Bölüm 1 ''UMUT''

44 10 11
                                    


Canlarım yeni bir hikaye değil ☺️ Dreame adlı platformda birinci kitaba final verdim ve burada da kaldığı yerden ikinci kitaba devam etme kararı aldım.

*** Bu kitaba başlamadan önce Dreame'deki birinci kitabı okumanız gerekmektedir. ***

Umut bir insanın her şeyidir. Onu hayata bağlayan, yaşama isteği veren ve ayakta kalıp savaşmaya devam etmesine sebep olan yegâne mefhumdur. Kimi zamanda tarifi imkânsız bir işkence... Umut etmeye devam ettikçe insan sonunda ölüm olduğunu bilse bile yine de savaşmaya devam eder.

Umut, bizi öyle bir karanlığa sürükler ki farkında olmadan kendimizi bir uçurumun kenarında dengede durmaya çalışırken buluruz. Düşeceğimiz o kadar barizken oysa. İçimizde yeşermiş olan o filizi canlı tutmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyarız. Yeter ki o filiz çürümesin ruhumuzda. Çünkü bizi ayakta tutan ve savaşmaya devam etmemize sebep olan o koruma içgüdüsüdür çoğu zaman. Umut filizini korumak için boşuna bir çabanın içindeyizdir; bunu bildiğimiz halde, boşa kürek çekmeye devam ederiz.

Bilinmezlikle dolu olan bu yolda, her an karşımıza bir yerden mutant çıkabilecek ihtimali varken; ölümün nefesini ensemizde hissederken bir umut ile nefes almaya ve ilerlemeye devam ediyordum.

Kalbimde tarifi imkânsız bir acı vardı. Her ne kadar gerçeği öğrendiğimde bir süre bu acıyı derinlere gömüp şimdiye odaklanmaya çalışsam da birkaç saat sonra onu gömdüğüm yerden çıkıp karşıma dikilmişti. İliklerime kadar işleyen keskin bir acı, kalbimin her atışında şiddet ile artıyordu. Kalbim dursun istiyordum bu acıyı çekmemek için. Ruhum bedenimi terk etsin ve daha fazla bu acı ile kavrulmasın istiyordum. Nefes almaya, kalbim atmaya ve yürümeye devam ediyordum ama. Mecburdum çünkü. İlerlemeye devam etmek zorundaydım.

Sam için. Onun intikamını alabilmek için. Elimde hiçbir şey yoktu. Neyi nasıl yapacağımı, Sam'in intikamını nasıl alacağımı bilmiyordum. Onun cansız bedenini bulabilecek miydim, bundan da emin değildim. Hiçbir şey bilmediğim halde yanımda Caleb ile birlikte bir şeyler bulabilmek adına yürümeye devam ediyordum. Öyle bir keşmekeşin içindeyim ki, tarif etmem imkânsız gibi geliyordu. Sam, sevdiğim adamdı. İlk aşkımdı, varlığımın sebebiydi. Birbirimizin her şeyiydik. Ta ki Arınma dedikleri o sabaha uyanana kadar. Onun peşinden ölüm yolculuğuna çıkmıştım ve sonra yollarımız ayrılmış, ben de hafızamı kaybetmiştim. Onu hatırlamadan geçen aylarda beni kurtaran, hayatta tutan ve bana âşık olan Caleb ile birlikteydim şu anda. Sam'in anılarımda olmadığı, hafızamın bomboş olduğu o aylarda Caleb'i sevmiştim. Hala daha seviyordum. Ama kalbimin en derinlerinde Sam'e olan aşkım nefesimi kesecek kadar şiddetliydi.

NULL onu benden almıştı. Sam'imi, sevdiğim adamı ölüme göndermişlerdi. Onu benden almışlardı. Gözlerim yanarken kalbimin şiddetle sızlamasına engel olamıyordum. Kendimi çaresiz hissediyordum, elim kolum bağlanmış şekilde karanlık bir okyanusun dibine gittikçe batıyordum. Ne yapacağımı, ne hissedeceğimi, kısacası hiçbir şey bilmiyordum. Acı her şeyi ele geçirmişti. Kalbimi ve beynimi.

''Biraz mola versek iyi olacak sevgilim. Karanlık çökmek üzere, sığınak bulmak zorundayız.'' Sol elimin çekiştirilmesi ile düşüncelerimden sıyrıldım ve Caleb'e döndüm. Dediklerini idrak etmek için bir süre yüzüne boş bakışlarla baktım ve ardından derin bir nefes alıp etrafıma bakındım.

''Bir hiçliğin ortasında gibiyiz.'' Mırıldanarak dediklerim ile gözlerimi çorak arazide dolaştırıyordum. Caleb'in ve Göçebe adlı atalarımın bahsettiği Karanlık Savaş sonucunda önümüzde uzanan arazi, sanki kocaman bir süpürge ile süpürülmüş gibi bomboştu. Ne Horus'ta bulunan ve gördüğüm bitkilerden vardı ne de ardımızda bıraktığımız şehirde var olan binalardan. Nereye sığınabilirdik? Kendimizi nasıl korumaya alabilirdik ki?

BULUTLARIN ARDINDA/2 ''SON UMUT''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin