Oturacakları mekâna geldiklerinde Giray'ın arkadaşlarının onlardan önce gelmiş olduklarını gördüler. Tolga biraz gergin hissediyordu. Yanında Barış'ın olması iyi miydi kötü müydü daha karar verememişti. Tanışacakları kişilerin ne tarz insanlar olduklarını bilmiyordu sonuçta.
Üçü birlikte masaya doğru ilerlediler. Bu sefer tanıştırma görevini Giray üstlenmişti.
Kendi arkadaşlarını sırasıyla göstererek tanıttı. "Gürkan, Mert ve Eren." Daha sonra diğer tarafa dönerek devam etti. "Şirketten Tolga ve Tolga'nın arkadaşı Barış."
Herkes hızlıca el sıkıştı ve memnun olduklarını söyleyip yerlerine oturdular. Tolga'nın bir tarafında Giray diğer tarafında ise Barış vardı.
Daha önceden tanışmadıkları için ortamda rahatsız edici bir sessizlik vardı.
"Siz nasıl tanıştınız?" Sorunun muhatabı Tolga ve Giray'dı. Sessizliği bozan Gürkan olmuştu. İki adam birbirine baktı ve ardından Giray cevapladı. "Dosyaları incelerken bir hata fark ettim, düzeltilmesi için sorumlu kişiyi çağırınca da Tolga geldi. Sorun halledildikten sonra benimle yemek yer misin diye sordum birlikte yemek yedik falan. Biliyorsunuz yalnız yemek yemeyi pek sevmiyorum." Konuşmayı bitirdikten sonra hafifçe güldü. O sırada Tolga onaylarcasına kafasını yavaşça aşağı yukarı sallıyordu.
"Yalnız yemeyi bırak utanmasan yemeğini başkasının yedirmesini isteyeceksin." Eren'in söylediği şey gülüşmelere neden olmuştu ama Giray pek de komik bulmamıştı.
Birinin Giray'a yemek yedirme düşüncesi Tolga'nın hoşuna gitmişti. Evet dış görünüş olarak yakışıklı ve karizmatikti ama kimseye göstermediği tatlı bir tarafı da vardı. Tolga'nın hayalinde Giray'la birlikte yemek yedikleri anlar canlandı ve eğer kendi elleriyle yedirseydi nasıl olabileceğiyle alakalı imgeler.
Düşünceleri hemen kafasından uzaklaştırdı. Böyle şeyler düşünmemeliydi. Bu düşüncelerin başrolü Funda olmalıydı. Evet sadece Funda hakkında böyle düşünebilirdi.
Dikkatini diğerlerine verdiğinde muhabbet etmeye başladıklarını gördü. Gürkan ve Barış şimdilik iyi anlaşıyorlar gibi görünüyordu. Bu durum Tolga'yı memnun etmişti çünkü yalnız hissetmemek için Barış'ı çağırmıştı ve herkes iyi anlaşırken onun sıkılmasını istemiyordu.
Diğerlerine döndüğünde ise Giray'ın Mert'e kız arkadaşıyla alakalı soru sorduğunu duydu.
"Siz barıştınız mı, aranız nasıl?" Giray meraklı bir şekilde sorusunu yöneltmişti.
"Ne bileyim iyi gibi şimdilik ama arada bozuk atıyor hâlâ, bir türlü çözemedim şu kızları." Mert sitem edercesine söylemişti.
"Kızları anlayamıyorsan sen de Giray'ı örnek alıp erkek bir sevgili yap." Eren konuştuktan sonra ortamda bir sessizlik oluştu. Tolga ve Barış dumura uğramış bir şekilde Giray'a baktılar.
Eren diğerlerinin bilmediğini fark edince durumu toparlamaya çalıştı. "Kusura bakma ya ağzımdan kaçtı birden."
Her ne kadar Giray rahatsız hissetse de belli etmemeye çalıştı. "Sorun yok, sır değil sonuçta."
Eren kendini kötü hissetmekten alı koyamadı. Giray'da diğerlerinden gözlerini kaçırıyordu.
Barış iyice anlamaya çalışır bir şekilde sordu. "Yani sen şey misin?"
"Ne miyim?" Böyle bir soruya nasıl cevap verilirdi ki?
"Yani erkeklerden mi hoşlanıyorsun?" Barış için hâlâ garip bir durumdu.
"Hem erkeklerden hem kızlardan hoşlanıyorum."
"Kızlardan hoşlanıyorsan neden erkek sevgilin vardı ki?" Barış için durum bundan ibaretti. Kızlardan hoşlanan biri nasıl bir erkekle sevgili olabilirdi ki?