the day, 92 days before the wedding.
••
Sıkışık ilerleyen sabah trafiği seni şimdiden çıldırtmaya yetmişti. Üstelik ne olmuştu da bu kadar erken bir saatte toplantı yapma kararı almışlardı. Bir elinle direksiyona yumruk attın. Belki de hiç çevre yoluna girmemeliydin.
Gözlerini kapattın ve derin nefesler aldın.
"Tanrım neden hep bu olaylar beni buluyor?"
Arabana bağlı telefonundan sakin şarkıların olduğu bir playlist açtın ve trafiğin akışına kendini bıraktın. Toplantıya kırk dakikan kalmıştı. Yarım saat içinde şirkete varmayı başarabilirsen on dakika içinde hazırlanmak senin için sorun olmazdı.
Yaklaşık on dakikanın ardından trafik eski akış hızına kavuşmuştu ancak içine çöken derin bir huzursuzluk hissi vardı.
Telefonun sesi arabayı doldururken gözün arabanın ekranına kaydı. Bu sırada şeridini hafif kaydırmış ve az da olsa yan şeride girmiştin.
"Efendim müdürüm?"
"Nerelerdesin?"
"Trafik çok yoğ-" arabanın aniden sarsılmasıyla neler olduğunu kavraman çok sürmemişti. Fakat artık her şey için çok geçti. Çünkü sana yan şeritten hızla gelen bir kamyon çarpmış ve seni rampadan çıkartmıştı. Çevre yolundaydın. Yani bu yol ana yolun üstünde bir yoldu ve şu an havadaydın. Çok geçmeden araba yere düşmüş ve hava yastıkları açılmıştı.
Tüm vücudunu kaplayan sıcak sıvıyı hissediyordun. Bu senin kanındı. Yüzünden tut ayağına kadar her yerin alev alev yanıyordu. Ki özellikle karın bölgen. Bilincini kaybetmeden önce bakışlarını bedeninin alt bölgesine kaydırdığında bağırsaklarının bir kısmının dışarıya çıktığını gördün. Bedeninin her yerinden şu anda oluk oluk kan çıkıyordu resmen. Ölecek miydin? Rintarou'yu, nişanlını düğün öncesi terk mi edecektin?
Gelen yanık kokusu ve bağırışmalar algıladığın son şeyler olmuştu. Bilincin anında kapanmıştı.
••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ ꜰᴏᴜʀᴛʜ ᴏꜰ ᴊᴜʟʏ「𝐬𝐮𝐧𝐚 𝐱 𝐫𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫」'𝘴𝘩𝘰𝘳𝘵 𝘴𝘵𝘰𝘳𝘺 ✓
Fanfic𝘞𝘦𝘭𝘭 𝘺𝘰𝘶 𝘥𝘰 𝘦𝘯𝘰𝘶𝘨𝘩 𝘵𝘢𝘭𝘬 𝘔𝘺 𝘭𝘪𝘵𝘵𝘭𝘦 𝘩𝘢𝘸𝘬, 𝘸𝘩𝘺 𝘥𝘰 𝘺𝘰𝘶 𝘤𝘳𝘺? 𝘛𝘦𝘭𝘭 𝘮𝘦 𝘸𝘩𝘢𝘵 𝘥𝘪𝘥 𝘺𝘰𝘶 𝘭𝘦𝘢𝘳𝘯 𝘧𝘳𝘰𝘮 𝘵𝘩𝘦 𝘛𝘪𝘭𝘭𝘢𝘮𝘰𝘰𝘬 𝘣𝘶𝘳𝘯? 𝘖𝘳 𝘵𝘩𝘦 𝘍𝘰𝘶𝘳𝘵𝘩 𝘰𝘧 𝘑𝘶𝘭𝘺? 𝘞𝘦'𝘳𝘦 𝘢𝘭...