8

711 79 15
                                    

1 Günlük ufak bir tatilden sonra aktif eraya devam. Bu kitap bu hafta sonuna bitmiş oluuur

Nasılmış benim küçük bebeklerim 

...

Birkaç ay geçmişti. Jennie Lisa'yı ne aradı ne de ondan seyrek gelen aramalar ve mesajlara döndü. Arkadaş kalmak istediğinde ona çok sinirlenmişti. Evet belki de aralarındaki tuhaf şeyi adlandıramamak Lisa'yı germişti ve belirsizlikten bıkıp hayatında net bir şeyler istemişti. Jennie bu konuda onunla empati yapabiliyordu, hatta bir ara onun durumuna üzülüp taşınma kararını bile sorgulamıştı. Ama Lisa arkadaşlıktan bahsettiğinde, oradan gitmenin kesinlikle en iyi karar olduğuna emin oldu. 

Belli ki aralarında çözümlenemeyen, bir türlü iki tarafın da kişisel sorunları yüzünden netleşmeyen bir şeyler vardı, ve eğer hayatında net bir şeyler isteyip yeni birini almışsa, yapması gereken Jennie'yi hayatından çıkarmaktı işte. Arkadaş olmak ne demekti yahu?! Hayatında biri varken, arasında hala bitmemiş bir şeyler olduğu apaçık olan birini hayatında tutmaya çalışmak nasıl bir mantıktı böyle? 

Jennie çok uzun süre onu düşündü. Onun mantıksızlarını anlamaya, onunla empati kurmaya çalıştı. Ama bu karışık mevzular, giderek neresinden tutsa elinden kalmaya başlayan bir hal aldı ve genç kız artık Lisa'yı düşünmekten yoruldu. Hayatından çıkalı aylar olmasına rağmen, düşüncesi bile onu yoran biri nsana dönüşüverdi kaküllü kız. 

Jennie'yi en çok üzen de anılarıydı. Geçmişe bakınca şu an olanlara anlam veremiyordu. Beraber yaşadığı, ona huzur veren kız nasıl da şu an sadece aklına gelmesiyle bile onu yıpratabilirdi? Sadece yaptıklarını düşünmek bile nasıl hayatını zehir ederdi?

Çok geçmeden bu düşüncelerin ağırlığı altında ezilmeye başlamıştı. Ezildikçe, yıprandıkça agresifleşti. Agresifleştikçe neşesi ve nezaketi yok oldu. 

Yine de bankada bir şekilde tutunmayı başarmıştı. Elizabeth'in evine taşındıktan iki ay sonra terfi almıştı. Lizzy onun taşınmasını istemiyordu, giderek azalan neşesi onu korkutuyordu. Yalnız kalması ona iyi bir seçenek gibi gelmemişti. Ama Jennie işlere onun kadar sevecen bakmadı. Lizzy ne kadar onun iyiliğini istiyorsa, Jennie de o kadar arkadaşından rahatsız olur hale gelmişti. Sadece ondan değil, müşterilerinden ve aile yakınlarından da rahatsız oluyordu. Her insan gözüne batar olmuştu, ama en çok da güvendiği kişileri deli gibi gözlemliyor, açıklarını arıyordu. Bir şeyi çok fazla ararsanız bulursunuz, orada olmasa bile bulursunuz. Jennie de muhtemelen ona zarar vermeye hiç niyeti olmayan bir sürü insanın olmayan açıklarını buldu, onları kırdı, gereksiz kavgalar etti ve çok geçmeden bir sürü yakınıyla arası açıldı. Lizzy de dahil. Arkadaşının evdeki varlığı adete küçük kıza batıyordu. Gün içinde müşterilerle konuşmaktan öyle rahatsız oluyordu ki, eve gelip başka bir insana daha katlanmak zorunda olmak onu boğuyordu. 

Ve taşındı. Giderek yalnızlaştığı, hayatından yavaş yavaş insanları çıkardığı yetmezmiş gibi, yaşadığı yerden de ona neşeyi hatırlatan son kişiyi sildi. 

Lisa'dan nefret etti. Eskisi gibi olmak istediği, neşesini geri istediği her an için Lisa'dan nefret etti. Hayatından, aklından bir türlü çıkamadığı için Lisa'dan nefret etti. Ve en çok da, her şeyi değiştirdiği için, olduğu kişiyi mahvettiği için.

...

Ama tabiki böyle bitmiyor. Hayatınızı değiştiren - muhtemelen mahveden- insanlar, sizi mahvettiği gibi zamanla toparlanmanıza da izin vermiyor. Zehir gibi, sanki iyi olmanız onlara iyi gelmiyor gibi...

Lisa da Jennie'nin zamanla düzelen ruh halinin, küçük kızın hayatını toparlamasına izin vermedi. Jennie'nin yorgunlukla eve geldiği, kanepesinde kıyafetlerini bile değiştirmeden uyuyakaldı bir gece çıkageldi. 

Eski, demode bir yöntem olarak penceresine taş attı. İlk taş çok da bir ses çıkarmadı, ikincisi ıskaladı ve üçüncüsü, sonunda Jennie'yi uyandırdı 

Küçük kız önce ne olduğunu anlamadan gözlerini ovaladı ve uyanmaya çalıştı. Sonra birinin penceresinde olduğunu fark ettiğinde - muhtemelen 18002lerde olmadığımız için- korktu. Kimdi ki bu gece gece sonuçta? Yine de cama gidip hafifçe perdeyi çekti ve baktı. 

Lisa. 

Anında uykusu açıldı, kaşları çatıldı ve sinirleri hızlıca tepesine bindi. Ne haddineydi bunun buraya gelmek! Her şeyi mahvettiği yetmezmiş gibi bir de küçük kızın tatlı uykusunu bölmüştü! Hem zaten adresini nereden biliyordu? 

Jennie perdeyi açtığı gibi kapadı, eski nesil yöntemler deniyorlarsa, o da öyle yapacaktı. 

Gidip bir vileda kovasını aldı ve eve geldiğinde kahve yapmak için kaynattığı, hala çok da soğuk olmayan suyu kovaya döktü. Hafifçe parmağıyla suyu kontrol etti. Çok sıcak değildi ama onu buradan göndermeye yeterdi. 

Pencereyi açtı, hiç tereddüt etmeden suyu kaküllü kızın kafasına döktü ve kızın söylemek için dudaklarını araladığı cümleleri boğazına tıkıp penceresini kapattı. 

...

heaven || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin