kevin ve younghoon gerçekten de izin almayı başarmıştı. dün gece konuşma grubuna yazmışlardı. ayrıca dün gece changmin artık kendi odasına geçtiğini söylediğinde eric sevindi. sunwoo aşırı sevindiğini söyleyip gidip arkadaşlarına sarılmıştı. changmin'in odalarından gitmesi demek artık daha fazla sunwoo ile uyumasına gerek olmadığı anlamına geliyordu. uzun zaman sonra eric yatağında kendisi uyumuştu. diğerinin varlığına alıştığı için uyuması biraz zor olmuştu.
şimdi ikisi de bütün günlerini boş boş geçirdikten sonra dışarı çıkmak için hazırlanıyorlardı. hava soğuk olacağı için eric kalın şeyler giyinmeyi tercih etti, sunwoo'nun da kalın giyindiğini gördüğünde sevindi. çocuğun tekrar hasta olmasını istemiyordu.ikisi de üzerlerini giyindiğinde diğerleri ile buluşmalarına daha yarım saat vardı. bu yüzden eric saçlarını yapmaya başlamıştı. sunwoo'nun da çok ilgisini çekmiş olmalı ki çocuğun hemen dibinde dikiliyordu.
"sunwoo saçlarını yapabilir miyim?"
"nasıl yapacaksın?"
"sen güven bana."
sunwoo kafasını sallayıp eric'in yatağına oturup eric'in saçlarını yapmasına izin verdi. eric nasıl bir şey yapması gerektiğini bilmiyordu. genel olarak sunwoo'nun saçları hafif dalgalıydı, sadece tarayıp çıkıyordu. eric çocuğun saçını kıvırcık ve düz olarak aşırı merak ediyordu. bugün saçlarını kıvırcık yapıp başka bir günde de düzleştirme karar aldı. hızlıca diğerinin saçlarını yapmaya başladı. sonuç beklediğinden de güzeldi. sunwoo şu an hem çok şirin hem de çok yakışıklı geliyordu gözüne. elindeki saç düzleştiricisini bırakıp sunwoo'nun yanaklarını sıktı.
"çok şirin oldun."
"öyle mi?"
"eveet."
sunwoo gülümseyip ayağa kalkarak saçlarına bakmak için aynanın karşısına geçtiğinde eric de çocuğu takip etmişti.
"teşekkürler."
"ne demek, her zaman bekleriz."
"sonra kovma da."
eric sadece göz devirmekle yetinmişti. artık odadan çıkmaları gerekiyordu. dudağına lipbalmını sürüp çantasını ve montunu alarak kapının hemen yanında onu bekleyen çocuğun yanına ilerledi. ikisi de ayakkabılarını giyindiğinde odadan ayrılıp diğerleri ile buluşacakları yere gittiler. diğerleri de onları bekliyordu. müdür kimseye söylemeden gitmelerini istemişti bu yüzden akşam saatinde dışarı çıkıyorlardı. diğerlerinin yanına gittiklerinde ikisi de diğerlerine selam verdi. okuldan ayrılmak için bahçeye çıkıp oradan da ana kapıya gitmeleri gerekiyordu. yavaştan bahçeye doğru yürümeye başladılar.
"hava çok soğuk."
"gelme istiyorsan?"
"istemiyor musun bizi?"
"niye her şeyi götünüzden anlıyorsunuz?"
"çok haklısın sunwoo aşkım öpeyim."
"hoşt."
"köpek mi kovuyorsun?"
"evet."
"yapmayın sonra üzülüyor, ağlıyor sonra biz toparlıyoruz."
okuldan çıkıp toprak yolda yürümeye başladıklarında eric çoktan donacağını düşünüyordu. montuna iyice sokulup soğuk havanın biraz da olsa azalacak olmasını umdu. chanhee ve changmin el ele eric'in önünden yürüyordu. eric o ikisinin sevgili olmasına sevinmişti ama arkadaşı younghoon'a üzülmüştü. daha az önce öğrendikleri için younghoon'un nasıl hissettiğini bilmiyordu. arkadasından yürüyen çocuğun yanına gelmesini beklemek için durdu. younghoon ona yaklaştığında çocuğun koluna girip o şekilde yürümeye devam etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/314292330-288-k443738.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boarding school // sunric
Fanfiction"nesin sen kralın özel soytarısı mı?" "hayır ben kralın ta kendisiyim." →sunric 🎭