6

645 64 27
                                    

İçeri girdim. Herkes bir ağızdan anırınca kulaklarımı tıkadım.

-OHA!

(Min-Gyu)-Mari ablam çilek olmuş!

(Narae)-Kanka git bi elini yüzünü yıka. Pancar olucan şimdi.

Koşarak lavaboya gittim. Kendime bir tehşiz koymam gerekiyordu. Buna physics krizi demeyi düşünüyorum. Asıl adı sanırım şimdiye kadar olduğuna inanmadığım aşk. Tabi bunu kendime yediremediğim için physics krizi diyeceğim buna. Elimi yüzümü yıkayıp salona geçtim. Narae'yi odama çıkardım.

-Kanka bende physics krizi var.

-O ne be?

-Kısaca a- şimdiye kadar varlığına inanmadığım şey.

-Sen aşık mı oldun? Jisung'a?!

-Emin değilim ki. Neyse konuyu kapatalım. Yoksa bu gece uyuyamam. Eee sen Minho'yla konuştun mu?

Oturduğu sandalyede kafasını arkaya atıp gülümsedi. Adını duyunca bu hale geliyorsa Minho ona açılırsa ne olacak acaba? 

-Konuşmadık, çıkışta "Yarın 7 gibi okulun arkasındaki basket sahasında ol." dedi.

-Sen 7'de uyanık olabilir misin?

Elini yumruk yapıp havaya kaldırdı.

-Minho için!

-Bağırma be kızım. Hadi bir şeyler yapalım.

-Geçen sene yarım bıraktığımız k-drama yı izleyelim.

~

1-2 saat sonra bilgisayarın başında sızmıştık. Narae'nin alarmına uyandım. Beynimi toparlayıp saate baktım. İstemsizce Narae'ye bağırdım.

-Saat 5:40'a alarm mı kurulur?!

Narae sesimden korkmuş olacak ki titreyerek uyandı. Elini telefonuna attı. Alarmı kapatıp uykusuzluktan şişen gözlerini ovuşturdu. Sadece 4 saat uymuştuk ikimizde. Narae kalkıp lavaboya gittiğinde ne kadar uykumu alamamış olsam da uyanmıştım artık. Elimi yüzümü yıkayıp hazırlandım ve Jisung'un verdiği testi açtım.

~

Saat 6:40 gibi ablam gelmişti. Beni hazır görünce şaşırdı. Narae'yle birlikte aşağı inip kahvaltı yaptık. Ablama Narae'yi okulun arkasındaki basket sahasına bırakmasını söyledim. Narae'yi bıraktıktan sonra okula beni bıraktı ve gitti. Okula girip çantamı sırama bıraktım. Yaklaşık 10 dakika sonra Narae okul bahçesinden girdi. Günlük rutin olarak en az 5 çıkma teklifi alırdı ve bahçeden girer girmez yanına 1. sınıf bir çocuk geldi. Ensesini kaşıyarak konuştu.

-Narae benimle çıkar mısın?

Narae'nin arkasından koşarak Minho geldi ve elini Narae'nin omzuna attı.

-Kendine başka birini bul. O benim sevgilim.

Narae aptalca sırıtmamak için dudaklarını birbirine bastırdı. Yanlarına gittim.

-Selam.

-Selam Mari.

Minho beni ince ve gıcık bir bakışla süzdü. Sanki bir şeyler arıyormuş gibi. Beni işaret ederek Narae'ye döndü.

-Mari?

-Evet.

Narae'yle gözlerimiz buluştuğunda gözlerimle Narae'nin omzundaki kolu gösterdim. Onun üzülmesini veya açık vermesini istemediğim için sert görünmesini istiyordum.

-Bence sassengin buralarda değilken sevgili taklidi yapmamıza gerek yok.

Minho kolunu çekti. Yanımıza yaklaşan çocuğun Narae'ye geldiğini düşünüp göz kırptım.

-Geliyor senin hayranlardan biri daha.

-Ya sus!

Narae'nin hayranı olduğunu sandığım çocuk tam karşımda durdu.

-Selam Mari, benimle çıkar mısın?

Al işte! Gülme komşuna gelir başına. Hayır ben reddedemiyorum da. Etrafıma bakındım. Uydurabilecek hiç bir bahanem yoktu.

-Şey... üzgünüm dayım var.

-Ha?

-Yani demek istediğim~...

Etrafıma bakındım. Tanıdık birini görür görmez onu bahane edecektim. Jisung, kantinden çıkan Jisung'u kolundan tutup yanımıza çektim.

-Sevgilim var.

-Üzgünüm.

yanımıza heyecanla gelen çocuğun tüm umudunu kırmıştım.

-Biraz sert mi çıktım?

(H)- Bence az bile.

Ona attığımız garip bakışları fark edince sanki biz yanlış anlamışız gibi çevirdi.

-Yani, sevgili onun neyine 15 yaşında. Hem ona buna yavşamasın. Birini çok sevsin ona çıkma teklifi etsin.

PHYSİCS| Han JisungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin