeğe çıkacağız. Neden sordun?"
Güneş şehir dışındaydı ve onu şimdiden çok özlemiştim!
"Hiç öylesine sordum. Ne yapacaksın diye merak ettim anneciğim. Geç mi gelirsin?"
Kesin bir planları vardı ve kendilerine katılmamı bekleyecekti.
Çok beklerdi ama üzgünüm.
Annemi ya da onun arkadaşlarını hiç çekemezdim.
"Evet anne geç gelirim. Görüşürüz."
"Görüşürüz canım."
Ah benim biricik annem.
Canım annem.
Dolaptan toz pembeli, çiçek detaylı tatlı bir elbise alıp giyindim hızlıca. Saçlarımı açık bırakıp elbisemin rengine uygun takılardan taktım. Koyu bir renk çanta alıp evden çıktım.
Binadan dışarı çıktığımda Egemen ile karşılaştım. Elinde poşetler vardı. "Haftalık alışverişi bana soktular çok affedersin." dediğinde güldüm.
"Allah kolaylık versin sana be Egemen." O da güldü.
Otobüs durağına doğru yürüdüm. Yaklaşık olarak on dakika sonra gelmişti otobüs.
Can ile buluşacağımız mekana girdim. Can daha gelmemişti. Geç gelme gibi hir huyu vardı ve mütemadiyen bunu tekrarlardı.
Alışkındım iyi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİP
ChickLit"Daha dün tanıdığın bir kıza bu kadar yükselmen normal mi?" dedim gözlerinin içine içine bakarak. Ve o cümleyi kurdu. Yerimden adeta sarsacak şekilde. "Seni daha dün tanıdığımı mı düşünüyorsun?"