1.Bölüm

2.5K 122 82
                                    

NOT: Kitapta bulunan çetelerin ortaya çıkış tarihleri farklı olduğu için çeteleri hikayeme göre düzenledim. Gelecekte bulunan çeteler hariç diğer zamandaki çeteleri ve üyelerini saçma durmaması adına biraz değiştirmek zorunda kaldım. Bir üyeyi olması gereken çetede göremezseniz bu yüzdendir. En önemlisi ise mangada iyi olan ama hikayemde kötü olarak görebileceğiniz yada kötü olup hikayemde iyi olarak görebileceğiniz karakterler var. 

14 NİSAN 2006

''Yui?'' 

''Yui uyan.'' 

''Kalk hadi.''

Kolumun dürtüklenmesi sinirimi bozmaya başlarken homurtulu bir sesle başımı kolumun üzerinden kaldırdım. Kolumun uyuşması yüzümü buruşturmama neden olurken beni dürtükleyen kişiye baktım. ''Sen kimsin?'' karşımda duran uzun boylu boynunda yılan dövmesi olan genç çocuk bana gülümseyerek bakıyordu. ''Seni götürmem emredildi.'' kaşlarım çatılırken ''Kim tarafından?'' diye bir soru çıktı dudaklarımdan. 

''Patron.'' diye sorumu cevapladı ve sıradaki çantamı eline alarak eşyalarımı içine gelişi güzel koymaya başladı. ''Patronun kim senin?'' genç çocuk soru sorulmasından sıkıldığını belli eden bir ses çıkardı. ''Izana.'' çocuğu baştan aşağı süzdükten sonra alaycıl bi gülüş sergiledim. 

''Izana'nın adamlarından biri değilsin sen.'' karşımdaki çocuk dudağını ısırırken pot kırdığını farketmiş gibi etrafına bakınmaya başlamıştı. ''Eee şey...'' elini ensesine götürürek ovuşturdu. ''Bunu yapmayı hiç istemiyorum aslında ama güzellikle gelmeyeceksin sanırım.'' ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışırken ensesindeki elinde birşey olduğunu farkettim. 

Sıradan kalkmaya çalıştığımda tek eliyle hareketimi engelledi. ''Seni şuan götürmezsem bedelini sadece ben değil ikimizde öderiz.'' beni bu laflarla korkutabileceğini sanıyordu. Ensesindeki elini hala ensesinde tutuyordu ve elindeki şeyi sıkıca kavramıştı. ''Eğer benim kim olduğumu biliyorsan seninle gelmeyeceğimi de biliyor olman gerekiyor.'' 

''Seni bilmeyen var mı?'' diye bir soru yöneltti. Kaşlarım tekrar çatılırken beni nasıl bildiklerini düşünmeye başladım. 

''Seni bulmak için çok uğraştık ve şimdi herkes seni tanıyor.''

''Lisa Kurokawa.''

Konuşmanın başından beri ilk defa içim ürpermişti. Beni nasıl bulduklarını daha sonra düşünmeliydim. Şuan kendimi ona teslim edemezdim. 

''Eğer beni etkisiz bırakıp kaçmayı düşünüyorsan okulun her katında adamlarımın olduğunu unutmaman gerekiyor.'' kafamda milyon tane düşünce dolanırken ellerimi sıranın üstüne koydum. 

''Pekala. Sana zorluk çıkartmayacağım.'' çocuk şaşırmış bir şekilde yüzüme bakmaya başladı. 

''Gerçekten mi? Şimdi senden hoşlanmaya başladım.'' yüzüme sahte bir gülümseme koyup sıradan kalkmak için harekete geçtim. 

''İzin verirsen kalkmak istiyorum. Yada akşama kadar burada mı duracağız?'' çocuk elini sıradan çekip kalkmam için aramıza mesafe koydu. Eline çantamı alarak ensesindeki elini koluma doladı. Eli boştu yani ensesinde zorluk çıkartsaydım beni götürmek için kullanacağı birşey gizliyordu. 

Kolumu öne doğru çekerek yürümemi sağladı ve sınıftan çıktık. Kapıda bekleyen iki kişi vardı. Gerçekten okulda birçok adam olmalıydı. Koridorda yürürken detaylı olarak etrafı incelemeye başladım. Bu katta bile sadece 4 adamın olması abartıydı. Merdivenlerden aşağı inerken 4 adamında peşimizden geldiğini hissettim. Okul çıkışı olduğu için okul neredeyse boştu yani bizi görebilecek birkaç öğrenciden başka kimse yoktu. 

Alt kata indiğimizde giriş kapısındada 2 kişinin olduğunu gördüm. ''Bu kadar kişi benim için mi? Egom okşandı.'' çocuk kahkaha atarak başını hayır anlamında salladı. ''Onlar Izana için burada. Planımızı bozarsa adamlarım onu halledecek. Ama buna gerek yok gibi duruyor.'' abimi bu adamların durdurmayacağını bildiği yüz ifadesinden belli oluyordu. 

''Bu kadarcık adam Izana'yı tutabilir mi sanıyorsun?'' gözlerini bana çevirerek birkaç saniye yüzümü izledi. ''Ona çok benziyorsun. Şu zamana kadar nasıl olurda seni bu kadar iyi gizleyebilir anlamıyorum.'' 

''Abimi küçümseme.'' bakışları öfkeyle parlarken ''Küçümsemek?'' dedi. ''Onu küçümsüyor gibi mi görünüyorum?'' 

''Senin için girdiğim tehlikenin farkında bile değilsin.'' 

Gözlerimi devirerek ''Abartma. Sıradan biriyim.'' dedim. 

''Gerçekten haberin yok mu?'' bakışlarımı tekrar çocuğa çevirdim.

''Neyden?''

''Gidince öğrenirsin.''

Siyah renkli bir arabanın yanına geldiğimizde arka kapıyı açıp binmemi sağladı. Çantamı kucağıma bırakırken kendiside yanıma oturup şöföre birşeyler mırıldandı. Binadaki adamların hepsi yan yana dizilmiş motorlara binerken araba yola koyulmuştu. Yarım saatlik bir yolcuğun ardından araba büyük bir kapının önünde durmuştu. 

''Hazır mısın?'' diye heyecanlı bir şekilde sordu. Ne olduğunu, buranın neresi olduğunu anlayamıyordum. 

''Bilmediğim birşey için nasıl hazır olabilirim?''

Başıyla onaylayarak beni arabadan indirdi ve kapının ardına kadar açılmasını izledi. Kapının ardındaki gürültü bir anda büyük bir sessizliğe dönüşmüştü. Kolumu sıkarak beni yürümeye zorladı. 

Birkaç saniyelik yürüyüşün ardından kendisiyle birlikte benide durdurdu. Gözlerim etafı tararken içime korkunun işlediğini hissettim. 

''Burada bulunanları tanıyor musun Lisa?'' gözlerimi gözlerine çevirerek başımı hayır anlamında salladım. 

''Ben senin için tanıtayım o halde.''

''Şurada duranlar.'' diyerek parmağıyla uzakta duran birini gösterdi. ''Brahman Çetesi ve liderleri Kawaragi Senju.''

 ''Liderleri kız mı?'' diye sordum şaşırarak. Başıyla onayladı. Parmağını bir başka yöne çevirerek bir başkasını işaretler gibi gösterdi. 

''Şunlar ise Valhalla Çetesi. Liderleri bilinmiyor Başsız Melek olarak anılıyorlar. Lider yardımcısı Hanma Shuji.'' Hanma dediği adam gülerek yüzüme bakıyordu. Bakışlarımı kaçırarak çocuğun baktığı tarafa baktım. 

''Ve son olarak Rokuhara Tandai Çetesi Liderleri South Terano.'' başımla onaylarak merak ettiğim tek soruyu sordum. ''Peki ben neden buradayım.'' 

''Ah haklısın çok özür dilerim bunu sana liderimiz açıklayacak.'' geldiğimiz kapı tekrar gürültülü bir şekilde açılırken arkamı döndüm. Bana doğru ciddi bakışlarla yürüyen kısa boylu sarışın bir velet görmeyi beklemiyordum. 

''Bu mu?'' diye sordu yanımdaki çocuğa. ''Evet.'' diyerek onu onayladı ve hiç vakit kaybetmeden yanına geçti. Sarışın velet elini uzatırken dudaklarını ıslattı. 

 ''Adım Sano Manjirou.'' 



TOKYO REVENGERS X OCHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin