Power - T.M.R

•12• Mutare Affectus

Dakikalar geçmişti ama hala sudan çıkan hiç kimse yoktu. Stadyumun altına elimde havlu ile Tom Riddle'ın karagölün dibinden çıkmasını bekliyordum.
Neden buradaydım?
Bana sorarsanız, Tom benim güç kavramımı çok yanlış anlamıştı.
Ama ona sorarsanız, ona yakın olmam güç gösterisi sayılırdı.
Yakınlıktan kastımsa kesinlikle görev falan değildi.
Onun havlusunu tutmaktı.

Sen git kendini ölümyiyenlere şov olsun diye kendini bıçakla sonra o gelsin sana havlu tuttursun.
Adaletten soğuma sebebi.

"Beauxbatons bu görevden birinci olarak ayrılıyor!" Dedi spiker. Sarışın kız yanında ki küçük oğlan çocuğuna havlu uzatırken kendisi zaferle arkadaşlarına sarılıyordu.
Kız zayıf ama çevikti, kıvrak vücut hatları ona avantaj sağlamıştı.

Bir dakika ardından spiker tekrar bağırdı.
"Hogwarts ikincilikle tamamlıyor, bir önce ki görevden birincilikle ayrılan Hogwarts düşüşte mi?" Spikerin diğer söylediği şeyleri dinlemeden havluyu Tom'un yüzüne fırlattım. Arkamdan bana baktığını bilsemde umursamayıp sudan çıkarttığı eşyaya ilerledim

Çıkarttığı büyük sandığa baktım, umarım içinde seksi bir deniz kızı yoktur.

İçini açtığımda asasını gördüm.
"Gerçekten mi?" Sudan diğer okulun öğrencisi de çıktığında elenen o olmuştu.

Tom ise umursamadan ayağa kalktı, vücudundan damlayan sular onu olduğundan daha havalı gösteriyordu. Havluyu beline sardı ve kabinlere ilerlerken kafasıyla bana işaret verdi.
"Ben kimseye değer vermem."

Alayla gülümsedim ve asasını tutarken onun arkasından stadyumun arkasına gittim. O yarışmacılar için ayrılan yerde üstünü giyinirken tırnaklarımı törpülemeye başladım.
"Bilerek sudan geç çıktın, öyle değil mi?"

"Kim bilir." Dedi boğuk sesiyle.

Bilerek yaptığını biliyordum. Hogwarts tarihinde her binanın bir elementi olduğunu öğrenmiştik, slytherin binası karagölün dibindeydi, sırlar odası lağımdaydı.
Bu durumda slytherin'in elementinin su olması gerekirdi. Çokta zor bir teori değildi. Tom ise slytherin'in varisiyken suyun ona itaat etmesi gerekirdi, bu durumda Tom bilerek sudan geç çıkmış oluyordu.

Tırnağımda ki tozları üfledim ve öbür elime geçtim.
"Akşam senin için sürpriz parti düzenlenecek."

"Sen bunu nereden biliyorsun?" Dedi kabinlerden çıkınca. Omuz silktim ve onun arkasından yürürken tırnağımı törpülemeye devam ettim.

"Ben her şeyi biliyorum, sana partiyi söyledim çünkü biz kötü olanız unuttun mu?" Dedim alayla ve devam ettim. Çocukça kötülüklerden kimseye, yani en azından çoğunluğa, zarar gelmezdi.
"Artık sürpriz bir parti değil ve sen partilerden nefret edersin."

Hogwarts'a ilerlerken törpüyü cebime attım.
"Partiye zaten katılmam, bunu öğrenmek için uğraşmaya gerek yoktu. O kadar boş vaktin var mı gerçekten?"

"Neden? Asıl partilerde iyi bir şekilde çalışabiliriz..." Dedim gülerek. Yüzünü buruşturarak bana baktığında devam ettim.
"Partiler insanların doğal yaşam ortamıdır. Birini en iyi orda tanırısın, sarhoş olursa o kişi iradesizdir. Çakırkeyf ise o kişi eğlenmeyi dozunda bırakan kişidir. Sessizce kalabalığı izliyorsa... O kişi aralarında ki en sinsi kişidir. Ortamı sevmiyor olabilirsin ama ordunu en iyi şekilde büyütebilmenin tek yolu bu."

"Değişik bir bakış açısı." Dedi slytherin ortak salonuna giderken. Bu onun dilinde, bunu düşüneceğim ama şu an değil, demekti.

"Violetta ölümyiyen olacak mı?" Dedim en sonunda ki ağzımda ki baklayı çıkartarak.
Onu etrafımda görmek istemiyordum. Kendi Hatalarımı görmeyi sevmezdim.