İnupi,sınav haftasından önce sıkıca çalışmış,streslenmişti.Beş dakikalık teneffüslerde bile test çözüyordu,kitap okuyordu.Eğer tekrar başarısız olursa,yatılıya göndereceklerdi.Inupi,yabancı yerlerden her zaman nefret etmişti,evi varken ne diye farklı bir yerde kalsındı ki?Derslerine çalışmaktan telefonu eline alacak vakit bulamıyordu,aşırı meşguldü.Gözlerinin altı morarmış,elleri nasırlanmış,başı da ağrıyordu.Sırf ailesi onu yatılıya göndermesin diye,sırf yaz tatilinde eğlenebilmek içindi bu çabaları.
Yine bir öğle arasıydı,bu sefer parmakları aşırı şiddetli ağrıdığından kitap okuyordu,en azından okuduğunu anlama alıştırması yapıyordu.
"Boş kalmaktan iyidir"
Diğer herkes bahçede eğlenirken İnupi eğer tekrar başarısız olursa yatılıya kalmamak ve tekrar ölesiye dayak yememek için ders çalışmak zorundaydı.Inupi kıskanıyordu diğerlerini,ailelerini.Akane öldüğünden beridir ailesi kafayı yemişti,herşey kötü gidiyordu.
Kitap okurken gözü kararmaya başladı,bu iki hafta içerisinde toplasan 14 saat belki uyumuş,belki uyumamıştı.Ayağa kalkıp sınıftan çıktı,lavaboya doğru yavaş adımlarla yürüdü,bir yandan koluyla duvardan destek alıyordu,lavaboya varmak üzereyken siyah-sarı garip saç rengine sahip bir çocuk birisinden kaçarcasına koşarken İnupi'ye çarptı,İnupi'nin ayakta duracak mecali kalmamışken böyle şiddetli bir çarpışma kötü olmuştu,İnupi yere düştü,oturur pozisyonda düşmese burnunu kırabilirdi.O çocuk yine de durmamış,gitmişti.Ardından siyah saçlı bir çocuk geldi,o çocuğu kovalayan çocuk olsa gerek,diye düşündü İnupi.İnupi kalkamıyordu,kendine fazla yüklenmesi bunlara yol açmıştı,eğer imkânı olsa tüm gün orada otururdu.
Beş dakika falan geçti,İnupi hala düştüğüyle aynı pozisyonda duruyor,boş boş bakıyordu,düşüncelerini duymaya hiç vakti kalmamıştı İnupi'nin.Garipsemişti.
Sonrasında iki arkadaş geldi,siyah saçlı biri,yanında da pembe saçlı bir çocuk.Pembe saçlının gözleri pörtlemiş ve İnupi'ye koşmuştu.
"Hey!İyi misin?Niye böyle oturuyorsun?"
İnupi,ne konuşuyor ne pembe saçlı çocuğun uzattığı eli tutuyordu.Sonunda siyah saçlı çocuk işe girişti.
"Sanzu,sırtıma bindirsene çocuğu.Iyi gözükmüyor,bir revire götürelim."
"Hadi ama Koko!O yürüyebilir."
"Sanzu,aptal mısın?Eğer yürüyebilecek olsa burada oturur muydu sence?"
İnupi'nin tek yapabildiği kafasını hafifçe sallamak oldu.Adı Sanzu olan pembe saçlı çocuk onu Koko adlı(?) çocuğun sırtına bindirmişti.Birlikte revire giderken İnupi birden çok rahatlamış hissetti,kasları gevşemişti.Sağ eliyle Koko'nun omzunu okşadı,elinden geldiğince yüksek sesle,ki fısıldamayla aynı şeydi.
"Teşekkürler" dedi.Koko sırıtıp daha da hızlı yürümeye başladı.
"At yarışında mıyız sanki amına koyduğumun!?Yavaşlasana ulan!"
Koko yavaşlamadı,revire vardılar,hemşire görünürde yoktu.Koko,İnupi'yi revir yatağına oturur pozisyonda koydu.
İnupi biraz uyusa kendine gelirdi,ve belki ders çalışmaya biraz ara verse...
"Neyin var?Neden yerde oturuyordun?"
Sanzu içeri girdi;
"Hemşireyi bulamadım.""Gidip su alsana."
Sanzu su almaya çıktı.Koko,İnupi'ye sorduğu soruların cevaplanmasını bekliyordu.
"Yorgunum sadece."